Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...
"Abi hani minibüs çalacaktık. " gözlerim Pusatın işaret ettiği eski model arabada takılı kaldı. Benim zamanıma göre eski model bu zamana göre son model kabul ediliyordu.
"Vazgeçtim. Aşkın ilk defa araba çalacak. O yüzden basit bir şey olsun istedim. " Adana dürüm başıyla onayladı. Gözlerim diğer yanımdaki Van kedisine kaydı. Oda benim gibi işin ciddiyetine bürünmüştü.
"Şimdi ne yapacağız?" Meraklı sesimi bölen şey Van kedisinin hareketlenmesi oldu. Eliylede onu takip etmemi işaret ediyordu. Pusat ve Adana dürümü beklemeden onun peşine takıldım. Elindeki tonavidayla kapıyla uğraşan adamın yaptıklarını büyük bir ciddiyet ile izledim. Yarın bir gün banada lazım olacak.
Bu arada Pusatla Adana dürümde gelmişti. Onlarda sürücü koltuğunun olduğu yandaki kapıyla uğraşıyordu. Hakanın kapıyı açmasıyla sırıttım. Bizim işimiz onlardan önce bitmişti.
"Bu kadar basit bir olaya neden dört kişi geldik ki. " bana uzattığı tornavidayı alıp arka cebime koydum. Arabanın içine girip Pusatların uğraştığı kapının ve arka kapıların tek tek kilitlerini açtı.
"Normalde Pusat tek geliyor yani çoğunlukla tek geliyor. Benle Adana dürümde getirdiği aracın parçalarını söküyorüz. Ne kadar hızlı parçalara ayırıp ortadan kaldırırsak o kadar iyi. " Anladım dermiş gibi kafamı salladım. Derinlerden gelen düdük sesiyle üçüde donup kaldı. Bense niye böyle bir tepki verdiklerini sorguluyordum.
"Kaçın. Bekçi geliyor. " Adana dürümün telaşlı sesiyle gözlerim irileşti. Demek o düdük sesi bekçiye aitti.
"Aşkınıda alıp kaçın. Ben arabanın içindeyim. Bekçi gidince alıp gelirim. " cevap vermemizi umursamadan hızlı bir şekilde arabanın arka koltuğuna geçti. Hakanla Necatide bekçiye ters yönde koşmaya başlayınca iki ara bir derede kaldım. Aynı zamanda düşük seside yaklaşıyordu. Pes edip Pusat gibi bende arabanın arka koltuğuna geçtim. Korkuyla pencereden dışarı bakarken çok yakınımızdan bir ses geldi.
"O seste neydi?" Gözlerim hemen dibimdeki adama kaydı. Bekçilerin gece dolanıp durduğundan haberim olmadığı için bu duruma onlardan çok tepki verdim.
"Yakınımızdalar büyük ihtimalle. Sessiz ol. " arabanın arka koltuğu ile ön koltuğu arasına sıkışmaya çalışmıştık. Pusatın karanlığa rağmen parlayan gözlerine baktım. Bedenlerimiz haddinden fazla yakındı.
"Adana dürüm ile van kedisi kaçtı mı sence?" Sesim dışarıdan duyulmasın diye biraz daha dibine girdim. Öyleki verdiği nefesi bile yüzümde hissediyordum.
"Kimle kim?" Şaşkın sesine sırıtmadan edemedim. Grup arkadaşlarının muhteşem isminden haberi yok belliki. Arabanın hemen yanından gelen sesle açtığım dudaklarımın üstüne iri elini kapattı. Yakalanma korkusu sarmıştı şimdide etrafımı.
"Durun bekleyin. " bekçisinin benim kapımın önünden gelen bağırma sesiyle irkildim. Belliki bizimkiler bekçiyi bizde uzağa çekmeye çalışıyorlardı. Yaşadığım adrenalinden göğsüm hızla inip kalkarken üstümdeki bakışlara dayanamayıp Pusata döndüm.
Gözlerindeki tuhaf ifadeye nedensizce bir anlam yükleyemedim. Neden bu denli dikkatli bakıyordu ki? Hem gözlerindeki çaresizlik niye?
"Aptalsın. " fısıltı dolu sesine karşılık kaşlarımı çattım. Bana mı diyordu yoksa Aşkına mı? Gözlerindeki ifadeye bakılırsa Aşkına diyordu. "İşe yaramaz kardeşimi sevecek kadar hemde. " ilk başta dediklerini beynim algılayamadı. Bende Aşkına aptal diyordum. Aykutu az çok tanımıştım ve sevilecek adam olmadığına kanaat getirmiştim. Ancak karşımdaki adam bunu içinde yara varmış gibi söylemişti. Elini dudaklarımın üstünden çekip kapı kulpuna attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~
Fiction généraleGelecekten geçmişe giden kızın hikayesi. Sıcacık aile ve mahalle hasreti çeken kız bir sabah istediği yerde gözlerini açıyor. Tek fark artık kendi bedeninde değil. Gelecekten gelen kızımızın kötü özelliklerinden biri hırsız olması. Bakalım gittiği g...