UCUZ BİR AŞK ROMANI

601 52 47
                                    


           Gözlerimi zorlukla açmaya çalıştım. Üstümde büyük bir yük var gibiydi, nefes alış verişimi bile hissedemiyordum. Çevremde bir sürü ses vardı ama asla algılayamıyordum. Gözlerimi açmayı başardığımda bulunduğum yeri tanıyamadım. Oda beyaz ve tuhaf kokuyordu. Luhan yüzünü gözlerime sokarcasına yaklaştığında anca kendime gelebilmiştim.

''Baekii iyisin dimi '' diye sordu telaşlı sesiyle.

''Neredeyim ben'' onun sorusunu es geçerek direk sordum. Elim istemsizce karnıma koyduğumda şiş olan karnımın artık şiş olmadığını fark etmem ile çığlık atmam bir oldu. Ona bir şey mi olmuştu bilmiyordum. 

''Baek sakin ol bebeğin gayet iyi'' dedi Lisa elime yapışarak.

''Nasıl ben anlamıyorum neler oluyor'' diye söylendim. Beynimi baya zorlamaya başladım. Çünkü buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. En son hatırladığım şey kapımızın önündeki polislerdi. Lisa ağzını açtığında kapı da açıldı. İçeriye Rose kucağında bir bebek ile girdi. O an jetonun düşmüştü. Ama çok erkendi doğumum için daha zaman vardı. Şaşkınlığımı üzerimden atamadan Rose elime bebeğimi usulca bıraktı.

''O çok güzel bir kız Baekhyun'' dedi Rose aynı zamanda.  Ellerimde tutuğum bebeği incelemeye başladım. Dünya durmuş gibiydi ve sanırım gerçek aşk benim için buydu. Kokusu burnuma doldu ilk önce ve hemen akabinde gözlerim doldu. Annem de beni ilk kucağına aldığında bu güzel hisleri hissetmiş miydi? ama bu hissi tadan biri nasıl nefret edebilir ki!. 

        Uzun süre kızımı incelikten kafamı kaldırıp oda da dolaştırdım gözlerimi. Herkes buradaydı ama biri hariç. 

''Chanyeol nerede'' diye sordum merakla. Herkes birbirine bakmaya başladı, kimse ağzını açıp tek kelime söylemiyordu. 

''Konuşun artık'' dedim sesimi kısık tutmaya çalışsam da sinirli olduğum anlaşılıyordu. 

''Bilmiyoruz Baek'' dedi Luhan kısık sesle. 

''Ne demek bilmiyoruz. Bakın ben en son polisleri hatırlıyorum Chanyeolu mu aldılar neler oluyor'' diye hızla konuşmaya başladım.

''Canım bak Jonghyun ölümünü öğrenince çok yıprandı üstüne polisler onu almak için gelince kaçması gerekti en yakın zaman da yanına gelecek'' Sehun saçlarımı okşayarak durumu anlatmaya çalıştı.

''Anlamıyorum. Polisler neden Chanyeol için geldi'' sesim titremişti. Ağlamamak istesem de imkansızdı ben bugünü böyle hayal etmemiştim. 

''Üstünde büyük suçlamalar var. Devlete ihanete kadar bir sürü suçla yargılanıyor ama inan sebebini biz de bilmiyoruz'' dedi Sehun 

           Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Bu işte o babam bildiğim iğrenç herifin parmağı vardı aşırı belliydi. Ama ben buna nasıl dayanacaktım daha fazla, Bayan parkın bir oğlunun ölümüne diğer oğlunun da suçlu olmasına sebep olmuştum. Bayan Park oturduğu yerden kalkıp yanıma gelip oturmuş saçlarıma bir öpücük kondurmuştu. Sanki kendimi suçladığımı hissetmişti.

''Ben ne yapacağım şimdi Chanyeol olmadan'' diye konuştuğumda ikimizde ağlamaya başlamıştık. Kızım kucağımda hala huzurla uyuyordu. 

''Bunun da üstünden geleceğiz oğlum üzülme'' Bayan park kendi dertlerini unutmuş beni teselli ediyordu. Bu kadar güçlü oluşuna bir kere daha hayran kalmıştım.

''Anne ben çok özür dilerim ben olmasaydım eğer'' konuşmama izin vermeden ağzıma küçük bir fıske atmıştı.

''Duymamış olayım. Bu hepimizin savaşı Baek. Hem sen de benim oğlumsun unuttun mu ben sensiz nasıl güçlü kalabilirim. Bak şimdi rahatla ve kızına odaklan tamam mı?'' saçlarımı okşarken masal gibi sesiyle açıklamıştı. Anne sevgisini bana çok derinlerde hissettiriyordu. Kafamı usulca sallamış ve bebeğime daha sıkı sarılmıştım.

SENİ DERT ETMELER// CHANBAEK(MPREG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin