Allah'ım bu nasıl bir elbisedir ya.
Aynadan kendime mal mal bakıyordum.
Ne çirkinim lan böyle?!
Ulan şort bile giymeyen bana bunu giydirdiler ya daha ölsem de gam yemem.
İki gün sonra 18 oluyorduk. Ve annem sağolsun Zehra, Esin, Kayra ve Kayla'yı da almış yanına bana elbise bakıyor.
Ya biz niye doğum günü kutluyoruz? İnsan bir yaş daha yaşlandığı için parti mi verir abi? Sonuçta ölüme bir adım daha yaklaşıyoruz.
Kabinin kapısını aralayıp kafamı yavaşça çıkardım. Bilmem kaçıncı fısıldamamda Esin sonunda beni farketmişti.
"Sena, giyindin mi?" diye bir soru yönelttiğinde olumlu mırıltılar çıkardım. "E çıksana kızım, bakayım bir nasıl olmuş."
He oldu. Bu apaçık şeyle!
"Bok gibi oldu Esin. Hayatta giymem ben bunu." dediğimde ayağı kalkıp, kabine doğru gelmeye başladı. "Tam tersine çok güzel oldu. Ve sen kıvırmak için böyle diyorsun bebeğim."
"Tom torsono çok gozol oldo. Vo son kovormok oçon boylo doyorson boboğom." onu yansılamamla bana kınayıcı bakışlarını atıp, kabinin kapısını ardına kadar açtı.
Yuh ama ya!
E tabi oradan çok saygı değer Zehra Hanım ve beni çileden çıkaran anacım da fırladı hemen.
"Mal mısın kızım sen? Çok güzel olmuşsun." dedi Esin. Ardından hemen Zehra da girdi tabi. "Ya ama bana versene bu elbiseyi, bana daha çok yakışır."
Lan üstüne para bile veririm. Yeter ki al!
"Tabi kuzenlerin en tatlısı. Al senin olsun ya. Hatta parası da benden. Hediyem olsun!" dediğimde canım annem ne yaptığımı anlayıp hemen araya girdi. "Zehra, teyzecim bir sürü elbise var gülüm. Sen onlara mı baksan? Hı?"
Abi ne güzel kurtuluyordum ya. Of anne of.
Annem resmen 17 yıldır beni kıza benzetmeye çalışıyordu. Abi ben anlamadım ki. Sırf Galatasaray manyağım diye, futbola bağımlıyım diye, ölsem etek şort giymem diye, böyle partilerden nefret ediyorum diye, aşka inanmıyorum diye, tavırlarım ve konuşmam sürekli erkek gibi diye, ben erkek mi oluyorum?
Hayır yani, tıp ne diyor? Sena Barlas kız diyor. Neyin davası lan bu?
"Yok be teyze. Şaka yaptım zaten. Sena'ya daha çok yakıştı." Zehra'nın bu söyledikleri karşısında sadece yüzüne doğru "Gıcık." diyebilmiştim.
Salak sallamamıştı bile.
"Tamam o zaman çocuklar. Sena sen üstünü değiştir. Alıyoruz."
Ne?!
"Ne?!"
Ah, Pamir, kurtarıcım.
"Anne, saçmalıyorsun şu an. Sena git değiştir üstünü. Almıyoruz."