MERHABA! yazmaya yeni başladım ve bunun için fazla heyecanlıyım fazla konuşmamam gerekiyor çünkü olmamış diyerek yazdıklarımı silebilirim. bol bol yorumlarınızı bekliyorum :) :*
SİZİ SEVİYORUM :*
Eveeet! Başlıyoruz. Yeni bir iş. Dramatik bir hayatıma devam ediyorum. Acınası bir halde değilim ama çok mükemmel olduğum söylemez. Üstümde çok sevdiğim kırmızı kazağım ve altında siyah pantolonum ile sıradandım. soğuk havada yeni iş için başvurduğum bir otelin önündeyim.
sabah saatlerinde beni arayan otelin halkla ilişkiler bürosu sinem hanim CV me bakıp beni konuşmak için çağırmıştı. Heyecanlı mıyım? Kesinlikle! Bu işi almak zorunda olduğumu biliyorum. Çünkü uzun zamandır işsiz olup artık birikmiş param fazla kalmamıştı.
Arkamdan geçen arabaların sesiyle düşüncelerimden çıkıp otele girdim. Otelin girdiğim anda karşımda kocaman bir danışma duruyordu. Otelin çoğunluğu gri renkteydi. Danışmanın olduğu kısım gri olup arkada siyah kabartmalarla GÜMÜŞ yazısı dikkat çekiyordu. Otelin ayrı bir ağırlığı vardı danışmanın olduğu kısmın yanlarında iki kocaman dracena marginata duruyordu. Sağdan ve soldan içeriye ayrı yollar vardı.
Danışmaya gidip "Sibel Çakır'la görüşebilir miyim" dedim.
Kadının simsiyah parlak saçları aşırı dikkat çekiyordu. Yüzünde fazla makyaj olmasına rağmen kesinlikle kötü durmuyordu. " tabi, randevunuz var mıydı?"
" evet, evet saat 14.30 da randevu verilmişti"
Bilgisayarında bişeyler karıştırıp bana baktı. Şüpheli bakışları dikkatimi çekmişti beni süzüp tekrar ekrana döndü. Bakışlarından rahatsız olup kaşlarımı çattım. Hayır yani öyle bir bakışı vardı ki içeri girersem kesin birini öldürürdüm kadın kendimden bile şüphe ettirdi.
" Derin Tamay evren. Evet randevunuz sibel hanımla sağ taraftan geçin düz devam edin asansör ile 10. Kata çıkıp sola dönün tam karşınızdaki oda"
Kadına hiç cevap vermeden sağdan girdim. Asansöre ulasana kadar biraz ilerlemem gerekiyordu bir otelin bürosunu neden 10. Kata yaparlar ki ? ben giriş katında olur diye düşünüyordum. Otel baya bir büyük olup girişin gri tonları asansöre gelene kadar devam ediyordu. Asansörün düğmesine basıp kapı açıldığında bi tık şoka girmiş olabilirdim. Simsiyah olup aralarına duvardan uzun sütunlar halinde sarı kemerler iniyordu. Tavanında sarı olup yıldızlı devenler vardı altımdaki mermer siyahtı. Asansöre hayran kalmam dışında hiçbir problem yok suan.
3. kata çıktığımda burası biraz siyah ve kırmızı tonlarındaydı otelin neden böyle bir renk karışımı içinde olduğunu anlamadım her katta başka bir renk mi var acaba? Ay 1. Kat pespembeymiş falan bu düşünceyle yüzümde bir sırıtış oldu. sola dönüp uzun bir koridora çıktım koridor simsiyah olup sadece halısı kıpkırmızıydı çok havalı görünüyordu katta başka oda yoktu dümdüz karşımdaki kapıya baktım ' Sibel ÇAKIR, genel müdür' bi saniye! Genel müdür mü? Halk ve ilişkiler bürosu sanıyordum ben. GÜMÜŞ otelin müdürü beni mi aramıştı yani iş için. Derin ve kocaman bir nefes aldım çantamdan yeşil su şişesini çıkarıp bir iki yudum aldım. Ve kapıyı tıkladım.
'gel' sesini duymamla kapıyı açıp içeri girdim. Odaya girer girmez farkettığım en büyük şey boydan boya olan camlardı. Camlar kapıdan içeri girdiğinizde karşı tarafta ve bütün bir camdan duvar oluşmuştu. içerisi çoğunluğu deri siyah ve ahşap ayrı bir hava katıyordu kesinlikle çok cooldu. Masası ahşap dı ve koltuklar siyah deriydi. Kendi masasının önünde iki tekli koltuk vardı. İki tekli koltuğun arasında küçük bir masa.
