Marcus ile ayrılıp yatakhaneme geldiğimden beri yatağımda kaç saatir cebelleştiğimi hatırlamıyordum. Uykum gelmediği için bir sağa bir sola dönüyordum ama bu daha da daralmaktan başka bir işe yaramıyordu. Aklıma gelen fikirle hızla gözlerimi açtım. Dolabımdaki sweatin yerini doldurmam lazımdı. Hemde tam şuan. Yatağımdan inip yatakhaneden çıktım. Saat gece yarısı olduğundan herkes yatıyordur. Yani umarım yatıyorlardır.
Geçen yıl Sirius'un şampuanına boya koymak için yatakhanesini öğrenmiştim. Ne kadar yanlış kişinin şampuanına koyup, Peter'in bir hafta boyunca okulda pembe saçla gezmesini sağlasamda pişman değildim. Geçen yıldan bu yana yatakhaneler değişmemişti, umarım onlarda değiştirmemiştir. Merdivenleri yavaşça çıkarken bana uzun gelen pijamamın paçasına basmamla düşmem bir olmuştu. İstmeden acıyla ufak bir bağırış sunduktan sonra hızla ağzımı kapattım. İşte bu yüzden anneme bir beden büyük almamasını söylemiştim!
Toparlanıp yavaşça ilerlemeye devam ettim. Erkekler yatakhanesinin kapısını yavaş ve özenle açıp içeri geçtim ve aynı özenle kapıyı kapattım. Huh! Şuanlık iyi gidiyordum.
Odaya doğru dönmemle birinin beni kapıyla kendi arasına alması bir olmuştu. Kollarını iki yanıma yaslarken ağır çekimde yüzüne baktım. Ay ışığı pencerden girip arkasından vurduğu için yüzü karanlıktı ama saçları onu tanımamama engel değildi.
"S-selam Black."
Mahçupça ve sahte samimiyetle konuşunca benimle aynı mimikleri takındı.
"S-selam Martinez."
Alayla beni taklit edince kaşlarımı çattım.
"Ne işin var burda?"
"Şey... ben uyurgezerimde."
Aklıma gelen ilk şeyi hızlıca söyleyince gülmeye başladı. Kollarımı birleştirip, bıkkınca kapıya yaslandım ve ciddi halime döndüm.
"Psişik güçlerin falan varda haberim mi yok? Nasıl anlamış olabilirsin geldiğimi?"
"Sandığından daha sakarsın. Bir tek ben değil, tüm hogwarst uyanık olduğunu anlamıştır."
Fazla yakın olduğunu daha yeni fark edince hızla onu ittim.
"İyice sapıttın sende. Uzak dur!"
"Tipim değilsin. Boşuna heveslenme."
"Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş."
"Şu yersiz özgüveninden banada ver biraz."
"Egondan özgüvene yer kalmamıştır şimdi sende. Boşver."
Yüzündeki sırıtışla bakarken sinirden kudurmamak engel değildi ama bende aynı sırıtışımı bozmadığım için umarım o da aynı hissediyordur.
"Herneyse, defol. Yatacağım."
Yatağına doğru gitmeye başladı.
"Rahat ol ya, kendi odanmış gibi davran."
Bana hayretle bakarken umursamazca, yayılarak yatağına oturdum. Gözlerimle etrafı incelerken birden tişörtünü çıkaran Sirius'a döndüm ve hızla elimi gözlerimin önüne koyup kafamı çevirdim.
"Ne yapıyorsun be!?"
"Yatacağım mankafa. Ne yapmamı bekliyorsun?"
Parmaklarımın arasından onu süzerken bataniyesini açtı ve içine girdi. Gözüme çarpan dövmelerini inceledim. Dövmeleri olduğunu tahmin etmek görmeden bile çok zor değildi. Bataniyenin altından uzanmak için ayaklarını uzatıp, beni itince sesli bir şekilde yere düşmüştüm. Sirius kahkaha atarken, yatağında doğrulan James'e döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love To Hate U ˢⁱʳⁱᵘˢ ᵇˡᵃᶜᵏ
أدب الهواةOkul yıllarının en başından beri nedensiz bir şekilde kendisinden nefret eden Sirius Orion Black'e karşılık vermekten çekinmeyen Caroline Alis Martinez'in yıldızları asla barışmaz. Birbirlerine verdikleri zarar yetmiyormuş gibi binalarından sürekli...