7. bölüm

11.9K 565 96
                                    

" O gün,bebeğimi senin kolların arasında gördüğümde güzelliğiniz ile büyülendim ve kalbime söz geçiremedim." dediğinde aynı gün birbirlerine vurulduklarını anladı.
Tamda o gün bu iki yaralı yürek birbirine bağlanmıştı ve merhem olmak için can atmıştı...
Kaderleride bir yazılmıştı...
İlk defa birbirleri ile aşk duygusunu tadıyorlardı ve farkında olmadan sevgileri ile harmanlanıyorlardı...

Dudaklarına tebessüm oturduğunda Akay kendisine doğru yavaş yavaş yaklaşmaya başladı. İkiside dudakları ile bu aşkı mühürlemek istiyordu, bedenleri arasındaki çekim git gide artıyordu...

Burunları birbirine değiyor, sıcak nefesleri birbirinin dudağını okşuyordu.
Birkaç saniye o şekilde kaldıktan sonra Akay, " İznin var mı Behrem." diye fısıldadı. Bu sırada dudakları birbirine çarpmıştı. Tam izni olduğunu kelimeler ile değilde öpüşü ile belli edecekti ki Akgün bir bebeğe oranla epey gürültülü bir şekilde gaz çıkardıktan sonra bezini doldurmaya başladı. Bu ses gülmelerini sağlarken aralarındaki mesafe arttı ve Akay, " Hay maşallah oğlum, ne yaptın sen." derken bakışlarını oğluna çevirdi. Kendide aynı şekil bakışlarını Akgün' e çevirdiğinde, " Altını almak ister misin? İlklerine birini daha eklemiş olursun hem." dedi. Bakışlarını tekrar Akay' a çevirdiğinde yüzü pek bir garipti. Şaşırmış gibi gözleri büyümüştü lakin bu şaşkınlıktan değildi. Sanki altını alma evresini düşünüyor gibiydi ve düşündükçe bebeğinin kakalı poposunu temizlemek gözünü korkutuyor gibiydi.

" Bu sefer sen alsan olmaz mı? Birdahakine ben alırım." dediğinde düşündüğü gibi olduğunu anladı. Akay'ın kolları arasından çıktı. Oğluda bezini doldurmayı tamamlamıştı. Ona doğru giderken, " Peki madem, öyle olsun." dedi. İçinden ise kıs kıs gülüyordu. Akay' ın az önceki yüz ifadesi fazlasıyla komikti. Koskoca adam oğlunun altını temizlemekten kaçıyordu.

" Gel bakalım oğlum. Hemen temizleyelim yoksa pişik olursun." dedi. Akgün' le koca bir oğulmuş gibi konuşmasını seviyordu. Onunla karşılıklı konuşup muhabbet edeceği zamanları iple çekiyor, o zamanlarında yanında olmak için dua ediyordu.
Kucağına aldığında yatağa yatırdı ve beşiğin yanından gerekli malzemeleri aldı. Altını alırken odayı kaplayan koku epey yoğundu.
Akay başlarında dikiliyor ve kendilerini izliyordu. Bezi açtığı sırada garip bir sesle, " Off oğlum bu koku ne böyle, ne yedin sen." dediğinde başını kaldırdı. Parmakları ile burnunu sıkmıştı. Kendisi alışmıştı. Bu koku artık rahatsızlık duymasına yol açmıyordu. Akay' da zamanla alışacaktı. Zaten yakında lazımlığa alıştıracaktı. Akgün' ü aylar sonra bezden kurtulacak, rahatlayacaktı.

" Alışırsın. Zaten biraz daha büyüsün lazımlığa alıştıracağız onu." dedi. Temiz bez bağladığında tekrar alt pijamasını giydirdi. Bu sırada Akay parmaklarını burnundan çekmiyor, ağzından nefes alıyordu. Odayı saran kokuya maruz kalmamak için çabalıyordu. Kaçışı yoktu. Aklına gelen fikir ile gülümsedi ve batık olan bezi uzatarak, " Çöpe atabilir misin?" dedi. İtiraz istemediğinide eline tutuşturarak belli etti. Akay yine aynı ses tonuyla, " Atarım." dedi ve bir eli burnunda odadan çıktı.

Akgün' de bu sırada yatakta ters dönmüş ve emekleme pozisyonunu almıştı. Yumurcağın yerinde durmaya hiç mi hiç niyeti yoktu. Emeklemeye başladığında kucağına aldı ve yere bıraktı. " Şimdi özgürce emekleyebilirsin." dedi. Yatak, koltuk vb. yüksek yerlerde emeklediği zaman içini bir korku kaplıyordu ve her an yere düşecekmiş hissi ile şimdide olduğu gibi kucağına alıp yere indiriyordu. Yatağa oturdu ve Akgün' ün yine oyuncaklara doğru yönelişini yüzündeki gülümseme ile izledi. Bu sırada Akay' da gelmişti. Yanına gelip oturduğunda, " Dağıtmayı çok seviyor sanırım." dedi. Öyleydi. Akgün gün geçtikçe dahada hareketleniyor, etrafını adeta keşfe çıkıyordu. Her dikkatini çekeni eline alıyor ve birkaç saniye sonra yere fırlatıyordu. O yüzden çoğu ufak tefek şeyleri ortadan kaldırmıştı. Birkaç kez oyuncağın kırık parçasını dahi ağzına atmaya yeltendiği için tedbiri elden bırakmamıştı.
Bu durumu Akay' ında bilmesi ve dikkatli olması gerekiyordu. " Ufak tefek şeyleri ağzına atmayıda çok seviyor. O yüzden dikkatli ol olur mu?" dedi. Bakışlarını oyuncakları büyük bir zevkle dağıtan bebeğinden çekerek Akay' a çevirdi.
" Olurum tabii. İyi ki dedin." diye karşılık aldığında gülümsedi. Akay fazlasıyla anlayışlı biriydi ve konu oğlu olunca iki kat fazla dikkatli olacağı ciddiyetinden belliydi.

BEBEK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin