Ayşe'den
Poyraz dudaklarını dudaklarıma bastırdığında donup kaldım. Tepkisiz kaldığımı fark edince geri çekilmek için hamle yaptığı anda ben de dudaklarımı araladım. Benim bu hareketimden cesaret alarak öpüşünü derinleştirdi ve dilini yavaşça ağzımın içine doğru ilerletti. Bir eli boynumda duruyor ve yavaş hareketlerle boynumu okşuyordu. Hislerimin yoğunluğuyla dudaklarımdan boğuk bi inleme döküldü ve onun dudakları arasında kayboldu. Yaşadığımız öpüşmenin heyecanıyla bedenim yanarken nerede olduğumuzu idrak ettim. Birine yakalanma korkusuyla ellerimi göğsüne yerleştirerek aramıza mesafe koydum.Dudaklarımız ayrıldığında ikimiz de nefes nefeseydik. Poyraz gözlerimin içine bakıyordu. Hissettiğim utanç duygusuyla boğazımı temizledim ve istemsizce dudaklarımı yaladım. Poyrazın bakışları tekrar dudaklarıma kaydı ve yüzünde serseri bi sırıtış belirdi. Sırıtışı gittikçe büyürken birden kahkahalarla gülmeye başladı. Ona garip garip baktım. Komik miydi bu durum ona göre acaba? Kaşlarımı çattım.
Poyraz: çatma o güzel kaşlarını. Bu anı o kadar uzun zamandır bekliyordum ki. Böyle bi günün üstüne çok iyi geldi. Ne yapayım tutamadım kendimi. Engelleyemiyorum gülümsememi kızma bana.
Diyerek alnımı öptü ve beni sıkıca sardı. Bense hala kendime gelememiştim. İlk öpüşmem değildi ama bu kadar yoğun duyguları birlikte yaşadığım ilk adamdı Poyraz. Öpüşünün tadı damağımda kalırken kendi arsızlığıma hayret ettim. Poyrazın yüzüne baktığımda başını yana eğmiş insanın içini ısıtan bakışlarıyla yüzüme baktığında ben de gülümsedim.
Ayşe: bu yaptığımız yanlış. Bi gören olacak. Gitsem iyi olacak
Diyerek kollarının arasından sıyrılmaya çalıştım. Poyraz kollarını gevşeterek çıkmama izin verdiğinde beni tamamen bırakmayarak ellerimi tuttu.Poyraz: neden yanlış olsun ki. Ben kendimden eminim. Burası zor bi yarışma ama bir gün bitecek. Ve burası bittiğinde ben senin için sadece aynı takımda yarıştığın bi adam olmak istemiyorum. Sen benim için bu yarışmadan çok daha önemlisin. Hatta kendimden bile daha önemlisin. Seni her an yanımda görmek istiyorum. Saçlarını koklayabilmek yüzüne dokunabilmek istiyorum. Bana tamamen güvenmeni istiyorum. Aklındaki soru işaretlerini söyle hepsini yok edelim. Yeter ki sen mutlu ol benim yanımda ol. Senin için yapamayacağım hiçbir şey yok.
Poyrazın sözleri sanki kalbime dokunmuştu. Bana karşı hislerinin böyle derin olduğunu bilmiyordum. Duyduklarımla gözlerim dolarken ona hayran hayran baktım.
Ayşe: survivora katılma sebebim babamdı aslında. Babam spor yapmayı çok severdi. Onunla koşulara çıkardık. Yüzme yarışları yapardık ve o her zaman beni çok destekledi. Voleybola başlamam kendimi geliştirmem hep onun sayesinde oldu. Onu trafik kazasında kaybettim. Bir yıl kadar oldu. Daha onun şokunu atlatamadan erkek arkadaşımın beni aldatmasıyla bi darbe daha yemiş oldum.
Poyrazın bedeni gerildi ve bakışları donuklaştı. Ellerimi saran büyük ellerine baktım ve parmaklarıyla oynamaya başladım.
Ayşe: ben bunu survivora gelmeye karar vermeden bir hafta kadar önce öğrendim. Altı aydan fazla süredir ikimizi de idare ediyormuş. Onun bana ihanet etmesinden çok aptal yerine konmak acıttı canımı. Yani aramızda çok büyük bi aşk yoktu ama birlikte iyi vakit geçiriyorduk. Yani ben öyle sanıyormuşum.
Dedim ve kendi halime güldüm. Poyraz pür dikkat beni dinliyordu. Ben de anlatmaya devam ettim.
Ayşe: survivora gelmek benim için bir kurtuluş oldu açıkçası. Kendimi parkurlara veririm kafam dağılır diye düşünmüştüm. Ama oyunlar dışında seninle geçirdiğim vakitlerde sen çok daha derin bi noktaya dokundun kalbimde. Yarışmaya gelme amacım kendimi iyileştirmek kafamı toparlamaktı. Sen bana bunun için yarışmaya ihtiyacım olmadığını fark ettirdin. Bana o kadar iyi geldin ki. Ama korkuyorum işte. Aramızdaki yaş farkı beni korkutuyor, dışarda bambaşka hayatlarımız var. Bunları düşünmekten kendimi alamıyorum. Seni de bunlarla boğmak istemiyorum. Yoksa yarışma umrumda bile değil.