Sibel hanım beni görünce sağındaki koltuğu işaret etti.kendimden emin bir şekilde dik olarak oturdum. İlk izlenim önemliydi ve ben özgüvenli olduğumu kanıtlamam geriyordu.
" merhaba Derin, öncelikle şanslı olduğunu söylemek istiyorum çünkü ben zorunlu olmadıkça CV okuyan bir insan değilim bundan 3 gün önce bir sorundan dolayı özel asistanım işten atıldı. Onun yerine geçebilecek olan birini de ben seçmek istedim. CV ne baktığımda pek bir asistanlık deneyimin olmadığını görüyorum. Ama CV de dikkatimi çeken kısım genç yaşına rağmen aile kısmına yok yazıp bir adres yazmışsın sanırım tek yaşıyorsun biraz anlatmak ister misin?"
" açıkça söylemek gerekirse ben aileden bahsetmek istemiyorum. Aslında söylemek istediğim....."
Kadın o kadar dikkatli bakıyordu ki cümlenin devamını getirmekte çok zorlandım heralde aile fikrine çok fazla önem veren birisi orası belli zaten ama ben oraya ailem yok yazdığım için dikkatini çekmiştim. Bana acımış olabilme ihtimalı bile sinir kat sayımı arttırıyo.
Kadının gözlerine baktıkça inceleme fırsatım daha da arttı, fazla güzeldi. Duraksadığımı gördüğünde masasından kalkıp karşımdaki tekli koltuğa geçti.
" iyi misin?"
Kadının kehribar gözleri çok dikkatli bir şekilde bana bakıyordu. Üstünde bir siyah crop altında bordo bir kalem etek vardı. Fiziği ise zayıf değildi hatta balık etliydi ama yüzü o kadar güzeldi ki, sarı kahve karışımı saç, kehribar gözler. Ben incelemeye dalmışken elinde su dolu bardak tuttuğunu sonradan fark ettim.
Gözleri delip geçiyordu sanki bir şey görüyor gibi yada bir şey bekliyor gibi aşırı rahatsız olmuş bir şekilde yerimde kıpırdanıp suyu içtim.
"evet, şey teşekkür ederim ama aradığınız kişi ben değilim. Davetiniz için teşekkürler "
Koltuktan kalkıp hemen odadan çıktım. Asansöre doğru hızlı adımlarla yürüdüm aslında fazla tepki verdiğimi biliyodum. Derin derin nefes almaya ve sakinleşmeye çalıştım aile kavramı bende yoktu. Geçmişim hızla gözümün önünden geçerden asansör geldi. Hemen binip 0 a bastım. Hayır hayır düşünme.... Zorlu bir hayatım olmuştu kabul ama ben aile denilince kötü olacak kadar kafaya takmazdım. Bir şey tetiklemiş olma ihtimalini düşünüyordum. Kadının gözleri aklımdan gitmiyodu çok tanıdık kehribar gözler... aptal bir insan değilim hiç olmadım daha önce gördüğüme emindim. Otelden dışarı çıktığımda derın derın nefes aldım.
Durağa doğru yürümeye başladım. Ayrıca etrafıma bakıyordum iş ilanı var mı diye demin kadının gözünün içine bakarak bişey söyleyemedim o kadar saçma ki ben bu kadar konturolsuz bir insan olmadım hiç. Küçüklüğüm travma üzerine geçti ve bunu sorgulayan olmadı hiç. Belkide ondandır ilk defa biri ailemi sorduğundandır...
Durağa gittiğimde şanslıydım otobüs hemen gelmişti. Eve gidene kadar yolu izledim. Yanımda 13-14 yaşında çocuk oturuyordu. Ben ona bakınca oda bana döndü gülümsedim ona karşı. Ve yanımdan kalktı. Çok güzel zaten bende meraklıyım ya gülümsemene ergen cool oldun şuan aynen.
Eve geçtiğimde kendimi yatağıma attım hava biraz kararmıştı. Nedense üstümde durgunluk vardı camdan dışarıyı seyrederken gözlerim yavaşça kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
● BOŞLUK ○
ChickLitBir insan ne kadar kaçabilirse o kadar kaçıyorum geçmişin kirli sayfalarından pes etmek gibi lüksüm yok. Her kitapta olduğu gibi bu kitapta da baş karakter var. Yalnız tek farkı baş karakterler hep yan karakterler ve bunu kimse fark etmiyor.