f#ck me with love 1/1

2.4K 68 6
                                    




ilk smut deneyimim, keyifli okumalar


jungkook kamerayı ayarlarken konuştu, 'ışık ters geliyor mudur sence?'. pencerenin ters tarafında duran kameraya bakan sevgilisi kafasını eğerek anlamaya çalıştı. 'zaten kendimiz izleriz ne gerek var ışığa?' sakin tonla konuştu. oysa jimin, jungkook'un ne kadar kamera ve kadrajın düzenine takıntılı olduğunu biliyordu, sadece onu sinir etmek istemişti.

oflayarak gözünü devirdi, jimin her ne kadar umursamasa da güzel bir görüntü yakalamak istiyordu. birkaç kez daha denedi ve istediği açıyı yakaladı. artık rahatça kayda başlayabilirdi, düğmeye tereddüt etmeden bastı ve kameraya bakarak konuşmaya başladı.

'hey. selam. bugün saatlerden-' jimin iterek sözünü kesti, 'haber kanalı açılışı yapmıyoruz jungkookah, sadece sikişeceğimizi söylesen yeterli.' jungkook sevgilisinin kolunu yakaladı ve ısırmadan önce konuştu, 'neden biraz daha özen göstermiyorsun? belki ben ciddi bir video çekmek istiyordum?'. jimin hmmladı ve sessizce 'bence konuşmayı kes ve beni öp.'

pencerenin altında duran yataklarına doğru sevgilisini itti jungkook. jimin her ne kadar küçük de olsa güçlüydü de. bu yüzden tişörtünü yakaladığı gibi kendisine çekti. yumuşak beyaz çarşafa düşen ikili birbirinin yüzlerine bakıyordu. jungkook'un alnının hizasındaki saçları sarışının yüzüne düşerek gıdıklıyordu.

elini sevgilisinin siyah saçlarına attı jimin, özellikle saçlarına dokunmak çok hoşuna gidiyordu. 'yumuşacıklar kook, saçlarını çok kıskanıyorum.' burnunu kırıştırdı genç olan, karşısında dolgun pembe dudaklar ve çatılı kaşlar varken asıl kıskananın belli olduğu barizdi. büyüleyen manzarasına daha fazla dayanamayıp dudaklarını dolgun pembelerle birleştirdi. jimin memnuniyetle kabul etti jungkook'un dilini, az önce yedikleri vişneli dondurmanın aroması hala duruyordu. jimin sevgilisinin dilini dikkatle emerken jungkook ise tişörtünün içine bir elini yollamıştı.

pürüzlerin neredeyse var olmadığı teninde elini gezdirdi, eli karnının üzerinde dolaşırken geçen yaz birlikle dağ yürüyüşü yaptıklarındaki oluşan minik yara izini sevdi. öpüşmelerinin arasında konuştu, 'bebeğim, asıl yumuşacık olan senin tenin.' jimin, jungkook'un alt dudağını çekiştirdi isyan eder bir sesle. onunla inatlaşmasını hiç sevmiyordu. jimin ne derse oydu. jungkook kabul etmeliydi.

alt dudağını hırsla emdi. sarışın özellikle iz bırakmaya bayılıyordu, aynı şekilde izlere sahip olmaya da. dilleri birbirine dolanırken jungkook ellerini jimin'in göğüs uçlarına çıkardı. hafif sertleşmiş pembelikleri yavaşça okşuyordu. işaret ve baş parmağı ile sevgilisinin sevdiği şekilde oynuyordu. ağzının içine inledi jungkook'un hamlesiyle. dudakları ayrılmıştı, burunlarını birbirine sürttü jungkook. çenesine öpücükler kondurarak boynuna indi. dilini çıkarıp hafif esmer teni öpmeye başladı. dişleriyle arada çekiştirdi, hafif kızarık tene art arda öpücükler sıraladı.

kendini üstündeki sevgilisine itti. penisleri birbirine değdiği anda inlediler. hızlıca önce jimin'in daha sonra kendi tişörtünü çıkardı. altlarında sadece boxerları vardı. ince kumaşların üzerinden birbirlerine sürtündüler. hafif sertleşmeye başlayan penisleri sürtündükçe yoğun bir zevk veriyordu. elini jungkook'un ensesinin arkasında birleştirdi. ensesindeki minik saçları okşadı, yeni tıraş olmuş teninden gelen losyon kokusu başını döndürmüştü.

bacaklarını ince bele sardı, ellerini ensesinden indirip kaslı omuzlara tutundu. jungkook'un boynu ve omzunun arasını öptü. koklayarak öpmeyi severdi jimin, sevgilisi her daim temiz kokardı ve bu da ona harika hissettiriyordu. sabırsızlıkla inledi jungkook, daha fazlasını istiyordu. elini jimin'in belindeki lastiğe attı ve bir çırpıda çıkardı. hafif ucunda menileri birikmiş olan penise baktı, sevgilisinin karnına yaslanmıştı bile. jimin içinde kalan -az da olsa- utangaçlıkla omzuna vurdu. gülerek alnından öptü sarışını. doğrulup kendi iç çamaşırını çıkardı.

gimme love | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin