"Ben ayrıldığınızı duymuştum ve Barış için epey üzüldüm tabii." "Biz ayrıldıysak neden Barış'a üzülüyorsun acaba sadece?" Barış bakışlarını kaçırırken derin bir nefes aldım. "Çünkü terk edilen taraf o Nisa. Bu üzerine ilgi çekme çabandan hâlâ vazgeçemedin mi?" "Belki o beni terk etti?" "Nisa bıraksana herkes bu ilişkinin zavallısı olduğumun farkında." Bir zavallı olsaydım seni terk ederdim. Değilsin, benim sevdiğim adamsın. Senin için bir çok şeyi gözümü kırpmadan yaparım."
Başımı boynuna gömdüm ve minik öpücükler bıraktım. Barış'ın morali epeyce bozulmuştu. Onu adana sıkı sarmıştım. Aynı zamanda ellerim yüzünü sarmış yanaklarını okşuyordum. "Lütfen beni terk etme, ben ne istersen yaparım." "Seni terk ermeyeceğim." "Etme aşkım. Ben seni özlerim." "Az önce yalvardı mı o?" Melisa'nın sözleri üzerine gözlerimi devirdim. "Aşk için gerekirse ölmeli kendinden vazgeçmeli demişler. Ah tabii sen aşktan ne anlarsın?" Barış'ın dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum ve ona sımsıkı sarıldım.
Kulağına yaklaşıp gülümsedim. "Dünyanın en tatlı, en mükemmel, en harika sevgilisi biraz gülümseyebilir mi?" Barış bana bakıp yüzümü okşarken derin bir nefes aldım. "Neden izin istiyorsun ki?" "Yaa. Ama yerim seni. Senden bahsediyordum." "En mükemmel ben miyim?" "Aşk konusunda benden önde olduğu konusunda hemfikir olmalıyız." "Sen de çok güzel seviyorsun. Sevgini küçümseme." Barış'a sımsıkı sarıldım. "Seni içime çeksem ya bir nefeste?" Barış gülümserken ben de gülümsedim. "Özledim." "Burada olmaz." "Olur."
Barış bana bakarken göğsünü okşayıp gülümsedim. Kaşlarım çatılırken Barış'a baktım. "Aşkım şuradaki kız sana bakıyor." "Hangisi?" "Sağ taraf ikinci masa." Barış oraya dönüp baktığında nezaketen gülümseyince derin bir nefes aldım. Çok normal Nisa, sakin ol. Sen de şirkette birileriyle konuşup gülüştün. Hatta adama ne dediysen sevişmek istediğini sandı. Ama Barış tek bir kelime bile etmedi sana. Bu da nezaketen bir gülümseme... sakin. Derin nefesler alırken bacaklarımı sinirle sallıyordum. İrem ve Melisa da bana bakarken sıkıntıyla bir nefes verdim.
Barış'a bakıp dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum. "Benimsin ve başkasına gülmeni istemiyorum." "Sen de benimsin ama başkalarıyla rahatça konuşuyorsun. Karışıklı fedakarlıktan bahsediyordun Nisa. Hani nerede göremiyorum?" "Sen benimsin." Üstüne basa basa söylediğimde gülmüştü belli belirsiz. "Sadece nezaketen gülümsedim ki istesem sohbet de edebilirim." "Hayır edemezsin. Ben Nisa'yım ben ederim ama sen edemezsin." "Öyle mi?" "Öyle." "İyi sen Nisa olarak devam et o zaman."
Barış kalkıp giderken arkasından baktım. "Beni terk edemezsin!" Arkasına bakmadı bile. Bana inat o kızın yanına gittiğinde gözlerimi devirdim. Gitmiyordum yanına hadi bakalım ilk kim pes edecekti. "İyi günler kızlar." Hesabın bir kısmını ödeyip otele dönmüştüm. Kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyordum. Güzel bir duş alıp saçlarımı kuruttuktan sonra yatağa uzandım. Bir film açarken asla onu izlemiyordum. "Oh Barış bey iyice sıkıcı evlilik moduna soktu beni." Niye hala gelmemişti. Hâlâ o kızla mı konuşuyordu? Ya çok hoşuna giderse? Ya benim onu çok yorduğumu düşünüp o kızla görüşmeye başlarlarsa?"
Telefonum çaldığında bir müzik kanalı açıp sesini yükseltirken hemen açtım. "Efendim Barış?" "Otelde misin Nisa?" "Hayır, değilim." "Sen?" "Ben de biraz daha buralardayım. Seni merak ettim." "Ben iyiyim. Kapatıyorum şimdi." Telefonu kapatıp televizyonu da tamamen kapatıp derin bir nefes aldım. Baya ağzımı aradı. Ya gerçekten beni merak etmişti ya da odaya yalnız gelmeyecekti. Onu beklemeye başladım. Odanın kapısı açıldığında derin bir nefes aldım. Lütfen saçma bir hata yapma. Odaya geldiğinde bana bakmıştı. "Sen dışarıda değil miydin?"
Başımı iki yana sallayıp hafifçe gülümsedim. "Sensiz çok sıkıcı olur ki..." "Ama..." "Ama ne?" "Ben sürpriz hazırlayacaktım sana." "Boşver. Bana kızgınken bile bunu düşünmüşsün ya daha ne isterim senden." Elini uzattığında uzattığı eli tutmamla beraber dans etmeye başlamıştık. "Biz ne yapıyoruz Barış şuan?" Bedenine çarpıp durduğumda bir kolu bedenimi sımsıkı sarmıştı. Bana minik bir kırmızı gül uzattığında gülümsedim. "Aşk, tutku... Senin gibi Nisa. Seni hatırlatıyor bana." Barış'ın yüzünü okşarken derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Gözünün Yalnızlıklarını
Hayran Kurgu[TAMAMLANDI] Mikrofonu elime alırken onlarca insan bana bakmıştı. "Öncelikle kardeşime teşekkür ediyorum. Biliyorum hepiniz buraya eğlenmek için geldiniz. Ama sizinle içimdekileri anlatacak bir şarkıyı paylaşmak istiyorum. Merak etmeyin fazla vaktin...