Yolun sonuna geliyoruz, Tae uyuyor. Uyandırmam gerek ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Yüksek sesle konuşsam? Ya da daha yumuşak bir şekilde, nasıl uyandırabilirim? Deneyeceğim, umarım uyanır.
Hafifçe ellerini okşadım, ardından seslendim:
-"Taehyung, uyan."
Tae gözlerini araladı, ve uykulu sesiyle konuştu:
-"Jeongguk?"
-"Evet Tae, benim Jeongguk."
-"Elimi tekrar okşasana."
Şaşırmıştım, aslında uyumuyor muydu? Elini tuttuğumu hissetmiş...
-"Hmm, neden?"
-"Çok hoş hissettiriyor."
Ne diyeceğimi bilemeyerek ellerini okşadım. Neydi bu? Ben samimiyet sevmem, ama bu tatlılığı kıramam. İdare edeceğim...
-"Tae, gel artık evime gidelim."
-"Tamam Kook, gidelim."
Arabamdan inip omuz silktim. Ardından Tae de arabadan inip yanıma geldi, beraber eve girdik. Çalışanlarımdan Namjoon karşıladı beni, özel şeyler konuşmamız gerektiğini söyledi. Namjoon ile odama girdik, Tae'ye beklemesini söyledim.
-"Bay Kook, Min Yoongi ve Park Jimin, ilişkilerini açıkladılar."
-"Ne yapayım Namu?"
-"Ama ikisi ilişkilerini açıklarken iş birliklerini açıklayıp sizin adınızı vererek ateşkes ilan ettiler. Sizin konumunuzda olmak istiyorlar."
-"Sence yapabilirler mi?"
-"Sizi yenmeleri mümkün değil, ama bu sefer ikisi güçlerini birleştiriyor."
-"Öyle olsa bile beni yenmelerine izin vermem, Namu."
Namjoon uzaklaşıp gitti, ben de Tae'nin yanına gittim. Umarım onu çok bekletmemişimdir.
-"Tae, çok beklettim mi?"
-"Hayır."
-"Gel odama çıkalım."
Tae ellerini tutuşumdan hoşlanmıştı, tekrar elini tutup onu odama çıkardım. Ardından koltuğa oturduk. Masanın üzerindeki şişeleri görmüş olmalı ki sordu:
-"Çok mu içiyorsun?"
-"Evet."
-"Ben çok içmesem de, bazen içerim."
-"İçki ister misin? Getirebilirim."
-"Olur."
Mutfağa doğru gidip içki dolabından içecek bir şeyler aldım. Tekrar odama gittim, Tae biraz çekingence oturuyordu. Benden utanıyor muydu? Ona soracaktım.
-"Benden çekinme."
-"Umm, biraz çekingenim, alışırım yakında."
-"Utanma, daha çok şey yapacağız." diyerek kadehleri doldurdum ve birini ona uzattım.
Tae burnundan gülerek daha rahatça arkasına yaslandı, ben de onun yanına oturdum.
-"Kendinden bahsetsene."
-"Tae, 25 yaşındayım. Anlaşıldığı gibi ben de buralarda tanınan bir mafyayım."
-"Ben Kook, 24 yaşındayım, dediğin gibi mafyayım." diyip ona yakınlaştım, güzel gözlerini bana çevirdi.
-"Tekrardan memnun oldum Kook."
-"Taehyung, çok güzelsin..." diyerek dudaklarına yapıştım, geri çevirmesinden korkuyordum.
-"Senin kadar değilim." diyerek kucağıma oturdu, ve karşılık verdi. Kalbim hızlanmıştı, ne yapacağımı bilemiyordum.
-"Öyle mi?" dedim Tae'nin kalçalarını kavrayarak.
-"Öyle." dedi ve kollarını boynuma doladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love, Death, War.
FanfictionŞehrin en tanınmış dört mafyasının savaşta doğan aşkı neleri kaybettirebilir?