Medya: Hera
Size lütfedip günlüğümü paylaşıyorum ama siz bana acıyorsunuz ha? Haddinizi fazla aşıyorsunuz ölümlüler! Hikayenin bundan sonraki-arkasını döner- Off ne var Ares şurada bir şey anlatıyorum. Hayır özel olarak insan kanıyla bezeli zırhının nerede olduğunu bilmiyorum. -tekrar önüne döner- Evet nerede kalmıştık. En son sanırım Apollon'u asla küçümsememeniz ve hafife almamanız gerektiğinden bahsediyordum. Artık bahsetmiş oldum, buradan sonraki kısımları okurken her an başınıza lanet yağdırabileceğimi düşünüp devam edin!
Korku nedir? Nasıl yaşanır? Genelde insanların beni gördüğünde çokça tecrübe ettiği bir duygudur diye tanımlayabilirim ama bugün Apollon'un literatüründe korku kelimesi bambaşka bir mana kazanmıştı. Taht odasının kocaman beyaz ışıltılı kapısının önünde Zeus'un bizi huzuruna kabul etmesini beklerken Kronos'un zamanı sırf gıcıklığına yavaşlattığına yemin edebilirim. (Kendisi Olimposluları pek sevmez de) Gözlerimi Ares'ten kaçırmaya çalışsam da o bana dik dik bakmaya devam ediyordu. Geldiğimden beri bir saniye bile çekmemişti kırmızı gözbebeklerini üzerimden.
"Yarattığın sorunların sonuçlarını izlemekten mutlu musun?" dedi kinayeli ses tonuyla. Her zaman saçma salak sorunlara bulaşıp paçamı kurtaramamakla nam salmış birisi olarak cevap verebilirim ki HAYIR. Elbette mutlu değilim ama bunu Ares'le paylaşmak yerine sessiz kalmayı tercih ettim. Onunla gireceğim herhangi bir tartışmada haksız çıkacaktım bu yüzden çenemi açmamam daha hayırlıydı. Cevap vermediğimi gören Ares iki adım atarak dibime girdi. "Seni diğer tanrılardan farklı sanmıştım. Başkasının arkasından iş çeviren onun bunun kuyusunu kazan birisi olmadığını düşünmüştüm." Kafasını iki yana salladı. "Görüyorum ki çok yanılmışım."
Yüz ifadem istemsizce düştü. Anlamadığım şey neden bu durumda hala Hades'le olan meseleden bahsediyordu. Aslında gayet iyi anlıyordum. O, Zeus'un gazabından çok çabuk sıyrılabileceğini biliyordu. Herifin derdi yoktu tabii. (Gerçi ben kaşınmasam benim de derdim olmazdı ya?)
Kapıların efsunlu bir şekilde açılması ile içeriye girdik. Ares'le son yolculuğuma uğurlanacağımı hiç düşünmezdim. Taht odasının mermerlerinin üzerinden takunyalarımızı gıcırdata gıcırdata Zeus'un öfkesine yürüyorduk. Her zaman gergin ve sinirli olan babam bugün özel olarak daha da sinirli ve gergindi. Yüzündeki ifade çok açıktı aslında "Sizi geberteceğim!"
Zeus'un tahtının bir metre kadar gerisinde aynı anda durup yine aynı anda selam verdik. Şimdi sırası değildi biliyorum ama Ares'le iyi bir ortak olabileceğimize karar verdim. Senkronize hareket edebilme yeteneklerimiz çok uyumluydu. -benimki ondan daha uyumlu-
Gürül gürül akan taze pınarları, etrafta uçuşan küçük aşk tanrıları, sık sık verilen yemek ziyaretleri ile Olimpos hep cennet gibi tasvir edilir. Fakat iş olimposta yaşama kısmına gelince Olimpos-u Memnu'yu aratmayacak olay örgüsü ortaya çıkar.
Başımı kaldırmadan öylece yerdeki altın işlemeli mermerlere bakıyordum. Babamın biraz ilerimde durması bile vücudumun elektrikle yüklenmesine neden oluyordu.
"Derhal bana olayı anlatın. Umarım makul bir açıklamanız vardır aksi takdirde Tartarus'un derinliklerinde sonsuza dek işkence çekmenizi keyifle seyredeceğim!" diye gürledi. (Her zamanki sevgi dolu babam işte)
İlk adımı Ares'ten beklemiştim aslında. Belki bir anda lafa atılıp "Hepsi Apollon'un suçuydu." Falan diyebilirdi. (Ben olsaydım derdim) Ama başımı nihayet yerden kaldırıp göz ucuyla ona baktığımda çakısıyla oynadığını gördüm. Sanki babamı ve babamın öfkesini umursamıyor gibi derin düşüncelere dalmıştı.
"Baba" dedim sesimin ikna edici olmasına özen göstererek "Sadece ufak bir sürtüşmeydi. Hatamızı anlayıp barıştık zaten" deyip beni onaylaması için Ares'e döndüm. Ares hala daha bize bakmadan çakısıyla uğraşırken kaşları çatık bir şekilde bizi dinliyordu. "Hayır" dedi en sonunda çakısını tekrar kınına koyarken "Halletmedik hala kavgalıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APORES (+18)
ЮморApollon ve Ares'in tartışılmaz derecede zorlu ilişkisini bizzat Apollon'un ağzından okumaya hoş geldiniz. Selam sana yüce Apollon'un günlüğünü okumaya cüret eden ölümlü. Aslında Homeros Aresle nasıl evlendiğimi sorunca ona geçmişe hızlı bir dönüş...