Bu kadar geç bir saatte bölümü yüklediğim için sevgili okurlarımdan özür diliyorum çünkü ben tüm günümü dizi izleyerek geçirdim. Evet, bu haklı bir mazeret değil biliyorum. Sıcak yatağında umarım keyifle okursun gerçi pek keyifli bir bölüm değil. İyi geceler...
-Dilara Gülçiçeği
Not: Medyayı eğer dinliyorsan, söylediğim yerde başlat.
Kar taneleri İstanbul'un bilmedikleri yerlerine konuyor ve kondukları yeri bir cesedin olduğu kadar beyaz yapıyordu. Genç kızın adımları karda iz bırakıyordu, aldığı haber onu çok heyecanlandırmıştı. Koşar adım hastaneye girdi ama şu an beslenme saatiydi bir şeyler almazsa annesinin yukarıda ona çok kızacağını biliyordu. Bu yüzden kantine girdi ve bir tost sipariş etti. Tostunu beklerken kantindeki insanları istemsizce izlemeye başladı. Gözü iki kişiye takıldı, onları tanıyormuş gibi hissetti. Dikkatlice onlara baktı. Evre ve Belgin olduğunu anladı. Koyu bir sohbete dalmış gibilerdi. Onları görünce Efser'in yüzüne ateş basmıştı ve son zamanlarda ona çok uğrayan öfke yine yanı başındaydı.
"Hanımefendi tostunuz hazır." Dedi kantini işleten adam.
Efser tostu istemeye, istemeye aldı ve köşede bir masaya geçti ve arkasını onlara döndü. Tostu yerken kusmak istediğini fark etti ama bu sefer kilo verebilmek için miydi yoksa sinir ve stresten miydi? Bilmiyordu... Telefonunu çıkarıp Eliot'a özelden mesaj attı.
"Neredesin?"
Cannes'dan Gelen Yabancı Yazıyor...
"Eve geçtim. Sen?"
"Hastanedeyim. Evre'yi görmeye gelmiştim ama o Belgin ile bende eve geçeceğim o kızı görmek istemiyorum."
Cannes'dan Gelen Yabancı
"O kıza bende ısınamadım."
Efser telefonunu kapatıp tostundan son ısırığı aldıktan sonra kantinden çıktı ve karla kaplı bahçede annesini aradı.
" Alo?" Dedi annesi.
"Alo anne ben geldim. Bahçedeyim, aşağıya in de eve gidelim." Dedi Efser, burada daha fazla kalmak istemiyordu.
"Evre'yi gördün mü?" Diye sordu.
"Meşguldü rahatsız etmek istemedim." Diye kestirip attı.
"Anladım ama bugün bizimle kalacak, evde yalnız kalmasını babası istemiyor. O yüzden ara yanına gelsin bende şimdi aşağıya iniyorum."
Efser şu an Evre'ye çok öfkeliydi ama onu aramak zorunda olduğunu biliyordu ve annesinin telefonu kapatmasıyla o da Evre'yi aradı.
Evre, " Alo?" Sesi gayet keyifli geliyordu.
"Halbuki seninle iki gün hastanede bekledim ama ben yüzünü güldüremedim. O kıza iki dakika da güldün. Cidden artık yazık!" Bu kötü düşünceleri kafasından atmaya çalışırken Efser,
Evre tekrardan "Alo? Efser iyi misin?" Diye sordu.
"Bahçeye gel. Eve gidiyoruz." Dedi Efser. Sesi koktuğundan daha sert çıkmıştı.
"Ben burada kalıyorum. Siz eve geçin."
Efser daha çok sinirleniyordu. Sinirlendikçe midesinden bir şeylerin yükselip tekrar indiğini fark etti.
"Baban öyle istemiş." Dedi Efser. Artık sinirden gözleri dolmaya başlamıştı.
Evre bunu duyduktan sonra üfledi. "Tamam geliyorum." Dedi ve telefonu kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDUSA'NIN GÜNAHI
Novela JuvenilEfser, Evre, Eliot ve Meriç on yedi yaşında liseye giden dört arkadaştır ama hayatın zorlukları ve akranlarının zorbalığı yüzünden ne kadar çevrelerine belli etmeseler de içlerine kapanık gençlerdir. Bu lise çağındaki dört arkadaşın çevresinde geliş...