Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olma.
*****
"Nabız alamıyorum." Savaş Üsteğmenin sesi ortama pimi çekilmiş bombanın patlaması misali düştü. Korku hiç bu kadar işlememişti yüreklerine."Komutanım ne diyorsunuz?" Furkan Astsubay hızla yerinden kalktı yanlış duymayı istedi. Sırtında bir acı hissetti. Boran endişelense bile yaptı yapacağını. Önce Gökhan Yüzbaşını vurdu, sonra Furkan Astsubayı vurdu.
"İyi iş çıkardın heval." Boran, Baran'ın gözlerinin içine gülümseyerek baktı.
"Eyvallah heval," dedi şiveli sesiyle.
"Furkan," diye bağıran Bahar Teğmen hızla yerinden çıktı kurşunlar yanından hızla geçiyordu.
"Kötü bir şey oldu." Hatice Hanım dizlerinin üzerine çöktü gözyaşları yuvalarını terk etti.
"Lütfen kendinizi bırakmayın Allah'ın izniyle hiçbir şey olmamıştır." Ceylin sesine kulak vermek isteseler de yüreklerindeki endişe ve korku tohumları buna izin vermiyordu. Hatice Hanım, Nur Hanım ve Ezra endişe ve korkuyla bekliyorlardı. Üçü de hissetmişti Gökhan Yüzbaşının zor durumda olduğunu.
"Ama seninle yolumuz burada ayrılıyor heval." Baran silahını belinden çıkardı, Boran'ı vurdu. Teröristler böyleydi işte köşeye sıkıştıkları an en güvendiklerini bile bir kalemde harcarlardı.
Sonunda silah sesleri duyunca Bahar Teğmen ve Güneş Üsteğmen teröristleri kontrol ederken, Hazar Yüzbaşı, Furkan Astsubay'ın yanına gitti, Ayla Yüzbaşı ise Gökhan Yüzbaşının yanına gitti. Gökhan Yüzbaşı ve Furkan Astsubay'ı helikoptere bindirdiler.
"Komutanım, Boran adlı terörist yaralı olarak ele geçti." Ayla Yüzbaşı, Güneş Üsteğmenin sesi ile hızla yerinden kalktı.
"Neredesiniz Üsteğmenim?" Sesi öfkeyle çıkmıştı. Bu öfkesinin sebebi şüphesiz ki canlarını yakan teröristin ismiydi. Boran, onların canını yakmıştı bir kere değil, iki kere.
"Saat iki yönünde Doğu tarafındayız Komutanım." Ayla Yüzbaşı ve Savaş Üsteğmen, Bahar Teğmen ve Güneş Üsteğmenin yanına gittiler.
"Seni orospu çocuğu," diye bağıran Savaş Üsteğmen silahını yere attı, Boran'ın üzerine çıkıp art arda yumruk attı o an kendisine seslenenleri duymuyordu.
"Savaş!" Ayla Yüzbaşı üç kez havaya ateş etti, Savaş Üsteğmen silahın ürkütücü sesi ile kendine geldi.
"Sen ne yapıyorsun Üsteğmenim?" Ayla Yüzbaşının sesi fırtına öncesi sessizliği andırıyordu.
"Özür dilerim Komutanım."
"Seninle daha sonra hesaplaşayacağız Üsteğmenim." Ayla Yüzbaşı yerde kıvranan Boran'ın çikolata kahvesi gözlerinin içine baktı.
"Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olma." Ayla Yüzbaşının sesi demir kadar sert çıkmıştı, Boran hâlâ anlayamıyordu yıllardır yanında durduğu adamın kendini kurtarmak için kendisini harcadığına. Elini yarasına bastırdı.
"Neden bana yardım ediyorsunuz ben sizin adamlarınızı öldürmek istedim?" Boran bunu anlayamıyordu, o, Türk askerinin canını yakmışken, Türk askeri neden onlara yardım ediyordu?
"Türk'ü Türk yapan kanında akan merhamettir." Ayla Yüzbaşı yıllar önce sırt sırta verdiği arkadaşının kocasının cenazesinde söylediği cümleyi söyledi. Umman Yüzbaşı, kocasını ondan koparan teröristin babasının hayatını kurtarmıştı, teröristin annesi 'benim oğlum, kocanı şehit etti sen ise kocamın hayatını kurtardım bunu neden yaptın' dediğinde Umman Yüzbaşı bu cevabı vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Sağolsun
ActionEledim eledim höllük eledim, Aynalı beşikte canan bebek beledim. Büyüttüm besledim asker eyledim, Gitti de gelmedi canan buna ne çare, Yandı ciğerim de canan buna ne çare. Bir güzel simâdır aklımı alan, Aşkın sevdasını canan sineme saran. Bizi kınam...