"Kanka gelirken banada Sigara al."
"Ulan bi seferde iyi bişey söyle."
"Hade lan uzatma."
"Tamam be hadi görüşürüz."
Mustafa dışarı çıktı ve Dalgın Dalgın adımlıyordu çarşıya doğru. Elleri cebinde dimdik karşıya bakarak ilerliyordu. Tam bu sırada sokakta çocukların kale yaptığı bi taş parçasına takıldı ve yere düştü. Öyle komik gözüküyordu ki elleri cebinde buzda sürüklenen bir pengueni andırıyordu. Bakkalın çırağı Halim çıktı dışarı ve kahkaha atmaya başladı.
Mustafa zar zor toparlanıp ayağa kalktı.
"Ne gülüyon len çapsız gelirsem oraya seni tost makinesine sokup kaşar gibi eritirim."
Çırak Halim birden ciddi oldu. Saçları üç numara üstüne turuncu ve Hertarafı kir ve çamur olan t-shirti ve altta krem rengi kumaş pantolonu ile oldukça tuhaf gözüküyordu. Bizim Mustafa'nın bu tipe alışması tam 3 ay sürmüştü ama yinede her gördüğünde gülesi geliyordu. Bakkala girdi ve:
-Erdal abi yok mu? dedi.
- yok gelir birazdan. Neden sordun veresiye defterlerini mi kapatcan?
-len tipsiz senin iyice bi yerlerin kalkmış kulağını Çekme vaktin gelmiş senin.
Tam bu sırada Erdal bakkal girmiş içeri( :D ). Elinde eski model bi teyp vardı. Mustafa:
-abi o elindeki ne?
-çöpün kenarında buldum belki çalışıyordur dedim aldım. Dükkanın havası değişir lan.
-abi sizin bu Çırak burda olduğu sürece havası değişmez buranın.
-ya olum Yaşin oldu 20 hala 15 yaşında çocukla uğraşıyorsun.
-neyse abi sen bizim sigaradan versene bi tane Bizimde havamız değişsin.
-defter kabardı bak. Bu son başkada bişey vermem.
-abi yeni bi iş buldum bu kez kesin köşe olcam. Dert etme sen.
-hesabı Kapatta sen istersen milyoner ol.
Mustafa cevap bile vermeden çıktı dükkandan. Yaşıtlarına göre oldukça farklıydı. Sigara içmez. Kızlarla konuşmaz. Daha doğrusu konuşamaz. Bu zamana kadar bir sevgilisi olmuş. Oda tam 7 dakika sürmüş. Böyle bir şanssız kahramanımız. 20 dakika sonra çarşıya indi. Islık çala çala kendi kendine güle güle gidiyordu. Yoldan geçen herkes ona bakıyordu. Bu kez aradığı işi bulmuştu. Ve kendine güveni gelmişti. Insanların ona bakması onu korkutmuyor aksine hoşuna gidiyordu. Ve geldi. Türkiye'de yeni açılan ve NASAnın dünya Üzerindeki en büyük rakibi olarak görünen MASAnın temizlik personeli olacaktı. Tam 1270 çalışanı olan MASA onun kalbini öyle hızlandırıyordu ki...
İçeri girdi ve temizlik şefini buldu. Boyu kısa şişman ve göbekli grimsi bir Gömlek üstünde aynı renkte ve beyaz desenli bir yelek altta çift çizgi ile acemice ütülenmiş bir kumaş pantolon vardı. "Demek sensin yeni eleman ha?" Dedi ve iğrenç bir gülüş attı. "E-ee-evet efendim benim." Diyebildi. O an o adamdan öyle nefret etti ki. Ama yinede sesini çıkartamadı sonuçta bi iş bulmuştu. Maaşı sıradan bir asgari Ücret olmasına rağmen tam aradığı yerdeydi. Böyle bir Fırsatı geri tepemizdi. Sürekli internetten uzay ve gezegenlerle ilgili araştırmalar yapar saatlerce hayaller kurar onların içinde kaybolur ve Zaman'ın nasıl geçtiğini bilemezdi. Arkadaşı Osman süreki dalga geçerdi astronot Mustafa derdi sürekli. Temizlik şefi "bu bölge senin. Burada yeni gezegenleri keşfeder onlara isim koyar ve Boyutları ölçülür. Bu bölgede dikkatli ol. Bölge yöneticisi oldukça sert birisidir. En ufak hatanı bile affetmez." Dedi. Bu yalanı tüm yeni gelenlere söylerdi. E tabi hepside inanırdı. Burayı oldukça önemli ve bişeyleri başaran bi yer zannederlerdi. Oysa buranında NASAdan pek farkı yoktu. Liseli ergenlerin Bulduğu gezegenlerin üstüne yatarlar ve kendileri bulmuş gibi övünüp yayımlarlardı. Bunu yapmaları lazımdı. Yoksa devlet buranın bi işe yaramadığını düşünüp buna son verebilirdi. Sonuçta büyük bir bütçe ayrılıyor ve tonla para harcanıyordu. Mustafa etrafa göz gezdirdi ve sağda ve solda ne varsa eline alıp heyecanla inceliyordu. Tam o sırada "sende kimsin? Yoksa yeni mı geldin?" Diye bir ses geldi. Bizim Mustafa tabi korktu ve birden yerinden sıçradı. Giyim ve kuşamından hemen bölüm şefi olduğunu anladı ve "ben temizlik Şirketine yeni girdim efendim beni burayı temizlemekle Görevlendirdiler. Şeyyyyy bende biraz merak edip etrafa göz gezdiriyordum. Özür dilerim efendim. Bi daha olmaz." dedi. Bölüm yönetici oldukça sinirli bir bakış attı ve "elini kolunu sallayarak burada istediğini yapabileceğini mı zannediyorsun sen!" Diye bağırdı. Mustafa'nın beklediğinden daha sert tepki alması onu korkutmuştu. Daha ilk günü ve işten atılmak istemiyordu. "Efendim ben şey yani biraz ilgi duy..."
"Kapa çeneni." Dedi ve birden kahkahayı bastı. "Az önce şaka yapıyordum adamım. Alış böyle şeylere." dedi. Mustafa derinden bir "ohhh!" Çekti. Ve hemen işinin başına döndü. Bölüm yöneticisi "işini hep böyle ciddiye mı alırsın sen? Nerden geliyr bu çalışma isteği?" dedi. Mustafa temizlik şefine içinden öyle küfürler ediyordu ki. Ama yinede sesli olarak Birşey söylemedi. Sadece başını eğmekle yetindi. "Gel hadi. Hiç gündüz yıldız gördün mü? Gel göstereyim sana." dedi. Mustafa'nın kalbi öyle atıyordu ki hayatı boyunca böyle güzel bi his yaşamamıştı. Belkide 7 dakika boyunca yaşadığı his bundan daha güzeldi. Hatırlamıyordu bile. Neredeyse dört ev büyüklüğünde yüzlerce mercekten oluşan bir teleskop vardı. Dışardan görünebiliyordu. Şimdi ordan uzaya, evrene bakacaktı. Çok farklı hissediyordu. Sanki dünya onun Etrafında Dönüyor gibi. Bu sırada bölüm şefi konuşmaya başladı. "Son 20 yılda binden fazla gezegen keşfedildi. Ve şu ana kadar keşfedilen gezegenler içinden 360 tanesi yaşam için uygun olduğu biliniyor. Ama Evren daha çok büyük keşfedecek milyonlarca yer var. Kim bilir belki bir gün gideriz? Olur mu dersin?" Mustafa nefes almayı unutmuş onu dinliyordu.( yer alan bilgilerin tamamı gerçektir araştırma sonucunda öğrendiğim bilgiler.) Mustafa birden heyecanla atladı. "Hiç Nötron Yıldız'ı buldunuz mu efendim?" Yönetici bunu beklemiyordu. "Sende boş değilsin haaa. Tam 3 tane Nötron yıldızımız var. Bir tanesi bir çay kaşığı büyüklüğünde ve en hafif olanı 10 milyon ton." Mustafa şok olmuştu resmen. "Ve bu yıldızlardan bi tanesini soğutup ele geçirirsek Dünya'daki en büyük güç olabiliriz. Tabi bunlar Uçuk fikirler belki Yüzyıllar sonra olabilir." "Ve dünyanın bilindiği gibi bir tane uydusu yok. Bunu Pek çok kişi bilmez dünyanın iki adet uydusu vardır. Cruithne adında bir uydumuz daha var. Ama bu asteroid kuşağında dünya Etrafında döner. garip değil mı? Eğer bunlara ilgin varsa ve yeteri kadar bilgi sahibi olursan seni işe alabilirim yanıma."Mustafa'nın dili damağı kurumuştu. Artık tüm hayatını uzay bilimine adayacaktı. O gün bitti ve eve döndü. Osman onu beklememişti yemeği Çoktan yemişti. Ama Mustafa hiç sinir olmadı hazırladı ve yedi. Osman çok şaşkındı ama hoşuna gitmişti. Sigarasını Mustafa'dan alıp Yaktı. İçiyordu. Mustafa dayısının yolladığı Zayıf ama çok uzaklara radyo dalgası Gönderen bir telsiz radyosu vardı. dayısı kaçak malzemeler alıp-satardı. Bu telsiz radyo ile radyo kanalı yapmışlardı. Ordan geceleri gönüllerince eylenirlerdi. O Radyo kanalı ile zaman Geçirmek çok zevkli gelirdi ona. O bu gece yine açtı ve frekans değiştirmeye başladı. Tam bu sırada...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni bir gezegen
Science FictionBu zamana kadar hep filmler kitaplar gördük uzay ve uzaylılarla ilgili. Bu kez farklı olarak uzaylı biz oluyoruz. Fazla Söze gerek yok başlayalım.