#27-Bir Varmışız, Bir Yokmuşuz

160 21 57
                                    

Keyifli okumalar❤️

🌼🌼🌼🌼🌼

"... Aslında bu kadar da kırılgan değildim
Kendi yarattığım düşmanlara yenildim ..."

🌼🌼🌼🌼🌼

Telefonumun titremesiyle Emir kendince yaptığı teselli sarılmasını bırakmış, telefona bakmak için ayağa kalkmıştı. Hızlıca gözyaşlarımı ellerimle silmeye çalıştım. Emir telefonumu bana uzattı.

''Teşekkür ederim,'' dedim ve telefonu elinden aldım. Arayan Gülsüm'dü.

Telefon kapanmadan açtım.

''Efendim.'' dedim ağladığımı gizlemeye çalışarak.

''Feriha uyandırmadım inşallah,'' dedi Gülsüm panikle.

''Yok, yok uyanmıştım çoktan.''

''Ben seni merak etmiştim. Daha doğrusu biz, annemde yanımda.'' dedi Gülsüm.

''İyiyim. Bir problem yok,'' dedim. Emir ile göz göze gelmiştik. Başımı kaldırır kaldırmaz Emir bakışlarını kaçırmış, başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi yapmaya çalışmıştı.

''Sesin bir garip geliyor senin. Emin misin bir sıkıntı olmadığına?'' dedi Gülsüm şüpheli bir şekilde. Halam Gülsüm'ün elinden telefonu kaptı.

'' Feriha kızım bana bak eğer o oğlan seni üzmeye devam ediyorsa-''

''Hala cidden sorun yok. Ben iyiyim. Beni merak etmene gerek yok cidden. Zaten gece döneceğiz. Gelince konuşuruz olur mu?''

''Tamam, kızım,'' dedi ve telefonu tekrar Gülsüm'e verdi.

''Feriha kusura bakma, annem ısrarla arattırdı. Yoksa rahatsız etmek istemezdim.'' dedi Gülsüm. Halam Gülsüm'ün yanından gitmiş olmalıydı.

''Sorun değil,'' dedim ve çok fazla uzatmadan telefonu kapattım. Emir bu süreçte banyoya gitmiş, üzerini değiştirmişti.

'' Koraylar kahvaltıda, bizi bekliyorlarmış,'' dedi Emir telefonu kapattığımı görünce.

Hiçbir şey söylemeden banyoya girdim. İlk iş olarak üzerimdeki elbiseden kurtuldum. Ve hemen peşinden beni korkunç bir canavara dönüşürmüş olan geceden kalan makyajımı temizlemeye koyuldum. Makyajdan geriye ise şiş ve kızarık gözlerim kaldı. Ama bununla uğraşamayacak kadar halsizdim. Dişlerimi fırçaladım ve banyodan çıktım.

Emir önden, ben arkasından odadan çıktık.

İkimizde konuşmuyorduk. Sanki söylenmesi gerekli olan her şey söylenmişti. En alt kata indiğimizde, bahçeye açılan kapıya yöneldik. Bahçede kahvaltı telaşı vardı. Bütün masalar doluydu. Kalabalığın içinde Handeleri aramaya koyulduk. Ama Hande biz onları bulmadan bizi görmüştü ve sandalyesinden ayağa kalkarak el sallamaya başlamıştı. Masanın olduğu tarafa yöneldik.

Masaya yaklaştığımızda Yiğit ve Melis'in de orada olduğunu fark ettim.

''Günaydın,'' dedim herkesi kapsayacak bir şekilde.

''Nerede kaldınız uykucular?'' dedi Hande enerjik bir şekilde. Dün akşamdan sonra hala bu kadar enerjik olabilmesi beni şaşırtmıştı. Hande'nin aksine ben ölü gibiydim, yürüyen bir ölü gibi.

Bize ayrılan sandalyelere oturduk.

'' Feriha daha iyisin değil mi? Yani gecenin sonunda çok kendinde değildin de? Dedi Koray.

Her Şeye RağmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin