34.Bölüm Durmayan Göz Yaşları

10K 632 221
                                    

KADIN
Kimi der ki kadın;
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın;
Yeşil bir harman yerinde,
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki hayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi der ki hamur yoğuran,
Kimi der ki çocuk doğuran..
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım, bacaklarım, başım,
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim
Hayat arkadaşımdır..
Nazım Hikmet

Bazen en mutlu olduğumuz bir anda en ufak bir şeyden dolayı mutluluğumuz yarım kalır. Mesala bayram günü en yeni elbiselerini giyer, kapı kapı şeker harçlık toplarsın. Sonra o topladığın harçlıklarla kendine bakkaldan bir dondurma alırsın, tam tadını çıkara çıkara yersin ki birden, yanından hızla geçen başka bir çocuk yüzünden, kirlenmesin diye onca saat dikkat ettiğin elbisenin her tarafı dondurma olur.

İşte biz insanlar içinde böyle olur çoğunlukla. En mutlu olduğumuz vakit biri gelir, ve o mutluluğunuzu yarım bırakır. Leyal içinde tamda şuan öyle olmuştu. Aşık olduğu kocası ateşlerin içinden sapasağlam çıkıp gelmişti. Hemde gittiğinden çok farklı bir şekilde geri dönmüştü kendisine.

Kocasının dediği gibi bu ayrılık ikisininde doğruyu bulmaları için onlara çok iyi gelmişti. Dört ay önce giden adamın gözlerine baktığında saf tutku görürken, şimdi tutkunun yanında çok farklı parıltılarda vardı. Ve bu genç kıza gelecekleri için hayatlarına umut fidanları dikmesine sebep oluyordu.

İnanıyordu onlardan çok güzel çok mutlu bir aile olacaktı. Sadece biraz daha zamana ihtiyaçları vardı.
Ama şu karşısında gördüğü tabloya bakarak söylerse yolları baya engebeli olacak gibi duruyordu. Leyal kocası ile yanyana girdikleri salonda koltukta  oturup, karşılıklı gülen ikilinin samimiyetsizliğine ister istemez göz devirmek zorunda kaldı.

Giray gördüğü manzara karşısında öncelikle derin bir nefes aldı. Daha sonrada onların geldiklerini farketmeleri için hafif boğazını temizledi.
Emel ve diğerleri salonun girişinden gelen sese doğru bakışlarını çevirmişler içeriye giren ikiliyi farketmişlerdi.

Genç kızın içeriye giren adamla kalbi bir an tekler gibi olmuştu. Aşık olduğu bu adamı en son davet gecesinde görmüştü. O görevdeyken sürekli telefonunu aramış binlerce kezde mesaj yazmıştı. Ama adam bir kez bile olsa ne aramalarını cevap vermişti, nede mesajlarına.

Daha sonrada zaten  bir hafta önce internetten kaçırıldığını öğrenmiş ve büyük bir sinir krizi geçirmişti. O zamandan beride hastanenin psikiyatri kliniğinde tedavi görüyordu. Taki bu sabah annesi gelip sevdiği adamın kurtulup geri döndüğünü söyleyesiye kadar.

Genç kız aldığı haberle annesinin yardımıyla birlikte,hemen hastaneden çıkmış sevdiğinin yanına koşmuştu. Ama maalesef Karargaha gittiğinde Giray çoktan evine dönmüştü. O saatten sonrada ne annesi nede babası onu orda tutamamıştı. Bulduğu ilk uçakla aktarmalıda olsa nihayet onun nefes aldığı şehre gelmişti.

Sonrada zaten önceden bir kaç sefer geldiği eve gelmiş beklemeden kapının zilini çalmıştı. Kapıyı bir kaç saniye sonra, kırklarının ortasında çok güzel bir kadın açmıştı. Kısa süre sonrada kapıda yaşadıkları tanışma faslından sonra içeriye geçmişlerdi. Ayşe hanım Altan ve Sedef'in gitmesi ile kızının az önceki davranışları için hesap soracaktı. Kızı artık ya kendine çeki düzen verecekti, yada artık kimsenin huzurunu daha fazla bozmadan kocası olacak adamın yanına tekrar dönecekti.

Ayça istemeye istemeyede olsa salona tekrar girmiş, annesinin karşısındaki tekli koltuğa oturmuştu. Ayşe hanım konuyu daha fazla uzatmamak için, tam söze girecekken çalan zil sesi ile birlikte susmak zorunda kalmıştı. Kızı kapıya bakmak için ayağa kalkmış dış kapıya doğru gitmişti. Bir kaç dakika sonra yanında Emel denilen kızla birlikte gelmişti.

RUHUM SENİ SEÇTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin