3.Bölüm

141K 2.9K 461
                                    

📍İlk 3 Bölüm hariç kalan bölümler her Cumartesi 20.30'da gelecektir.

Otelden çıkış yaptıktan sonra otelin girişinde bizi bekleyen kapıyı açan şoförle bindiğimiz Range Rover'a baktım. Erzen yanımda duruyordu. Bir eli dudaklarında kırdığı dirseğini kapının yanındaki masaya koymuş önündeki bilgisayar ekranına bakıyordu.

Bense onunla aramda sıfır mesafeyle yanında oturuyordum, etrafı cahil cühela gibi hiç görmemişçesine incelediğimde yolda akıp giden araçla şehir dışına çıktığımızı anlamıştım. Kaşlarımı çatarak ona döndüm. Dirseğimle kaslı karnını dürttüğümde kafasını çevirip bana baktı. Belime sarılmış kolunu umursamamaya çalışarak, "Şehir dışında olduğunu söylememiştin?" diye sordum.

"En büyük donanımlı evim orada. İstersen yalılardan birine de geçebiliriz."

Duraksadım.

Bu adam kimdi ki bana böyle bir teklif yapıyordu?

Ya da ben kimdim ki böyle bir teklif alıyordum?

Niye beni önemsiyordu? Niye sahiplenircesine davranışlar sergiliyordu?

Etkilenmişti belki de.

Beğenmişti.

Bu yüzdendir belki.

"Yok fark etmez, öylesine sordum." diyerek önüme döndüm. Burnunu yine boynuma dayarak derin yakıcı bir buse koyduğunda gözlerimi yumdum. Yapma be adam yapma!
"Sen neyi nasıl istersen öyle olacak unutma bunu."

Tabi tonla para veriyordu iyi hizmet istiyordu.

Bunu anlamamak için aptal olmak lazımdı.

"Anladım tamam ama şu kolunu gevşetsen mi biraz? Bunaldım." dediğimi yaptı, gevşetti ama bırakmadı.

Ama ben bırakmasını istedim.

Aradan geçen dakikalar sonunda gelmek istediğimiz yere varmıştık. Büyük siyah parmaklıklı demir kapılar iki yana açılırken merakla etrafı izlemeye başladım.

Araba yeşilin hâkim olduğu dev arazide ilerlerken ev göründü, ortada kocaman bulunan süs havuzunun etrafında dönerek evin benim deyimimle şatonun önünde durdu. Şoför önce benden taraf olan kapıyı açarken Erzen'e döndüm. Başıyla in diye işaret etti. Önüme dönerek arabadan indiğimde bedensel temasımız kopmuştu.

Ben iner inmez kapım kapanırken şoför bagajdan dolanarak Erzen'in de kapısını açmıştı.

Evin önünde durdum. Kafamı kaldırdım. Evin dışı çok güzeldi. İki katlıydı ama genişliğine bakarsak çok odalı olduğunu tahmin ediyordum.

Birden belime kol sarıldı, el karnıma baskı yaptı. Kulağımda onun nefesini hissettim. "Hadi."

Çift kanatlı koyu bir kapı açılırken siyah etek, beyaz gömlek beyaz önlük ve beyaz bandana takmış genç hizmetli kadın bizi karşıladı. "Hoş geldiniz Erzen Bey." Bu da yetmedi bizi solda 3 hizmetli bir bahçıvan diyebileceğim yardımcılar da karşıladı. Bir kadın öne çıktı. Diplerine beyazlık gelmiş karamel rengine boyamış olduğunu tahmin ettiğim kadın 50'lili yaşların sonunda olmalıydı. Buna rağmen dinç duruyordu.

"Hoş geldiniz Erzen Bey."

"Hoş bulduk Neriman," Neriman? Anan yaşında kadına böyle mi hitap edilir?

"Seni Dilayda ile tanıştırayım," Kaşlarım çatıldı. İsmimi nereden biliyor diye soracağım ama... "Kendisi bundan sonra benimle beraber yaşayacak." Evet geçici olsa da.

Kadın bana döndü, gülümsedi. "Hoş geldiniz Dilayda Hanım."

"Bana sadece Dilayda diyebilirsiniz."

Doksan Dokuz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin