halüsinasyon

231 15 8
                                    

multide Uzay var :):)) Bölümü uzun yapmaya çalıştım okuduktan sonra vote ve yorumları unutmayın :):)) <3

...Kayla uyandığında başında bekleyen Gizem ve Uzay'ı gördü. Kalktığında kafası zonkluyordu ve tam olarak kendine gelememişti. Uzay Gizem'e kaşlarını çatarak baktığında Gizem hafif gülümsedi ve dışarı çıktı. 

    Kayla Uzay'a baktığında avuçlarındaki terleri pantolonuna sildiğini ve tedirgin olduğunu gördü. Bu haliyle çok komik görünüyordu. Kayla ağzını açtığında sadece "Noldu?" diyebildi. Uzay derin bir nefes aldı ve "Kayla şu an hiç sırası olmadığını biliyorum ama sana söylemem gereken bir şey var..." Kayla ne var? anlamında başını salladı. "Kayla ben...

ben senden hoşlanıyorum"

"Ne?"

"Bak senin için başına gelenler için kaç günlerdir uyuyamıyoru-

"Ya sen ne dediğinin farkında mısın?! Ben kaç gündür acı çekiyorum ve en yakın arkadaşımız Damla öleli daha bir hafta oldu!"

"Neyden bahsediyorsun sen?!"

"Neyse ya Damla'ya olanlar hiç umrunuzda değil zaten"

     Kayla birden ayağa kalkıp dışarı çıktı ve arkasından kapıyı çarptı. Yolda hala söyleniyordu. 

       Bu sefer deli gibi koşarak ıssız bir yere gitmedi. ASLA yapmazdı. Ama eve de gidemezdi. Kütüphaneye koştu. Burası çok sessiz ve huzurlu bir yerdi. Kayla'yı rahatlatıyordu. Uzay'nın dediklerini düşündü. Aslında ona karşı bir ilgisi olmadığını düşünse de ona senden hoşlanıyorum dediğinde farklı ve çok hızlı atan kalbi bunu reddediyordu. Çok yanlış davrandığını düşündü ve içinden özür diledi. Kitapları büyük bir hayranlıkla incelerken bütün kitapların aynı hizada raflarda durduğunu fakat bir kitabın yarısının rafın dışında durduğunu gördü. Merak etti ve kitabı eline aldı. Tozları üfledi ve kitabın başlığı karşısında dehşete düştü.

      GÖLGELERİN FISILTISI 

     Her sözcüğü dışından tekrarladı... Ürperdi. Kitabın kapağını açtı. 

    Gölge sizi izliyorsa hayatınız sıradışı olmaya başlar. Fakat gördüğünüz her şey gerçek olmayabilir. Böyle olaylar çok nadir görülür ve bazı halüsinasyonlar görülür. 

          Kayla havanın karardığını gördü ve kitabı çantasına atarak hızla eve gitti.

        Evde en sevdiği programı izlerken telefonu çaldı. Eline aldı ve arayan numaraya baktığında kalbi tekledi. 

           Damla.

         Kalbi kulağında atıyordu. Nefesini tuttu ve titreyen elleriyle ekrana dokundu.

          "Damla?" sesi titremişti. Nasıl olabilir? diye düşündü Kayla. Arayamazdı. 

    "Alo Kayla? Ya kızım insan bi havaalanına gelip arkadaşını karşılar ya" 

     Kayla telefonu elinden düşürdü ve yere yığıldı. 

        Uyandığında karşısında Damla'yı görünce kalbi tekledi. Kalp krizi geçirip öleceğinden korktu.  Karşısındaydı. Beyninden ani ve sert bir düşünce geçti. "Halüsinasyonlar..."  Biraz sakinleşince ayağa kalkıp arkadaşına o kadar sıkı sarıldı ki kızın sırtındaki kemikler kütledi. Kayla başına gelenlerden sonra öldüğünü düşündüğü arkadaşını karşısında görünce sevinçten ve üzüntüden hıçkırarak ağlamaya başladı. 

          Akşam olduğunda Kayla hala dizlerinin titrediğini fark etti. Ani bi sevinç tüm ruhunu kapladı. Tabi yaa diye düşündü içinden. Damla'ya olanlar sadece bir halüsinasyondu. Kamerayla odasının videosunu çektiğinde videoda gölgeyi ve elindeki notu (beni izlediğini biliyorum) görüyor fakat sonra tekrar başa sarıp izlediğinde  sadece boş bir oda oluyordu.  Yani o kamerada gördükleri sadece halüsinasyondu.  

             Kayla sevinçten ne yapacağını bilemedi. Ama sonra tekrar aniden bi üzüntü çöktü. Gölge gerçekten de vardı ve gerçekti. Odasını alevler sararken balkona çıkmak için çırpınışını hatırladı. Yutkundu ve bu düşünceleri kafasından silmeye çalıştı. 

            Annesi evde değildi. Kaç gündür kadın üzüntüden hiç bir şey yememişti ve çok suskundu. Kızının sürekli bayılması çok normal gelmemişti tabi ki endişeleniyordu. 

         Masanın üstünde bir not vardı. Kayla nota baktığında annesinin yazısını hemen tanıdı. Notun üzerinde hemen sahile gel yazıyordu. Kayla montunu sırtına alarak hızla evden çıktı ve sahile doğru gitti.

       Böyle bir şey olması imkansızdı ama sahil bomboştu. Annesi, babası olan o uğursuz un doğum gününde aldığı beyaz elbiseyi giymişti. Kayla'ya arkası dönük bir şekilde denizi izliyordu. Kayla bir terslik olduğunu anladı. "Anne!" Annesi yavaşça arkasına döndüğünde gözlerinin ağlamaktan kıpkırmızı ve yüzünün şişmiş olduğunu fark etti. Olası tehlikelere karşı yerden kırılmış bir cam şişe aldı ve montunun cebine sokuşturdu. Koşarak annesinin yanına geldi ama kesin bir terslik vardı .

"Dur, yaklaşma!" diye bağırdı annesi...

"Anne noluyo burd-

"Geri çekil" Sesi çok öfkeli çıktığından Kayla durdu ve bir adım geri çekildi. 

Sonra annesi hıçkırıklarla ağlamaya başlayarak yere çöktü. Ardından sahilin biraz ilerisinde korkunç bir şey gördü. Bir karaltı.. Bu düşündüğü şeydi... Hızlı hızlı nefes alırken "anne! çabuk burdan gitmeliyiz!" sesi fısıltıyla çıkmıştı fakat annesi hala yerde hıçkırarak ağlamaya devam ederken Kayla annesinin koluna yapışıp çekmeye çalıştı. Annesi haykırdı "Bırak kolumu!" Kayla korkuyla annesine baktı. Noluyordu böyle? Kolundan bir kere daha çekmeye çalıştığında annesinin ilk defa böyle yalvardığını duydu. "Lütfen kızım, nolur"  Kayla yavaşça annesinin kolunu bırakırken kendinden nefret etti. Karaltı yavaş yavaş yaklaşırken Kayla karaltının önünde birinin daha olduğunu fark etti. bu... 

             Uzay?...

        Kayla'nın kalbi tekledi ve o an gerçekten bayılıp tekrar evinde huzurlu bir şekilde uyanmayı diledi. Karaltı yaklaştı ve Uzay'ın hıçkırıklarla ağlayarak yere kapaklanışını izleyine Kayla'nın kalbi acıdı. Koşup kollarına atlamak ve özür dilemek istiyordu. Fakat duyduğu fısıltı tüm hayatını cehenneme çevirecek sözleri söyledi; 

                "5 saniye içinde ikisinden birini seç yoksa ikisi de ölür..." 

      Kayla donakalmıştı. Sırtından terler boşanırken annesiyle Uzay'ın yalvarır gözlerle baktıklarını gördü. Gözlerini kapattı. 

  5...

4...

Kayla dehşete düştü. Bir yanda onu çok seven annesi... Diğer yanda hoşlandığı (ya da öyle sandığı) çocuk... 

3...

yutkundu.

2...

Kalbi karanlık bir cehenneme düşen Kayla'nın ağzından şu korkunç sözler döküldü;

                 Çocuğu öldür...

Gölgelerin fısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin