69. Bölüm: Kocişimmm

6.2K 341 402
                                    

Arabamla sokağa girer girmez beni davul zurna sesi karşıladı. Allah Allah ben davul zurna ayarlamamıştım ki? Kim ayarladı acaba? Şaşkın bir şekilde arabamı park edip dışarı çıktığımda davulun sesiyle evin önüne biriken kalabağın arasından birileri "Damat geldiii." diye seslenerek gelişimi haber verince tiz bir zılgıt sesiyle halay halkası kuruldu. Boran kolumdan kapıp beni halay halkasının içine çekerken "Nerede kaldın aga, kız evde ağaç oldu beklemekten." diye kulağıma bağırdı. Yüzümü buruşturarak geriye çekildim ve Boran'ın elini bırakıp kulağımı ovaladım.

"Yavaş oğlum sağır edecektin beni." diye söylenerek tekrar Boran'ın elini kaptım ve davul zurnanın sesine ritim tutarak halay çekmeye başladım. Yüzümü Boran'ın kulağına yaklaştırıp "Kim ayarladı bu davul zurnayı?" diye bağırınca bu defa Boran aynı benim gibi yüzünü acıyla buruşturdu. Elimi bırakıp kulağını ovaladı, sonra tekrar elimi kavrarken yüzündeki buruşukluğun yerini geniş bir sırıtmaya bırakarak, "Bilmem ama kim düşündüyse güzel düşünmüş sağ olsun." diye cevap verdi.

Çoşkulu bir şekilde halay çekmeye devam ettik sonra. Konu komşu hatta bütün sokak seyredip alkışlarla ritim tuttu. Davul sesinin durmasıyla halay halkası dağılırken bu defa da kalbim davul çalmaya başladı. Çünkü sıra Asmin'i evden çıkarmaya gelmişti. Kapıdaki kalabalığı arkama katıp kapıya doğru ilerledim ve zile bastım. Heyecandan dizlerim titriyordu.

Berfin pencereyi aralayıp "Kapı kilitli Ezman abi, kilidi açmak için 1000 İngiliz sterlini istiyorum." dediğinde panikle elimi cüzdanıma attım. Üzerimde o kadar para yoktu ki. Cüzdanımdaki bütün paramı çıkarıp saymaya başladım. Tam tamına 785 Pound çıkmıştı. Hepsini Berfin'e uzatıp "Üzerimdeki paranın tamamı burası." dediğimde kabul etmedi.

"Koskoca Ezman ağasın, vere vere bu kadarcık mı veriyorsun?"

"Kızım nereden alayım şimdi. Üzerimde yok. Rezil etme beni al şunu."

"Olmaz Ezman abi. Yeni telefon alacağım. Bana bin lazım."

"Tamam kız, telefonunu da ben alacağım söz ama aç artık şu kapıyı." dediğimde Sefâ'yla Merve Berfin'in ardından aynı anda "Amcaaa biz de isteriz telefooon!" diye bağırınca bir anda gaza geldim ve "Tamam size de alacağım telefon, yeter ki açın kapıyı!" diye çoştum.

Berfin iyice pekiştirmek için "Söz mü?" diye sorduğunda "Söz kız, söz, almazsam iç ses çarpsın!" diye cevap verdim.

Açılan kapıdan adımımı atarken "Emin misin Ezman ağa, bak ben çarparsam fena çarparım." diye pörtleyen iç sesime laf yetiştirecektim ki Küçük Berdelim'i beyazlar içinde görmemle donup kaldım.

" diye pörtleyen iç sesime laf yetiştirecektim ki Küçük Berdelim'i beyazlar içinde görmemle donup kaldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İstikamet Londra (Töre Mecburiyetim kitabı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin