7

2.8K 74 8
                                    

Poyraz'dan
Her ne kadar oyun anında böyle temaslar olabilceğini bilsem de Merve elindeki yastığı Ayşenin yüzüne vurduğu an itiraz etmek için bağırmaya hazırlanacağım sırada ayşenin suya düştüğünü gördüm. Hemen havuzun kenarına doğru koştum ve çıkmasını beklemeye başladım. Ayşe kendini suyun yüzeyine doğru ittirdikten sonra yüzünde acı çeker bi ifadeyle kenara doğru yaklaşmaya başladı. Hemen Dora ve Berkay da ayşeyi çekmek için havuzun kenarına geldiğinde onları kenara çekerek iki elimle suyun içindeki Ayşeye uzandım ve havuzun kenarına oturttum. Hasar tespiti yapmak için yüzüne baktığımda havuzda suyun etkisiyle belli olmayan burun kanamasını görmüştüm. Hemen metin abiye seslenerek bir elimi bacaklarının altından geçirerek Ayşeyi kucağıma aldım ve benche doğru yürümeye başladım. Darbenin etkisiyle eoey sersemlemiş olmalı ki buna hiç itiraz atmeden kafasını göğsüme yasladı.

Benche oturttuğumda metin abi onu kontrol ederken elini bir an bile bırakmadım. Dünkü ufacık sıyrıkta bile telaşlanan ben bugün yüzünü kanlar içinde görünce ne yapacağımı şaşırdım. Merve bunu bilerek yapmamış da olsa içim ona karşı öfkeyle doldu. Benim sevdiğim kadını incitmişti nasıl sakin kalabilirdim ki.

Ayşenin rengi solmuş yüzüne bir kez daha baktım. Metin abi burnuna tampon uygulamıştı. Darbeye bağlı kanama olduğunu söyleyip önemli bir hasar olmadığını anlattı ve yüzüne koyması için buz verdi.
Oyuna çıkma sırası bendeydi. Ayşenin elini son kez sıkarak ayaklandığımda Ayşenin de kalkmaya çalıştığını gördüm ve onu engelleyerek oyunu onun için kazanacağıma dair söz verdim. Onun gözünün içine baktığımda onun için her şeyi yapabilirmişim gibi bir güç doğuyordu içime. O kendini bu kadar hırpaladıktan sonra bu oyunu ona hediye etmek için içimdeki bu güce güvendim ve platforma doğru ilerlemeye başladım.

Oyunu kazanıp tüm takımla kucaklaştığımda gözlerim hemen Ayşeyi aradı.
Berkay: helal sana be
Reşat: sonunda kazanduk sevinun artuk
Aleyna: çok iyiydin Poyraz bravo
Onlara cevap vermeden benche doğru ilerledim ve ayşeyi ellerinden tutarak yanıma çektiğimde ona sımsıkı sarılarak kokusunu hissetmeye çalıltım. Ne kadar o pozisyonda durduk bilmiyorum ama ayşenin yavaşça kendini geri çekmesiyle toparlandım ve sayıyı onun için aldığımı söyledim.

Ayşenin de bana bakarken gözlerinin parladığını hissediyordum. Onunla ilgilendiğim ve içimden gelen sözleri söylediğim anlarda yüzünde bir gülümseme oluşuyor ve o güzel kirpiklerini kırpıştırarak masum bi şekilde yüzüme bakıyor. Böyle anlarda içimden belki hislerimin onda bir karşılığı olabileceği geçiyor ve heyecanlanmaktan kendimi alamıyorum. Onun güzel yüzünü herkesten saklayayım benden başka kimse görmesin istiyorum.

Özellikle bugün farkettiğim ünlüler takımındaki batuhanın ayşeye bakışları ve metin abi ayşeyi kontrol ederken onun için endişelenerek kıpırdanıp durması beni rahatsız etmişti. Benim onda gördüğüm güzelliği elbet başkaları da görecekti ama ben bunun olmasından deli gibi korkuyordum. Normalde olsa kameralardan dolayı yapmaya çekineceğim hareketleri yapıyordum sırf ayşenin benim olduğunu anlamaları için. Daha fazla gecikmeden her şeyi anlatmalıyım belki de ayşeye. Böylece biraz daha hzuurlu olabilirdim.

Seramoni bitip dokunulmazlık sembolünü aldığımda bizi adalarımıza götürecek araç geldi. Ayşenin binmesine yardımcı olduktan sonra yanına oturarak bakışlarımı yüzüne cevirdim. Bir kısmı moraracak gibiydi ama yüzündeki o acı çeken ifade gitmişti ve daha iyi görünüyordu. İçimden onun sağlığına şükrederek yolun kalanında takımın konuşmalarını dinlemeye başladım.

Aday vardığımızda herkes kendi kabuğuna çekildi. Bu gün kavga etmeye enerjimiz kalmamıştı sanırım. Ayşe de kızların barakasına doğru ilerleyip yerine yattığında çantamdan hırkamı çıkardım ve yanına gittim. Başının altına koyduğu çantasının üstüne hırkamla daha yumuşak bir kat yapmaya çalıştım ve üstünü örttükten sonra yanından ayrıldım.
Kızlar saçlarını örmeye çalışırken Reşat, yunus emre ve hanzade günün kritiğini yapıyor gibi görünüyorlardı.
Poyraz: ben coconut toplamaya gidiyorum
Berkay: bekle ben de geleyim yardım ederim
Poyraz: tamamdır

Berkayla ormanın içine doğru yürümeye başladık. Biriktirdiğimiz coconutları elimizdeki çantaya koyarak yola devam ederken konu birden Ayşeye geldi.
Berkay: ayşeyle aranızda bişeyler var sanırım
Poyraz: yok abi ne olacak. Arkadaşız işte, takım arkadaşı
Berkay: hiçbir takım arkadaşı diğerine senin ona baktığın gibi bakmaz ve sarılmaz. Ya kendini ya beni kandırıyosun.
Poyraz: o kadar belli ediyor muyum ya
Berkay: dikkatli bakan herkes anlar poyraz.
Poyraz: kızın hiçbir şeyden haberi yok ki aramız bile daha yeni düzeldi
Berkay: bence haberi yok diyemeyiz abi. O da farkediyo ve bakışlarından boş olmadığını anlayabiliyorum.
Poyraz: öyle mi dersin ya. Açılmayı düşünüyorum ama korkutmak da istemiyorum kızı. Survivordayız sonuçta
Berkay: bence öyle düşünme onu korkutacağın bi durum yok hatta bir an önce açıklığa kavuştur bence bu meseleyi. Rakiplerine fırsat verme
Poyraz: batuhandan bahsediyosun değil mi? Ben de farkettim son günlerde ayşeyi yiyecek gibi bakıyor şerefsiz. Yakındır ikinci bir nisa sercan vakası
Berkay: valla batuhanı sercanla bir tutma abicim. Yakışıklı başarılı bi çocuk. Ama ayşenin sendeyken eli boş döner o ayrı mesele. Ama sen niyetini bir an önce belli et bence. Sonra pişman olursun
Poyraz: haklısın galiba. Harekete geçmek şart

Berkayla havadan sudan muhabbetimize döndüğümüzde güneşin batmak üzere olduğunu fark ederek kampa doğru adımlarımı hızlandırdım. Ayşeyi kontrol ettiğimde uyuduğunu gördüm. Ve getirdiğim coconutları kırmaya başladım. Konseye gitmemize az kalmıştı ve aç halde uyku sersemi gitmesini istemezdim. Yanına giderek ayşeyi uyandırdım ve içmesi için su götürdüm. Uyku sersemi haliyle gelip ateşin başına yanıma oturdu ve ateşe bakmaya başladı.
Poyraz : nasıl hissediyosun kendini ağrın var mı
Ayşe: dokununca biraz sızlıyor ama iyiyim
diyip parmağını yanağına batırıp çekti. Bunu yaparken gülmeye başlaması beni de güldürmüştü. Birlikte kırdığım coconutlardan yedik ve konseye gitmek için hazırlanmaya başladık.

Bu hafta bizden kimse elenmeyecekti. Bu durum bir başarı gibi görünse de takımda eksilmemiz gereken konular vardı. Bi miktar alehimize bir durumdu sürekli dokunulmazlık kazanmak. Akşam yeni bir aday daha çıkacaktı ünlülerden yani biz seyirciydik.

Konseye gittiğimizde yerlerimize geçmeden önce batuhan merve ve ilayda ayşenin yanına geldiler. Kaşlarımı çatarak onlara kulak kabarttım.

Merve: ayşe ben çok özür dilerim bugün o karışıklıkta konuşamadık. Yüzün nasıl oldu?
Ayşe: sorun yok oyun anında olabilecek bir kazaydı. İyiyim zaten önemli bir şey yoktu.

Nasıl önemli olmazdı benim ömrümden ömür gitmişti onun sudan çıktığını görene kadar.

İlayda: çok geçmiş olsun ayşe. Nazar değdirdik heralde sana
Batuhan: dikkat et kendine. Hepimizi çok korkuttun
Dedi ve elini ayşenin koluna koyarak gülmeye başladı. Rahatsızca kıpırdandım. Ayşe tebessümle karşılık verdi.

Ayşe: oluyor oyunlarda böyle kazalar benim de boşluğuma geldi teşekkür ederim hepinize

Dedi ve bana doğru yürümeye başladı. Ne alaka şimdi kızın yanına geliyordu ki bu batuhan. Ünlülerden başka gelecek erkek mi kalmamıştı. Yılışık yılışık tavırlar bir de. Sinirlenmiştim.

Ayşe yanıma geldiğinde ifademi düzeltecek fırsat bulamadım.
Ayşe: noldu sana yüzün asık
Poyraz: yok sana öyle gelmiştir dalmışım
Dedim. Ayşe bana inanmazcasına bir bakış attı ve işaret parmağını iki kaşımın arasına koyarak ifademi düzeltmeye çalıştı. Onun bu çabasına içten bi şekilde güldüm ve onu kolumun altına alarak yerlerimize doğru ilerlemeye başladım.

Göz ucuyla batuhana baktığımda gözünün üstümüzde olduğunu gördüm ve ona sert bi bakış attım. Beni fark edince önüne döndü.
Acun abinin gelmesiyle konsey başladı. Benim tek düşündüğümse konsey bittiğinde bir an önce adaya dönmekti.

KENDİMDEN ÖNCE SEN (AYRAZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin