- Yaklaşık 5 dakika sonra Tom gelmişti. O sırada ben havaalanında ki ufak kafeteryada oturuyor ve donmamak için dua ediyordum. Gerçekten alışılmışın dışında üşüyen birisiyim. Tom'un kafeterya ya girip meraklı gözlerle beni aradığını gördüm. Ve beni fark etmesi için elimi yavaşça havaya kaldırarak seslendim;
Y/N: Hey
T: Oh burdaymışsın
- Beklemediğim bir anda ellerini hızlıca belime sardı, ve beni kendine çekti. Bir iki saniye süren şaşırmamdan sonra havada kalan ellerimi etrafına doladım. Bu gerçekten iyi hissettirmişti.
T: Yolculuk nasıldı?
Y/N: Sayende gayet iyiydi, sıkılmak için vakit bulamadım bile
T: Buna sevindim.
T: Gidelim mi yoksa burda mı durmak istersin?
Y/N: Ah, gidebiliriz yani epey yoruldum ve-
- Ben konuşurken elini arkamdaki gül kurusu rengindeki büyük bavula attı ve çekti;
T: Bu baya ağırmış
- "Bilmiyorum" anlamında omuzlarımızda havaya kaldırdım. Bu hareketim onu gülümsetti. Kafeden çıktığımızda biraz yürüdük ve arabayı görünce o tarafa yöneldik. Yanına geldiğimizde benim için kapıyı açtı ve gülümsedi.
Y/N: Teşekkür ederim
- Kapıyı kapattı ve bavulumu koymak için bagajı açtı. İşi bittiğinde geldi ve sürücü koltuğuna geçip derin bir nefes verdi.
T: Hava gerçekten soğukmuş
Y/N: Evet, bu yüzden sabahtan beri donmamak için dua ediyorum.
T: *gülerek* Tanrım, bu kadar üşüdüğünü Bilmiyordum.
Y/N: malesef öyle
T: Aslında burda ufak bir peluş battaniye olacaktı...
Y/N: Ah, teşekkür ederim ama gerek yok
T: Şurada olması lazım
- Diyerek bana dahada yaklaştı, ve şağ taraftaki küçük bölmeden minik pembe bir battaniye çıkarttı. Ardından açtı ve
T: Bu gerçekten çok şirinmiş
- Diyerek üstüme örttü. Yanaklarım hafifçe kızarmaya başlamıştı.
Y/N: Bu çok şirin evet, teşekkür ederim...
T: Rica ederim...
- Dedi ve birkaç saniye birbirimize gülümsedik. Ardından boğazını temizledi ve arabayı çalıştırdı. Yolda bir süre konuşmadık. Sessizliği bozan o oldu;
T: Londra'ya daha öncede gelmiştin değil mi?
Y/N: Evet, bu ikinci oluyor
T: Sanırım gezme şansın olmadı,
Y/N: Hayır olmamıştı, işler çok yoğundu ve sadece 2 günlüğüne gelmiştim
T: O zaman sende kabul edersen tur rehberin olabilirim
Y/N: Çok naziksin teşekkür ederim, ama programıma daha bakmadım
T: Bence benim gibi harika biri için bir gününü ayırabilirsin
- Gözlerimi hafifçe devirerek gülümsedim
Y/N: Peki ayarlamaya çalışırım
- Sözümü bitirdiğimde gülümsedi, onu gördüğümde bende gülümsedim. Aslında insanlarla çok anlaşamam daha doğrusu çok konuşmam. Ama Tom gerçekten farklı ve bunu hissedebiliyorum. Düşüncelerimi dağıtan yine o oldu;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• o p h e l i a • Dream With Tom Holland •
Fanfic🌃💫 ~"do you know? I fell in love with you again today..." ~" Heaven help a fool who falls in love..."