"Mingyu'yu niye getirmedin? Onunla tanışmak istiyordum."
Karşısındaki kızlardan gözlerini çekip Bora'ya baktı Areum.
"Onu da sürüklemek istemedim o yorgunluğuyla."
Bora'nın gözlerini bir an Areum'u süzdü. Sırtındaki açıklığı görünce kaşlarını kaldırdı.
"Elbisen güzelmiş. Oradan mı aldın?"
Areum başını salladığında Bora sırıtarak ona doğru eğildi.
"İçeride olsaydık şaplak atacaktım. Sicheng'in ailesi buraya bakıyor." İkisi de güldüğünde Areum gördüğü kızla duraksadı.
Saçları upuzun ve üzerindeki sade elbiseyle bile dikkat çeken kız, çok güzel görünüyordu.
"Hey, bu kim?"
Kızı işaret ederek sorduğunda Bora oraya baktı.
"Yujin. Sicheng'in liseden arkadaşı, Amerika'dan gelmiş."
Sicheng'in liseden arkadaşıysa Jaehyun ve Doyoung'ın da öyledir, diye düşündü Areum.
"Çok güzelmiş."
"Evet, cidden öyle. Başta çok kıskandım ama Doyoung'la aralarında bir şeyler var sanırım."
Areum'un gözleri Doyoung'u buldu, gerçekten Yujin'e bakıyordu. Yujin'in olduğu tarafa baktığında başka bir kız gördü, kendisine öldürecek gibi bakıyordu.
Areum mavi elbiseli kızın kim olduğunu sormak istedi ama Sicheng gelip Bora'yı dans etmek için kaldırmıştı.
Kızla göz temasını kesip dans eden çiftlere gülümsedi ve ayağa kalktı.
Bahçeye çıktığında çantasından çakmak çıkarmaya çalışıyordu. Bulamadığı için tam küfredecekti ki karşısına dikilen bedenle duraksadı.
Kafasını kaldırıp Jaehyun'a bakarken heyecandan titreyen ellerini çantasından çekti.
Yüzüne baktığında ilk gördüğünde fark etmediği şeyleri fark etmişti.
Jaehyun'un yüzü aynıydı. Göz altları biraz çökmüş görünüyordu ve kilo vermişti.
"Bana sarılmadın..." dedi Jaehyun yorgun bir ses tonuyla.
"Beni özlemedin mi?"
Areum cevap vermedi. Böyle olmasını hayal etmemişti, neden Mingyu'nun söylediği gibi davranamıyordu?
Sarılırsa bırakamayacaktı. Geri gidemeyecekti. Bunu biliyordu.
Ama Jaehyun durmadı. Elindeki sigarayı hızla fırlatıp kollarını ona doladı.
Sırtının açık olduğunu fark ettiğinde kafayı yiyecek gibi olsa da sanki elinden kaçacakmış gibi sarıldı.
Areum kolunu kaldırsa da ona karşılık vermedi. Cesaret edemiyordu.
Yavaşça geri çekilip Jaehyun'un yüzüne baktı. "Şey yapayım ben.. gideyim o zaman."
Hızla konuştuktan sonra nefes nefese içeri girdi.
İlerleyen saatlerde aynı ortamda bulunsalar bile konuşmamışlardı.
Areum Yujin'le tanıştı, mavi elbiseli kızı ise Jaehyun'un yanında çok sık görse de görmezden gelmeyi denedi.
Saate baktığında oldukça geç olduğunu gördü. Herkes gitmişti, salonda sadece onlar vardı.
"Tekrardan mutluluklar. Daha vaktim var, bu yüzden daha sonra görüşürüz."
Sicheng ve Bora'ya hitaben konuşurken Bora panikle masanın altındaki çantayı karıştırıyordu.
"Dur dur, bir şey vermem gerek."
Bulduğu anahtarı Areum'un eline tutuştururken Areum şaşkınlıkla ona baktı.
"O evi sattın zannediyordum."
"Saçmalama."
"Size o evi satıp parasını geleceğiniz için kullanmanızı söyledim. Niye böyle bir şey yaptınız?"
Sinirle Bora ve Sicheng'e bakarken Sicheng cevap verdi.
"Böyle bir şeyi kabul edemezdik. Ayrıca," sesini alçaltıp devam etti.
"Odanda bir sürü Jaehyun'la olan fotoğrafın var. Atmaya kıyamadık ve üzerimize vazife de değildi."
Areum yutkunup gözlerini kaçırdı. "Tamam. İyi geceler."
Salondan çıkıp bir taksi durdurdu. Bindikten sonra otelin adresini verdi.
Elindeki anahtara bakıyordu bir yandan da. O eve nasıl girecekti?
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stressed Out² | Jung Jaehyun √
Fanfiction"Keşke zamanı geri döndürebilseydik." - Heartless kitabının devamıdır, bundan önce onun okunması tavsiye edilir. ➽ fluff © cigarettesafterjae | 2021