Açelya : N-ne
Yüzünde bir donukluk olmuştu. Saniyeler içinde bu donukluk yerini kızgınlığa bıraktı. Selim'de öyleydi çok sinirli bakıyordu. Selim Açelya'nın kolundan tuttu. Hızla geldiğimiz yerden geri dönmeye başladılar. Kimdi o ? Onun kolundan böyle tutabiliyordu. Erkek arkadaşı, en yakın arkadaşı...
Kim ?
Buldum!
ÖLÜ
Sadece bir et parçası o.
Kim bilir benim hakkımda ona ne anlattı ? Aşağılık herif. Kesinlikle bir randevuydu bu. Sen o küçük beyninle beni kandıramazsın Selim. Neden Açelya'ya yalan söyletiyorsun ? Anlamayacağımı mı sandın ? Beni güldürüyorsun hadi ama bu kadar kolay olma.
*
Selim çok sinirliydi. Kolumu çok sert tutuyordu. Neredeyse evin yolunu yarılamıştık. Birden durdu beni sessiz bir yere çekti. Çok sessiz ve kötü kokuyordu, bağırsam kimse beni duyamayacak kadar... Birden bağırmaya başladı.
Selim : Bir daha o kızla konuşmayacaksın. Ne kadar kötü biri olduğunu sana anlatmıştım değil mi ?
Açelya : Lütfen bağırma. Düzgünce konuşa biliriz.
Selim : Kapa çeneni burada beni sözüm geçer. Hani bana değer veriyordun ? Nerede o değer ?
Açelya : Veriyorum elbette dediğin her şeyi yaptım.
Selim : Sen tam bir aptalsın. Ayrıca o bir kız bu iğrenç olurdu.
Açelya : Hayır olmazdı.
Selim : Nasıl olmazdı lan ?
Bir gölge gördü. Onları dinliyordu. O Ahsen'di. Yalnız değildi. Bağıramazdı. Selim'in sesi onu bastırırdı. Selim bir zaman sonra durdu. Siniri geçmemişti. Elimi tuttu. Evime kadar geldi. Odasının camından bakınca Selim'in gitmiş olduğunu gördü. Sonunda... Kavganın etkisini kolay kolay üzerinden atamayacaktı. Babaannesi kahvaltıya çağırdı. Kahvaltısını yaptı odasına çekildi. Kavganın nedeni Ahsen'di. Ya da kendisiydi. Ona seslenmeseydi. Selim'le çok güzel bir gün olacaktı. Her şey benim suçum.
Benim suçum.
Eğer ailemle gitseydim, tüm acıyı yaşamak zorunda kalmazdım. Onları göndermeseydim. Ölmezlerdi. Bu da benim suçum. Yatağının içine girdi. Ağlayamadığını fark etti. Ne kadar denerse denesin, olmuyordu. Sanki içinde bir boşluk vardı.
*
Evet tamda tahmin ettiğim gibi. Aptal senden hep bir adım öndeyim ben. Selim senin nereye oturduğunu biliyorum artık. Senin ölüm habercin olacağım. Öldür diye yalvaracaksın ama öldürmeyeceğim.
Yüzünde hafif bir gülümseme. Kapının önünde ayakkabılar vardı. Dönmüşlerdi demek. Kapıyı çaldı. Annesi açtı.
(Ahsen'in annesi) : Sen bu saatte dışarıda ne yapıyorsun ? Gir çabuk eve.
Ahsen hiç bir şey söylemeden odasına girdi.
(Ahsen'in annesi) : Yurt dışına-
Ahsen : İyi seyahatler.
Gittiler. Zaten ayda bir kere geliyorlardı. Beni kontrol etmeye...
Yine yalnızdı, galiba hep yalnız kalacaktı.
Herkes çocuk yapmayı biliyor ama herkes bakmayı bilmiyor.
Yarın pazardı. Sonra pazartesi. Pazartesi günü bu işi bitirmeliydi. Aklında zekice bir plan vardı. Tüm eşyalarını kontrol etti.
Ya benimsin ya benimsin Açelya. Her ne kadar onu sev sende bu beni umurumda bile değil. Sadece seni istiyorum ve her şeyi yaparım.
Sen benimsin.
Selim ölünce aramızda her hangi bir engel kalmayacak.
Sen benim olacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olasılık Dünyası {GxG}
Narrativa generaleBeyaz bir bankın üstünde oturuyordu. Ama bir şeyler eksikti... Arkadaş gibi, sohbet edeceği biri... Sonsuza kadar sevdikleriyle mutlu yaşayacağını zannediyordu ya da o aptal filimler gibi olacağını. Kimi kandırıyordu ? Asla öyle o...