26 BÖLÜM

1.5K 226 321
                                    

Kitaplar hakkında soru sormak, sohbet etmek veya bazen selam vermek için de olsa uğrayabilirsiniz. 

İnstagram hesabım

👇

wattpadsagetaylors

BÖLÜM İTHAFI, HER BÖLÜM  PARAGRAF PARAGRAF YORUM YAZMAKTAN YORULMAYAN, DEĞERLİ @bilgnnn E GELSİN. CANIM BENİM O GÜZEL YÜREĞİNLE  HER ZAMAN YANIMDA OLDUĞUN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.

Üç şey uzun süre gizlenemez; Güneş, ay ve hakikat.

Buddha

JASON

Üs'se elimiz boş dönmeden önce eve uğramam gerektiğini söylediğimde Paul omuz silkip, onun için sorun olmayacağını söylemişti. Keşke benim için de aynı şey geçerli olabilseydi. Gerçi bir kat otoparkının teras katına eski bir yük asansörüyle çıkacağımızı anladığında yüzünün beyaz tişörtüyle aynı renge döndüğünü görmek, katlanmak zorunda olduğum şeye değerdi. Demir kafesi andıran kaldıraçla bir kaç kat çıkmaya başladıktan sonra, bu kez de rengi koyu yeşili aldı. Sanırım Paul'un yükseklikle ilgili mini minnacık bir sorunu vardı.

Karşılaştırmamam gerek biliyorum ama bu bana Lucy'yi buraya ilk getirdiğim anı hatırlatmıştı. Daireye girdiğimizde saçma bir şekilde onu orada bulacağımı hayal etmiştim. Evin boş olduğunu keşfettiğimde ise yaşadığım hayal kırıklığını tahmin bile edemezdiniz. 'Bazen çok uzakta aradığın şey burnunun dibindedir.' ata sözüne sanırım kendimi fazla kaptırmıştım.

Lucy'nin yokluğuyla daha da kasvetli gelen üç yüz metrekarelik alanda Paul'un tek yaptığı şey ağzı açık halde her yeri dikkatle incelemek olmuştu. İki kat yüksekliğindeki tavan, onun kadar uzun camlar veelli santim çapında peton sütunlar ilgisini çekmiş olmalıydı. Ve elbette ki, taş döşemeli salonun orta yerindeki devasa banyoyu gördüğünde beklediğim yorum fazla gecikmedi. Ağzı öyle açık kalmıştı ki, bir mağara girişinden farksızdı.

"Vay canına! Ne türden bir adam salonunun orta yerine tamamı camdan bir duş yaptırır ki?"

"Evinde yabancıları ağırlamaktan pek hoşlanmayan bir adam." diyerek cevabı yapıştırdım.

"Hemen bozulma Clayton. Sadece kışları burayı nasıl ısıttığınızı düşünürken karşıma böyle bir şeyin çıkmasını beklemiyordum o kadar. Bildiğim kadarıyla başkentin kışları hâlâ çok kötü geçiyor."

"Eğer merak ettiğin buysa, asla bir kışı geçirecek kadar uzun süre burada yaşamadım. Şimdi izin verirsen üst katta biraz işlerim var."

"Elbette, rahatına bak." diyerek pişkinlikle sırıtmasına karşılık gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. "Ve bende kendimi evimde gibi hissetmeliyim değil mi?" diye seslendi ardımdan.

"Şansını fazla zorlama derim."

Asma kat bir yatak odasına sahip olmanızın en kötü yanı, istemediğiniz misafirleri istediğiniz anda kapı dışında bırakamamanızdı. Fakat iyi yanı, salonunuzda siz yokken ne halt ettiklerini izleyebilmenizdi. Bu yüzden ben komodinin çekmecesinden yedek cep telefonumu çıkarırken, Paul'un buzdolabımın içini karıştırdığını rahatlıkla görebiliyordum.

"En son ne zaman alışveriş yaptınız siz? Bu dolap bomboş."

Onu duymamış gibi yapıp, kırılan telefonumdaki sim kartı yenisine yerleştirdim. Pek fazla telefon kaybetmez ya da parçalamazdım ama her ihtimale karşı, her şeyin bir yedeğini bulundurmayı alışkanlık haline getirmiştim.

CEHENNEMDEN DÖNÜŞ (Araf Serisi-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin