38. BÖLÜM

9.5K 297 160
                                    

Bölümü daha uzun yazacaktım ancak daha fazla sizi bekletmemk için yazmadım.

(Önceki bölümün oy sınırını da geçmediniz ama çaktırmayalım)

Size bir sorum var cevaplarsanız sevinirim.

Bölümlerde 3. kişi ağzından anlatım mı istersiniz yoksa 1. kişi ağzından mı?

İyi okumalar.









SABAH



"Hoş geldin kızım."

Gözlerim sesin bedeni ile karşılaştığında yüz ifademi kontrol etmekte zorlandım. Krem rengindeki koltuğun üzerine yayılmış adam rahat bir yüz ifadesi bana bakıyordu. Üzerindeki siyah takım elbise göz alıcıydı ama bu durum hiç hoşuma gitmemişti.

Bu adamın bu evde, bu şekilde, hangi amaçla ne işi vardı?

Evde Dilan'ın olması ve bu adamın Dilan olduğunu bile bile bu eve gelmesi...

Bir plan yapmalıydım. Dilan buradayken bu adamı savuşturmalıydım.

İçimdeki gerginlik hissi yüzüme yansımadan koltuğa doğru yürürken "Sen de hoş geldin." dedim babama. Sesim çok kuru çıkmıştı. Bu iyiydi. Bu adamı olabildiğince en kısa sürede bu evden yollamalıydım. Sonrasında da Dilan'a inandırıcı bir seramoni sergilemeliydim.

Babamın çaprazındaki koltuğun önüne geldiğimde elbisemi düzeltip oturdum. Yüz ifademi olabildiğince sade tutuyordum. Dilan ise benim az önce durduğum yerde sırtını duvara yaslamış kollarını göğsünde birleştirmişti. Sert bakışları bizim, özellikle de babamın üzerindeydi.

"Neden geldin?" babama dönüp sorduğumda oturduğu koltuktan hafifçe öne gelip bana yaklaştı. 

Yüz ifadesi ürkütücüydü. Ama korkmuyordum. Çocukluğum boyunca beni odama hapseden bu bakışlar artık üzerimdeki tesirini yitirmişti.

"Kızımı görmeye gelemez miyim?"

Yüzüme bakarak bastıra bastıra söylediği sözler babamın amacını kestirmeme engel oluyordu. Buraya bir amaç için gelmişti. Bu bariz bir şekilde ortadaydı. Ancak kestiremiyorum.

Parti için hesap sorabilirdi. Bu olasıydı ama başka bir şey de olabilirdi. Kestirememek canımı sıkıyordu.

"Sabahın köründe gelmen biraz garip oldu." sözlerinin ardından çok bekleme gereksinimi duymadım ve onu cevapladım.

Babam yüzümden çekmediği bakışlarını sinsi bir tuzak gibi daha da sertleştirmişti. Ancak dışardan bakan birisi gülümsediğini sanabilirdi. Baskı kurmaya çalışıyordu. İstemsizce gerildim. Ancak onun kızı olduğum gerçeği inkar edilemez bir şekilde karşımdaydı. Gerginliğim zerrei miktar kadar yüzüme yansımıyordu.

Babam bir anda bu bakışmamızı kesip ayağa kalktığında ben de ayağa kalktım.

Gözleri direk kolundaki saatine gitmişti. Bir kaç saniye kolundaki saate baktıktan sonra gülümseyerek bana dönmüştü.

Şu saat takıntısını anlayamıyordum.

Benim de o kadar pahalı saatlerim olsa bende yedi yirmi dört bakarım

SEKRETER +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin