Çalan telefonunu açmadan yeniden kapattığında önünde durduğu meyhanenin içine girmeye hazırlanıyordu.
Telefonu yeniden çaldığında ekrana yazan isme baktı. Hazer'in ismi parlak bir şekilde ekrandaydı. Açmadan yeniden attı cebine, biraz uzak kalacaktı ondan. Ayrıca şu an ilgilenmesi gereken küçük bir işi vardı.
Tufan için bu adamı izlemeliydi. Normalde izleme işini yapmayacaktı ama evde sıkıldığından yapmaya karar vermişti. Arabadan inip kapısında sallanan tabela olan meyhaneye girdi. İçeriden yükselen yemek kokularına karışan keskin anason kokusu vardı.
Beyaz masalar aralıklı dizilmiş ve bazısı ise dışarda gördüğü bahçeye kurulmuştu. Duvarlarda asılmış onlarca fotoğraf ve poster vardı. Tavandan sarkan balıkçı ağına tutturulmuş ampuller içeri loş bir turuncuyla aydınlatıyordu.
Hoş ve temiz bir yerdi. Gözleri etrafı tararken, takip ettiği adam duvarın dibinde arkadaşlarıyla bir masada gördüğünde onun çaprazında, birkaç masa geride oturmuştu. İçen bir adam olmadığından gelen garsondan sadece çorba istemişti.
Telefonu titrediğinde gözlerini diktiği boş duvardan alıp cebinden çıkardığı telefona çevirdi. Gelen mesajda tek bir cümle vardı.
Gönderen: Hazer
"Evinin önündeyim."
Hazer şimdi burada mıydı? Nasıl olurdu da gelmişti? Çorbayı beklemeden bir miktar para bırakıp çıktı meyhaneden. Geride bıraktığı adamı düşünmedi bile.
Arabasına ilerleyip hızla çalıştırdı. Ellerinin titrediğinin farkında olmadan direksiyonu kırmış ve eve doğru sürmüştü. Boş yolda ilerlerken adamın neden burada olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Yan koltuğa attığı telefonu aldı yan gözle. Hızla Seyit'in numarasını tuşlayıp cevaplamasını bekledi.
"Efendim, kardeşim."
"Neden Hazer evimin önünde?" Nefes nefese sormuştu. Neden buradaydı? Ne diyecekti? Sadece evinde mi kalmak istiyordu acaba?
"Ne?" Küçük bir hışırtı geldikten sonra kapının açılma sesi yükselmişti telefondan. "Özel bir göreve gidecekti. Neden orada olsun?" Onun sesinde de anlamadığı açıktı.
"Görev mi?"
"Evet, sabah üstlerden birinin kısa bir izleme görevi verdiğini söylemişti." Erkan direksiyonu daha da sıktı. Parmak boğumları beyazlarken bu izleme görevinin ne olduğunu da merak ediyordu.
Ayrıca neden haber vermemişti ki günler önce. Araması yeterli değildi. Onu geride bırakıp göreve giderken sıcak karşılayacağını düşünüyorsa yanılıyordu.
Araba evin olduğu sokağa girdiğinde gözleri dikiz aynasından yansımasına takılı kaldı. Üç numara saçları biraz uzamış, kehribar gözleriyse solgundu ama iyi görünüyordu.
Arabayı binanın önüne park ettiğinde merdivenlerde oturan adama değdi gözü. O gözler farkında olmadan yeniden parladığında, içini saran hisse kaş çattı. Neden bu kadar çabuk yeniliyordu?
Arabadan indiğinde merdivenlerde oturan adama ilerledi. Saat gece yarısını geçtiğinden etraf sessizdi. Sokakta bulunan evlerin bazısının ışığı sönmüş, bazısı ise sönmeye hazırlanıyordu.
"Neredeydin?" Öfkeli miydi? Sesi sert, kelimeleriyse baskındı.
"İşlerim vardı." Hazer'in ayaklarının dibinde sırt çantası vardı. Giydiği siyah kazağın üzerine siyah uzun paltosu altında ise siyah pantolon vardı. "Görevde miydin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐚𝐳𝐞𝐫 & 𝐄𝐫𝐤𝐚𝐧 | 𝐁𝐱𝐁 [+18]
Teen FictionBirbirlerine asla doymayan Komutan ve askeri. Ruhları alev almışken, bedenleri neden yanmasın? Eşcinsel 🏳️🌈 17.01.21