"Onunla gayet iyi görünüyordu George."
"Yapma Fred. Hem cidden birbirlerini sevseler yapış yapış olurlardı."
Fred Weasley elindeki koliyi rafa bıraktı. Kaşlarını çatarak:
"Ona güvenmemekte hata mı yaptım?"
"Sen hata yapmadın Fred. Onun çok fazla sırrı var. Fazla... gizemli. Hem hayatının sonuna kadar seni bekleyemezdi."
"Ne kadar destekleyici teşekkür ederim."
İkizler ellerindeki şeyleri yerleştirirken daha konuşmadılar.
***
Tatilin son günlerinde Harry, Ron ve Hermione ile oturuyordum. Harry:
"Cidden sana tek kelime anlatmadılar mı?"
"Hayır. Planı neyse sıkı tedbir uyguluyor."
"Ya nişanlın?"
"Oda aynı şekilde kararlı Ron. Zaten bildiğim her şeyi Yoldaşlığa anlatıyorum."
Hermione okuduğu kitaptan başını kaldırıp:
"Şunu söyleyebilirim ki o neyin peşindeyse artık boş vermelisin Harry."
Sonunda okula gitme zamanı geldiğinde sandığımı sıkıca kilitledim. Bayan Weasley fazlasıyla teleaşlıydı. Sirius ve Remus sıkıntıyla mutfak masasında oturuyorlardı. Karşılarına oturduğumda Sirius:
"Okulda dikkat etmeni istiyorum Diana. Slytherin'den uzak dur."
"Onlar beni sevmiyor Sirius. Bu arada Horace nasıl bir profesör?"
"Slytherin bölüm başkanıydı. İksir konusunda cidden iyidir. Ve çevresinde iyi insanları toplamayı sever."
"Reg onun favorisiydi. Remus'ta öyle."
"James ve Sirius'u almamıştı. Hala acısını unutamıyor Diana."
Ben buna kıkırdarken içeri Louis'in baykuşu geldi. Sirius gözlerini kısmış elimdeki mektuba bakıyordu. Remus:
"Nişanlının babasının..."
"Evet biliyorum efendim. Bunu söyleyen ellinci kişi olmayın olmayın lütfen."
"Ondan uzak duracağın için mutluyum. Sen okulunu bitirene kadar bir şey yapmayacak."
"Evet öyle amca."
Mektuba hızlıca göz atarken King Cross'ta olacağı yazıyordu. Benle vedalaşmak istiyormuş filan. Tatlı sesimle:
"Sirius erken gitsem bir sorun olur mu?"
"Olmaz. Remus erken gidecek. Onunla mı buluşacaksın?"
"Evet."
"İyi..."
On dakika sonra profesör Lupin ile cisimlendik. Ben duvara yürümeden önce Lupin:
"Ben diğerlerini burada bekleyeceğim. İçeride sorun olmayacağına eminim."
"Teşekkür ederim."
Duvardan geçtiğimde tren karşımda duruyordu. Aileler ise daha temkinliydi. Daha sıkışık duruyor, daha acele ediyorlardı. Bazıları endişeli duruyorlardı. Ama şunu unutuyorlardı. Hogwarts İngiltere'deki en güvenli yerdi.
Biraz ileride Bayan Malfoy, Draco ve Louis duruyorlardı. Onların yanına geldiğimde Louis bana sıkıca sarıldı. Normalde temaslarımız sadece koluna girmemle kısıtlıyken sarılması garipti. Ama rolüme uygun davranmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Meleği...
FanficDiana Hamilton ebeveynlerini ölü bulduğu zaman hayatının değişeceğini düşünmemişti. Fransa'daki hayatı geri kalırken okul kaydı bir anda Büyücülük Dünyasının en popüler okulu Hogwarts Cadıcılık ve Büyücülük okuluna alınmıştı. Diana şimdi sakin bir d...