Oylamayı ve düşüncelerinizi eleştirilerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın^^
Keyifli okumalar dilerim!
👾
ATEŞ
"Ellerimde geçmişteki anılarımı yakarak oluşturduğum mumlarım vardı fakat orada saklı Ateş'i bulmama yetmiyordu; yanan aynı zamanda da bendim çünkü."Günümüz
MS 2510
Bu çaresiz koşum esnasında hayatım, etrafıma dağılan sokaklarda bir filmden kareler gibi tekrar inşa olurken içimde hissettiğim duygu özlemdi. Geçmişteki sıradan hayatıma duyduğum yoğun özlemle doluydum. Dertleri de kendi gibi normal olan Ateş'i, çaresiz bir umutla ruhumun en derinlerinde aradım. Ellerimde geçmişteki anılarımı yakarak oluşturduğum mumlarım vardı fakat orada saklı Ateş'i bulmama yetmiyordu; yanan aynı zamanda da bendim çünkü. Günler sonra, zamanlar ötesinden özlemini içinde hissettiğim ailemi görmemle burayı gerçekten aydınlatabilecek yegane muma ulaştığımı, eski Ateş'in de saklandığı yerden kafasını göstereceğini sanmıştım. Oysa yoktu ve bir daha hiç olmayacaktı.
Belki de ruhum artık ona dair en ufak bir izi bile saklanmaya değer bulmamıştı ya da onun saklandığı kafese sert bir mühür vurmuştu. Her ne şekilde olursa olsun, o ölmüştü. Eski hayatım bana geri dönse de ben, aynı ben olmayacaktım.
Köşedeki sokaktan üç kişi geçti. Ateş, Demir ve Açelya perde inen gözleriyle beni görmeden neşeyle gülerek yürümeye devam ettiler. Demir dün akşam izlediği filmi anlatıyordu belki de, Açelya da artık sınavların yaklaştığını dolayısıyla derslere asılmamız gerektiğini söylüyor olmalıydı. Ya ben? Ben neredeydim? Ben ne düşünüyordum? Bu anları capcanlı şekliyle yaşayan, tüm her şeyiyle hisseden Ateş'in zihninin içinde ne vardı?
Artık geçmişteki Ateş'i içimde bulamayınca, bir yabancının gözünden ona bakıyor olmalıydım ki her şeyi daha net bir şekilde görebilmeye başladım. Ben hiçbir zaman oraya ait olmamıştım. Ateş, sen hiçbir zaman o üç kişinin arasında değildin. Sadece o üç kişinin arasındayken değil; yaşadığın bu sokaklarda, evde, okulda veya diğer her yerdeyken aslında gerçekten orada bulunmuyordun. Sen her zaman bir yabancıydın fakat o zamanlarda bunu anlamayacak kadar gerçek yerini, yurdunu bilmiyordun.
Şimdi biliyordum.
Benim yerim zamanlarla kaplı sonsuz düzlemin tam merkeziydi. Sanki ordan kopup gelmiştim bu dünyaya. Şimdi yabancısı olduğunu hissettiğim bu yer, bana çok uzaktı. Hiçbir zaman da yakınımda olmamıştı, yalnızca olduğunu sanmıştım.
Geçmişimi bir yabancının gözünden objektif bir şekilde görebilmek için kafamda kurduğum Ateş, Demir ve Açelya bu sokaktan öylece geçip gittiler ve dağılıp yok oldular. Zihnimin içinde inşa olan ve bir farkındalık anı yaşamamı sağlayan tüm düşünceler de onlarla beraber yok oldu. Gerçeklerin tokadına acı verici bir farkındalıkla hazırlandım. Veya öyle olması gerekiyordu, bu tokadın acı vermesi gerekiyordu. Sorun da tam olarak buydu: Artık geçmişteki Ateş'e dair hiçbir şey beni üzmüyordu, bana herhangi bir şey hissettirmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2494 (Zaman Yöneticisi 2)
Science FictionWattys 2020 Kazananı Zaman Yöneticisi serisinin ikinci kitabıdır. İlk kitabın devamı olduğu için önce "2512" adlı kitabın okunması önerilir. [TAMAMLANDI] - Zaman Yöneticisi Serisi - 2. Kitap İşte savaş başlıyor. Ruhu, zihni, hisleri, yalanlar, gerçe...