Kim Seokjin
"Evet son on dakikanız, artık cevapları iyice bir toparlamaya çalışırsanız iyi olur gençler"
"Şşt Seokjin"
"Efendim?"
Günlerden cumaydı ve nihayet son sınavımıza girmiştik, iki haftalık sınav süreci hepimizi yoruyordu. Gayet çalışkan bir öğrenci olarak ise sınavlarım çok iyi geçiyordu. Diğerlerinin sınavdan sonra yanına koştuğu öğrenci bendim. Herkes benim cevaplarıma güveniyordu
Genelde herkes benim yanıma oturmaya çalışırdı ama Young Joon buna izin vermezdi. Sanırım sıra arkadaşlığının büyülerinden biriydi bu da. Çoğunlukla benden kopya isterdi ve kopya verdiğim tek insan oydu, bilmiyorum o diğerlerinden daha yakınımdı işte. Onun notlarının yüksek olması beni de gururlandırıyordu
Bu arada söylemeyi unuttuğum bir şey var, şuan müptelası olduğum İngilizce sınavını oluyorduk ve her sene yaptığım gibi bu sene de 100 alacaktım. Prensip meselesi, ha bir de aşk adamımın dersiydi işte. Onun gözünde iyi bir imaj çizmek için 100 almam gerekiyordu
"On dokuzuncu sorunun cevabı ne?"
"B"
"Teşekkür ederim"
"Her zaman"
Sınav sorularını bitirmiş olmanın verdiği rahatlık ile etrafı izlerken aşkımla göz göze gelmiştim, belli ki o da merak ediyordu işte notumu. 100 alıp onun gözüne iyice girecektim, böylece onunla sevgili olacaktım
"22"
"C"
"Aşığım sana be adam"
"Şımarma hemen"
"Kağıtları toplayabiliriz"
Herkes hızlı hızlı son bir iki şey yazmaya çalışırken ben gayet cool bir şekilde sınav kağıdımı vermiş ve sınıftan çıkmıştım. Bir dakika geçmemişti ki Young Joon da gelmişti
"Biraz zorladı ama iyiydi yine de"
"Sınavı 10 dakikada bitirdim"
"Yine mi? Ama seni ondan sonra kağıda bir şeyler yazarken gördüğüme eminim"
"Sınav kağıdına bazı notlar eklemiş olabilirim"
"Kalp çizdim de de güleyim"
"Ne yani çizemez miyim?"
"Sen var ya, hocaya aşk mektubu yazmayı da düşünüyor musun bari?"
"Yok daha erken, birkaç haftası var"
Okulun etrafındaki üçüncü turumuzu atarken bir yandan da düşünüyordum, ya onu hiç tanımasaydım. O zaman nasıl bir insan olurdum, Young Joon ile eskisi kadar yakın olur muyduk, gerçekten yaşamak için bir amacım olur muydu?
Bazı insanlar uy!şturucu gibidir, başladın mı bırakamazsın işte. Ne kadar acı verse de. Acaba Namjoon da onlardan mıydı? Onu gördüğüm an düşündüğüm şey gerçek olamayacak kadar güzel olduğuydu. Hiç onu bırakmaya çalışmamıştım, bir gün bırakmak zorunda kalırsam ne yapacaktım?
Derse girmemiz gerektiğini adeta haykıran zili duyunca dördüncü turumuzun ardından sınıfa girmiştik, karşımda yine ilah gibi olan aşkımı görmek çok güzeldi. Üstüne atlamamak için zor duruyordum. Tanrı onu yaratırken epey uğraşmış gibi görünüyordu
"Evet, ilk sınavımızı yaptık sonunda. Kimler yüz bekliyor bakalım?"
Her zamanki gibi sadece Young Joon ve ben el kaldırıyorduk, alışılmadık bir şey değildi ama Namjoonum için yeni bir şeydi
"Bu kadar mı? Sizden daha iyisini bekliyordum ama arkadaşlar"
Elinde sınav kağıtları ile öğretmen masasına oturmuş ve çok nadiren taktığı ama onu daha da yakışıklı yapan gözlüğünü takmıştı
"Neyse, sınavları okuyalım bakalım. İsterseniz ilk sizden başlayalım"
İkimizi işaret ettiğinde gururla sırıtmıştım, yüz ifadesini görmeyi çok istiyordum. 5 dakikanın ardından konuşmuştu
"Lee Young Joon 100, Kim Seokjin.....99"
Ne
Sınıftan toplu bir şekilde ne kelimesi çıkmıştı, bir dakika adamım neler oluyor?
"Hocam bir yanlışlık olmalı, tüm soruları doğru yaptığıma eminim"
"Çok ufak bir detayı kaçırmışsın Seokjin, soru işareti"
Kan beynime sıçramış gibi olmuştu, 100 almak zorundaydım. Yoksa ortalamam 99.9999 olarak kalırdı ve muhtemelen beni akıl hastanesine yatırmak zorunda kalırdılar
"Bir puanı vereceksiniz ama değil mi?"
"Maalesef, ek puan veremem"
"Hocam gerçekten ısrar ediyorum, o puana ihtiyacım var"
"Sana söyledim Seokjin, ek puan yok"
"O zaman ortalamam 99 olur, 100 almak zorundayım. Hadi bir kereliğine verin bari"
"Veremem Seokjin, lütfen anla beni"
"Anlamıyorsunuz, ortalamam 100 olmak zorunda"
"Maalesef"
Şey ben gerçekten sinirleniyorum, biri beni sakinleştirebilir mi? 100 almak zorundaydım, not takıntım vardı ve bazen gerçekten kendimi aşıyordum
"Sakin ol bebeğim, bir puandan bir şey olmaz merak etme"
"O bir puanın benim için önemini biliyorsun Young, ne yapıcam ben?"
Zil çalana kadar sinirimi tutmayı başarmıştım ama zil çaldığı anda sınıftan adeta fırlayarak dışarı çıkmıştım. O 100 puan alınacaktı o kadar. Vermek zorundaydı o bir puanı. Düşmanı mıydım ben de böyle davranıyordu bana.
Tabi sınıftan fırlayarak çıkarken arkamda kafası iyice karışmış bir Namjoon bıraktığımın farkında değildim

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vivi e lascia vivere //-// Namjin
Fanfiction" Yaşa ve Yaşat" ///////Yeni gelen İngilizce öğretmeni, yeni aşklar ve yeni dostluklar. Aşk ve dostluk arasında bir seçim yapmak zorunda kalsaydınız siz neyi seçerdiniz?/////// ~Namjin~