1. BÖLÜM: INTO MY DREAMS
Rüyamdada gördüğüm ve hatta halen daha görüp, görmekden mutluluk aldığım, simsiyah, sadece arkadan, bağlı hafif uzun, kaküllü, gözünü örten saçları ve yeşil gözleri ile bana bakıp gülümseyen kız şuan
karşımdaydı. İkimizinde suratkarı domatesden farksızdı. Okuldaydım, ders başladı ve öğretmen istediğiniz yere oturabilirsiniz dedi. Dersin ilk beş dakikası bununla geçdi. Gidip onun yanına oturdum. Herkez yerini aldıkdan sonra öğretmen etrafına dikkatlice baktı. İkimizede göz kırpdı ve gülümseyerek ;
-Sanırım herkez eşini seçmiş ne kadarda güzel. İlk günden eş seçimini bitirdiğimize sevindim. dedi ve biz aynı anda ayağa kalkıp, aynı anda bağırmaya başladık ;
-Hayııır !!! Öğretmenim eş değiliiiz !!! Lütfen sözünüzü geri alııın !!! diye. Bunu defalarca tekrerlamamız en az onbeş dakika sürdü ve dersten atıldık.Sonrasında onun yanına gittim ve sadist olmama rağmen ondan özür diledim ve bundan mutluluk duydum. Birkaç dakikalık konuşmadan sonra adının Melisa olduğunu öğrendim. Tatlılıkda çığır açmıştı, gözlerine bakınca bile içimden onu öpmek geliyordu. Birkaç hafta sonra en iyi arkadaşlar olduğumuzu farkettik. Tek sorun ikimizin, yani birbirimizden başka kimsemiz olmamasıydı. O ders vermeyen bir yurtta kalıyordu ve bundan sürekli şikayet ediyordu. Ona çıkma teklifimden sonra benim kendime ait evimde kalabileceğini uygun gördüğümü söyleyecekdim ve onada uygunsa yanıma taşınacaktı. Sonraki hafta kuşadasına gitmek için onunla anlaşmıştık.Herşey plandaydı. Sabah: bir sahil yürüyüşü (kahfaltıdan sonra), öğlen: tatlı bir sohbet ve bolca abur cubur, güneşlenme ve (denizde) yüzme, akşam: onu evime götürüp akşam yemeğimizden sonra çıkma teklifi. Sabah olmuşdu ve heyecanla onu evinden almaya gittim.
Yolda bana kendinden bahsetti... Akşam olmuşdu vehşey planladığım gibi olmuştu. Şuan istemememe rağmen sofrayı toplamama yardımcı oluyordu. Son bir şey kalmıştı sofrada ve ona uzanırmış gibi yapıp elinden tuttum.
Sofradan onu çekip arkası boşluğa gelecek şekilde arkaya eğdim. Elini dahada sıkı tutup ona dedim ;
-Seni tutarım ama üç şartım var. Birincisi beni sevmen. İkincisi benimle çıkman. Üçüncüsü ise sadece ama sadece benim olman. sonrasında kulağına yaklaştım ve kafamı kafasına yaklaştırıp kulağına fısıldadım ;
-Kabul, mü ? diye sordum. Geri çekildim ama çok az. Gözlerine bakdım ve onlarda kaybolduma ama tek bir kelimesi beni kendime getirdi. Bana gülümseyerek ;
-Eveeeet, kabuuul !!! diye bağırarak bana atladı. İkimizde çok mutluyduk. Bna beni rüyasında gördüğünü sörledi. Buna onun bu kadar güzel olduğu kadar şaşırmamıştım doğrusu.
O sabah benim evimde kaldı ve öbür gün okulda benimle birlikde biryere gitmek istediğini söyleyip hemen ardından beni sevdiğini söyledi ve benden yolda soru sormamamı istedi. Bende öyle yaptım. Gittiğimiz yer sanki
terk edilmiş bir fabrikaydı. İçeri girdik ve kapı kendiliğinden kapandı. Melisa delice gülmeye başladı. Bana koşarkan ;
-Gebeeeer !!! Canavaaaaar !!! diye bağırıp gelişi güzel vuruşlar yapıyordu. Halen durumu anlamaya çalışıyordum. Son yumruğunda elinden tutup ayağına bastım. Umarım acıtmamışımdır. Ona bunların nedenini sordum ama
bana cevap vermeden vurmaya çalışmakdan vazgeçmemişti. Onu bırakıp kenara doğru iteledim. Yavaş yavaş olayı anlamaya başlamıştım. Sanırım bir sebebten dolayı benden nefret ediyordu. Ona doğru dönüp ;
-Beni öldürmekmi istiyorsun ? Öldür !!! Senin elinde öleceğim için şanslıyım. Seni hayla çok seviyorum. dedim. O ise sırtındaki silahı çıkartıp yere fırlattı. Tekrar bana koşmaya başladı ve zıpladı bana sarıldı ve ;
-Sen beni bu kadar severken sana zarar veremem. dedi. Onu sanki ölümüne sıktım. Başını kaldırıp onu öptüm. Bu öpüşme en az onbeş dakika sürdü. Tam dudaklarını bırakım derken arkadan bir merminin geldiğini gördüm.
Hemen Melisa'mın önüne geçdim ve mermi bana isabet etti. İyi olan mermi ona gelmemişti. Melisa bağırmaya başladı ;
-Neden her zaman beni buluyosuuuuun ****** ***** *** ********* ***********ın *******e ***** ****** kadeeeeer !!? dedikten sonra koşmaya başladı. Koşup mermiyi atan adamı gözünü kırpmadan yumruklarıyla öldürdü.
Sırf benim için, adım Can ve bu ölümden memnunum, onun için ölümden memnunum. Garip olan tek şey hayla benim olan eşyalarıma dokunabilmem. Tabiki Melisa'yada dokunabiliyordum bunu tabikide fark etmişti. Onu seviyordum. Nedenmi ? 1: beni seviyor. 2: benim için yaşıyor artık (beni öldürme emrini veren kişiden benim öcümü almak için). 3: sapık olmama rağmen hayatımda cinsel ilişkiye girmeden sevebileceğim tek kişi o. 4. ise sevginin gücüne şükretmem, bunu yapdığım için hayla sevgim yaşıyor. En önemlisi 5. neden: ölümümün onun için olması benim için gerçekden, büyük anlamda birşey değiştirir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞIKLAR
Science FictionÇok eskiden yazdığım bir hikaye, aslında tokyo ghoul izlemeden önce yazmıştım. Doğrusunu söylemek gerekirse evet Melisa diye biri var. Platonik bir aşk da yaşadım kabul fjıodsapfhjlak... Kendimden esinlenerek yazmıştım hikayenin asıl adı: ''Fight Wi...