Bölüm şarkısı : Ben Foster-To The End (En sevdiğim şarkılardan)
Hisler intihar edebilir miydi ?
Tanrı, intihar eden hislerimizi de bize yasak sayar mıydı ?Hislerim gömülmüş düşüncelerimin birer aynasıydı.
Ne zaman o aynaya baksam hislerim karşımda bana acıyla gülümsüyordu.Annem küçük kızını acıyla büyütmüştü.
Acı zamanla o küçük kız çocuğunu güçlü durdurmaya başlamıştı.
Güçlü olmadığım zamanlarda bile güçlü durmaya çalışarak annemi hatırlardım."Güç, sana ayna olur senin kim olduğunu gösterir. Ve bunu yaparken de hiçbir zaman sana yalan söylemez."
Annem bana bu cümleyi kurduğunda 10 yaşında bir çocuktum.
Annemin dizleri üzerinde oturup bacaklarımı aşağı sallandırıyordum.
O zamanlar bu cümlesi küçük Mina için bir anlam ifade etmiyordu.
Bu cümleyi annem gittikten sonra anlamaya başlamıştım.Güç, bir aynaydı. Bize bunu gösterirken de vâr olmayan hiçbir şeyi göstermiyordu.
Aynaya baktığımızda gördüğümüz her şey gerçekti.
Aynalar, insana yalan söylemezdi.Mina'nın annesi güçlüydü.
Mina da annesi gibi güçlü durmayı seçmişti.
Ben, güçlüydüm.Saatler önce tanımadığım bir adamın elinde tuttuğu pastadaki mumu üflememiştim.
Mum saniyeler sonra eriyerek pastaya bulaşırken bakışlarım tanımadığım o adamdaydı.Beni tanıyordu.
Doğum günümü bilecek kadar beni iyi tanıyordu.
Sorgulanması gereken çok şey birikmişti. Ama o gece sorular tükenmişti.
Elindeki pastayı dakikalarca elinde tuttuktan sonra tekrar masaya bıraktı. Hiçbir şey demeden de kardeşini ve Elçin denen kızı alıp gitti.Dakilarca arkasından baktım.
Dakikalar saatlere dönüşürken o gece geçen zaman olması gerekenden daha hızlıydı.Daha çabuk bitmişti.
Ve olması gerekenden daha karmaşık.Elimde tuttuğum telefon titriyordu. Bakışlarımı ekrana çevirmedim. Beni arayabilecek insan sayısı ya iki ya üç kişiydi.
Bunlardan biri zaten karşımdaki odada duruyordu.Koridorda iz süren sessizlik bana buranın tekrar bir mabed olduğunu hatırlattı.
Kimsesizler mabedi.
Yalnızlığını kuran uygarlıkların mabedi.Kapının çıkardığı otomatik kilit sesiyle oturduğum deri sandalyeden kalktım.
Bakışlarım bir kez daha bej rengi ahşap kapıya takıldığında derin bir nefes aldım.
Elim kapının kolundayken yavaşça kapı kolunu aşağı doğru indirdim.
Kapının çıkardığı gıcırtı sesi dişlerimi sıkmama neden oldu.
Bu sesten nefret ediyordum.Elimde bir kez daha titreyen telefonun varlığı öfkelenmeme neden oldu.
Telefonu hışımla pantolonumun arka cebine koydum.Kapıyı açıp içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Gece
Ficção AdolescenteBu gece,Tanrı kalemi bana uzattı. Bu gece,Tanrı gözyaşlarını kağıda dökmek için kelimelerini hediye etti. Masalını yaz dedi. Teslim olmadım,yenilmedim. Kan damladı kalem öldü, kan damladı kağıt öldü ve kan damladı masal bitti. (Kapak Tasarımı: @norm...