Sabah güneşi odama dolarken bende uykumdan yeni uyanmıştım. Saate baktığımda alarmın çalmasına daha yarım saat vardı. Erkenden kalkıp kısa bir duş alıp odama geçtim. Üstümü giyindikten sonra mutfağa geçtim. Annem ve ablam hala uyuyordu. Kahvaltı hazırlayıp ikisini de uyandırdım. Telefonum şarjdaydı. Odama gidip telefonumu şarjdan çıkarıp geri mutfağa döndüm. Ablamla annemi öpüp evden çıktım, işe gittim.
Adım Yaren. Ünlü iş adamı Sezer Sezgin'in kızıyım. Ama babamı bir yıl önce trafik kazasında kaybetmiştik. Babamın ölümüyle beraber hiç haberimiz olmayan borçlar yüzünden yavaş yavaş tüm mal varlığımızı kaybetmiştik. Babamın sonradan bilmediğimiz kötü işleri olduğunu da öğrenmiştik. Aradan bir yıl geçmesine ve neredeyse her şeyimizi kaybetmemize rağmen hala borçlar bitmemişti.
"Şu borcu ne zaman ödemeye başlarsınız? Malum bizim de işimiz gücümüz var. Sizin keyfinizi mi bekleyeceğiz biz!"
Onlardan biri de şimdi bu mesajı atan Erdem adındaki o iğrenç adamdı. Babamın bu adama tam 100 bin lira borcu olduğunu öğrendiğimizde ilkte her ne kadar inanmasak da babamın imzaladığı evrakları gösterince inanmıştık. Erdem de sıradan birisi değildi. Organ mafyasıydı ve bizim anlamadığımız babamın bu adamla ne işi olduğuydu.
Aslında Erdem'e kendi içimde bile böyle hitap etmek çok zoruma gidiyordu. Babamın onunla ne işi olur, diye babama kızmak bile kendimden nefret etmemi sağlıyordu. Çünkü ben kendimi bildim bileli Erdem vardı yanımda. Ailelerimiz aile dostuydu. Erdem, benim abim gibiydi. Ablama aşıktı hatta evleneceklerine bile ikna olmuştum. Mükemmel bir çocukluk geçirmeme sebep olan en güzel sebeplerimden biri de Erdem'di. Ama sonrasında her şey çok değişti. Ablasının vefatından sonra uzaklaştı bizden ve nedenini bilmediğim bir şekilde düşman gibi davrandı bize. Hala bir umut her şey eskisi kadar olmasa da güzelleşir diye bekliyordum çünkü Erdem'i ve eski hallerimizi çok özlüyordum.
Çok çaba sarf ettim derdinin ne olduğunu öğrenebilmek için. Bilmeden yaptığım bir hatam olduysa ona karşı telafi etmek istedim. En azından neden böyle davrandığını bilmeme hakkım vardı. Ama olmadı. Bu konuyu ne zaman açsam dayak yemekten beter edip konuyu kapattırırdı. Önceden asla canımın yanmasına müsade etmeyen abi dediğim adam artık en çok canımı yakan adam olmuştu. Bu da zamanla ondan nefret etmeme sebep olsa da hala bir umut bekliyordum her şeyin düzelmesini.
Bizim borçlar yüzünden evi de kaybetmemiz üzerine Ankara'nın sıradan semtlerinden birinde kira da oturmaya başlamıştık. Ev harabe denecek kadar çökmüş olmasına rağmen kirasına 550 TL veriyorduk. Ben evimize yakın olan bir lokantada garsonluk yapıyordum. Maaş olarak 2700 TL alıyordum. Ablam ise oturduğumuz mahalledeki fason işinde çalışıyordu. O ise 2500 TL alıyordu. Fakat bu para bize yetmiyordu. Çünkü babamın ölümünden sonra üst üste gelen şeylerin stresi sıkıntısıyla annem hastalanmıştı ve çalışamıyordu. Midesinde yara oluşmuştu ve ayrıyeten böbrek yetmezliği vardı. Onun ilaçlarını almak bile çok paraydı. Bir de Erdem pisliğine o kadar borcumuz vardı. Üç aydır erteliyorduk. Ama artık bu ay bankada biriktirdiğimiz parayla birlikte başlayacaktık borcunu ödemeye. E bunun kirası, elektriği, suyu derken batmış durumdaydık. Artık bir mucizeye ihtiyacımız vardı resmen.
Çalıştığım yere geldiğimi fark edince derin düşüncelerimden uzaklaştım. Mutfağa geçip önlüğümü giyip geri dışarı çıktım. Burada çalışalı 6 ay olmuştu. Artık alışmıştım buraya. Sabah 8'de işe başlıyordum. Akşam 5'te işten çıkıyordum.
Müşterilerin yoğunluğundan zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Saat 3 olmuştu. Çalışan kızlardan biri gelip müdürün beni çağırdığını söyledi. İşimi bırakıp müdürün odasına çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM 1: Karanlık Oyun
ChickLit"Benim intikamım seni vicdanınla baş başa bırakmak oldu!" Canını yakan geçmişin hesabını sormak için türlü acımasız oyunlar hazırlayan Erdem, amacına ulaşmaya başlamıştır ve herkesi imkansıza sürüklemiştir. Aşık olduğu adamın,babasının katili olduğu...