2: bir sonhahar günü kendini kaybetmek

266 40 8
                                    

twenty one pilots - goner

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

twenty one pilots - goner


Tümör ilk belirtilerini güneşli bir sonbahar gününde vermişti.

Havanın güzel olmasını firsat bilip plan yapmıştı arkadaşlarıyla.

O gün sabah hızlı bir kahvaltı etmiş ve Donghyuck ile kaykay sürmeye gitmişti. Jaemin, Jeno ve Renjun sonradan katılacaktı onlara.

Çevik bir şekilde kaykayını sürerken birden şiddetli bir baş dönmesi hissetmişti.

Önündeki Hyuck kahkaha atarak "Seni geçtim Mark! Her zamanki gibi..." diye bağırırken ne olduğunu bile anlayamadan yerde bulmuştu kendini.

Başını beton zemine sertçe çarptığı için kanayan alnına götürdü elini. Görüşünün bulanıklaştığına yemin edebilirdi. Böyle bir şey ilk defa başına geliyordu.

Telaşla ona doğru koşan Donghyuck'u gördüğünde hızlıca yerinde doğrulmuştu. Daha doğrusu doğrulmaya çalışmıştı, başarılı olamamıştı.

"Mark, iyi misin?" Kafasını kaldırıp gözlerini kısarak kırmızı saçlı çocuğa bakarken bir anda gelen kusma isteği ile anında arkasını dönmüştü.

Sabah az miktarda yediği her şey midesinden dışarı çıkarken kendini berbat hissetmişti. Ne oluyordu anlayamıyordu.

Hyuck'un endişeli gözleri üzerinde gezinirken kolundan tutup kaldırmıştı onu. "Neyin var? Hastaneye gidelim, başın kanıyor."

Şaşkınlığını belli etmemeye çalışarak yüzüne sahte bir tebessüm yerleştirdi. "Gerek yok, iyiyim. Bu sabah düzgün kahvaltı etmedim. Herhalde ondandır."

Hyuck endişeli bakışlar eşliğinde zorla kafasını sallamıştı. Mark'ı rahat bırakması daha iyiydi onun için.

Eve gidip dinlenmek istiyordu sadece.

O gün hemen eve gitmiş ve annesinin sorgularından "Kaykaydan düştüm." diyerek kurtulmuştu. Ciddi bir şey olduğunu düşünmediği için hastaneye gitmemişti.

Ama keşke gitseydi. Belki o zaman tümörü bu kadar ilerlemeden tedavi edilirdi. Gerçi bu ihtimali de elemişti Mark. Onun için hiç umut yoktu.

O gün normal hayatının son günü olduğunu bilmiyordu.

Bir daha hayatının asla eskisi gibi olmayacağının farkına varamamıştı.

Her şeyin başlangıcıydı o güneşli sonbahar günü.

Ve Mark Lee bir sonbahar günü kendini kaybetmişti.

秋天的一天

[zamanı geri alabilsem bir umudum olur muydu hala? o güne geri dönebilseydim eğer... sevmiyorum artık sonbaharı, acılarımı hatırlatıyor bana]

blasé  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin