Sabah ayazında ve uykulu bir şekilde okul bahçesinde toplanmıştık bir otobüs dolusu öğrenci ama otobüs daha gelememişti. Yolda bir kaza olmuş bu saatte otobanda kaç araç oluyordu sanki de neyse o yüzden bizim otobüs de trafiğe kalmış. Bence şoför uyuya kaldı diyorum ama Muzaffer hoca beni siklemedi. Bu adam da zaten Yiğit ve Alp dışında kimseyi sevmez bütün gezileride onlara ayarlatır. Tabi bunun ekmeğini de biz yiyoruz ilk önce bizim haberimiz oluyor ve bugün gibi Mert ve Uras'ta bizimle gelebiliyor.
"Öpüşerek ısınabiliriz aslında..." tabi ki fırsatçılık yapıyordum. Oturduğumuz bankta Yağız'a öyle yapışmıştım ki dışarıdan kimin bacağı kimin kolu belli olmuyordu.
"Bütün vücut ısımı emdin zaten." dedi sahte bir sinirle onu umursamarak omuz silktim soğuktan nefret ettiğimi milyon kez dile getirdiğimi düşünüyorum.
"Otobüs geldi gençler!" Alp'in sesiyle ayağa kalktım en arkaları bizim kapmamız ve bir bütün halde oturmamız gerekirdi. Dün gece plan bile yapmıştım tüm çocukları gözünün önünde olmasını isteyen bir anneyim ben.
"Koşma!" diyen Yağız'ı da geri dönüp kolundan çekelemeye başladım. Herşey planladığım gibi gidiyordum. Otobüsün arka kapısıdan bindim ve kimseyi geri kalan koltukara geçirmedim. Birçok küfür yedim ama bu yolda zafer için değerdi.
En arkada ben ve Yağız oturduk diğer arka koltuklara Görkem ve Mert. Bizim önümüze Batu ve Tuana oturdu diğer tarafa Ahsen ve Sancak. Onların önüne de Uras ve Yiğit. Diğer tarafa Alp ve Ekin. Uraslar'ın önüne Ebrar ve Barış. Böylece benim tasarladığım gibi oldu. Alp ve Ebrar'ı çağırdığım sırada Ekin ve Barış promosyon olarak geldi. Alp de dışarıdan Barış'ı eklemiş geziye bizim Uras ve Mert gibi ama biraz saçma olmuş hatta biraz gerilmiştik. Bir de Alp ve Ekin'i görünce Alp'in aşık olduğu çocuk konusunda haklı olduğumu anladım bu da küçük bir ayrıntı.
"Batım haberi var mıdır sence?" yanımda oturan Görkem Barış ile Ebrar'ı göstererek sordu.
"Neyden?" dedim anlamayarak.
"Barış'la senden" dediğinde duyan oldu mu diye etrafa bakındım. Sanki eski sevgilimmiş gibi sorduğu soru rahatsız etmişti beni.
"Ne olmuş bize Görkem? Germe beni n'olur." dediğimde anlayışla kafa salladı. Barış'ı görür görmez Yağız'ın sinirlendiğini fark etmek bile yeterince germişti beni. Olay şöyle oldu ben Ebrar'ı çağırırken Barış geldi sonra arkadaşımın arkadaşı falan dedik ikimizde. Ama bizimkilerin yanına Barış ile gitmem kocaman açılan gözlere neden oldu. Ortamı Mert kardeşim kurtardı hemen. Sonra da yerlerimize yerleştik ama Yağız'dan yayılan negatif enerji gidip Barış'ı boğabilirdi.
"Yağız uyuyalım mı?" dedim ona sırnaşarak. Sevgilimi genel olarak yatak yastık olarak kullanıyorum ve çok mükemmel bir his olduğunu düşünüyorum. Kısa sürede sonra soğuk yatakta yatmak yerine sürekli Yağız'ın sıcaklığını arar hale geldim. Çocukken de beraber çok uyuduk ama bu çok farklı bir his atan kalbin içinde olduğunu bilmek vücudunun her yerini ezbere bilmek sıcaklığına kokusuna alışmak bunlar o çocuksu hislerden çok daha büyük ve güçlü.
"Tam bir kedisin." diyerk kolunun altına girmem için kolunu kaldırdı.
"Çok rahatsın sevgilim suç sende." dedim mırıldanarak.
"Seni seviyorum." dedi ve saçlarıma öpücük kondurdu. İşte şimdi uykuya bırakabilirdim kendimi.
***
Herkese selamm evet bu final bölümümüz. Aslında daha farklı ve daha uzun bir kitap olacaktı ama olmadı. Okuyan birkaç kişiye teşekkür ederim.
Ayrıca yakın zamanda değil ama bir gün birkaç özel bölüm atmayı düşünüyorum. Çünkü Batım ve Yağız'ın hiç date'i olmadı ya da romantik bölümleri az oldu gibi. Genel olarak dram ve kaostu. Bir de üniversite zamanalarını da yazmak istiyorum çünkü çok farklı planlarım vardı. Diğer çiftlerinde özel bölümleri olmalıydı. Bir de Ahsen için planlarım vardı. Yani kısacası yapmak istediğim daha çok şey var ve yakın gelecekte minimum on özel bölümle geri döneceğim.
Love u🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Zaman BXB
Short Story[TAMAMLANDI] Yarı texting "Yağız valla anlamıyorum ben bunlardan." dedim bıkkınca ama beyimizin tribi geçmemiş omuz silkip ilerlemişti. Batımsu olmam gerekiyordu.Peşinden hızlıca gittim yüzüme en sevimli surat ifademi yerleştirdim. "Yağız'cım haya...