Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
İyi okumalar.
2 gün sonra;
Sofia üzerindeki elbisesinin kıvrılan yerini özenle düzeltti. Mavi, üzerine tam oturan kıyafeti ile güzel görünüyordu. Dalgalandırdığı saçları neredeyse beline kadar uzanıyordu. Daniel ile yemeğe gidecekleri için içinde tutamayacağı kadar enerjik hissediyordu kendini.
"Rose." dedi aynadan arkadaşına bakarak." Sence iyi geçecek değil mi?"
"Elbette." dedi Rose, Sofia'ya moral vermek için." Tabii ki de iyi geçecek."
Sofia başını hafifçe salladıktan sonra yatağına oturup ayakkabılarını giyindi. Gidecekleri mekânın nasıl bir yer olduğunu bilmiyordu ama Sofia emindi ki ortamın güvenliği yüksek seviyede olacaktı.
"Birazdan burada olur." dedi Sofia saatine bakarak." Sen beni idare edebileceksin değil mi?"
"Ben halledeceğim. Sen eğlenmene bak."
"Tamam... Dışarıyı kontrol eder misin? Daniel'i bekletmek istemiyorum."
"Mesajımı bekle." dedi Rose odadan çıkarak. Etrafta kimsenin olmadığını gördüğünde Sofia'ya mesaj attı. Arkadaşı koşar adımlarla Daniel'in arabasına bindiğinde rahatlamış bir nefes verdi.
*******
Sofia'dan
"Merhaba." diye mırıldandım arabaya binince. Gözlerim hemen yanımdaki adamı bulduğunda heyecanla nefes aldım. Bu buluşmanın aradığımız sorulara cevap olmasını istiyordum.
"Merhaba." dedi. Ses tonundan gergin olduğunu anlayabiliyordum." Nasılsın?"
"İyiyim." dedim hızlıca." Sen nasılsın?"
"İyiyim." dedi benim gibi.
Aramızdaki gerginlik somuttu. İkimizde konuşmak istiyor ancak kelimeler ağızımızdan çıkmıyordu. Yan tarafıma dönüp akşam trafiğini, insanların istedikleri yerlere varma telaşını izledim. Bunu yapmayalı yıllar oluyordu ve bu basit şeyi bile çok özlemiştim. Yavaş yavaş şehir merkezinden uzaklaşmaya başladığımızda Daniel'e döndüm." Nereye gidiyoruz?" diye sordum merakla.
"Az kaldı Sofia." dedi yoldan gözünü ayırmadan.
Arkama yaslanıp yolu izlemeye devam ettim. Birkaç dakika sonra araba durduğunda, benim kapımı açmasını beklemeden arabadan indim.
Sonunda hayallerim gerçek oluyordu ve buna inanamıyordum. Daniel'in yanına geldiğimde beni yönlendirmesine izin verdim. Yaklaşık beş katlı olan restoran şehir merkezinin uzağında olsa da dışındaki ışıklandırmayla şehir merkezini aratmıyordu. İçeri girdiğimizde etrafın bomboş olmasına şaşırmadım. Aslında beklediğim tamda buydu.
Asansörle yukarı çıktığımızda titrek adımlarla masaya ilerledim. Hava ormanlık alanın da etkisiyle soğuktu. Üşüsemde belli etmemeye çalışarak sandalyeye oturdum. Daniel karşıma geçtiğinde," Teşekkür ederim." dedim mutlulukla." Buraya geldiğimiz için."
Önemli değil dercesine başını salladığında," Güzel görünüyorsun." dedi beni inceleyerek.
"Sen de." dedim göz göze geldiğimizde. Yeniden sessizlik olduğunda," Benimle ne konuşmak istiyordun?" diye sordum.
"İlk önce yemeklerimizi söyleyelim." dedi soruma cevap vermeyerek. Menüyü bana uzattığında," Ne yemek istersin?" diye mırıldandı.
Menüde ilk gözüme çarpan yemeği söyledikten sonra arkama yaslandım. İçim içime sığmıyordu. Daniel de yemeğini söyleyince birkaç dakikadır yanımızda bekleyen garson sessizce asansöre doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sicilya Mafyası
ChickLitSİCİLYA MAFYASI ismiyle yayımlanmış ilk kitaptır. (Ç)almayınız. Marcus,'' Gideceğinizi kim söyledi?'' diyerek sorusuna soruyla vevap verdi. Rose ayaklanarak ellerini masaya koydu. Şu an büyük bir krizin eşiğindeydi ve ilacı da yanında değildi.'' Be...