Merhaba! Sizi bilmem ama beni ve kafamda uçuşan kargalarımı uzun soluklu bir yolculuk bekliyor. Bu süreçte yanımda olup sonunu görmek için bizimle sırt sırta savaşmanız bizim için bir onurdur.
Keyifli okumalar, umarım beğenirsiniz.
Yorum yapıp oy vermeyi lütfen unutmayın ve bunu yazmakta fazlasıyla geciktiğimi biliyorum ama olsun şimdi yazayım :)
Başladığınız tarihi şuralara bir yerlere iliştirirseniz sevinirim. Adettenmiş sonradan öğrendik.
İg: İlaykarsu
🌙
"Önce Kelime vardı," diye başlıyor Yohanna'ya göre İncil. Kelimeden önce de Yalnızlık vardı. Ve Kelimeden sonra da var olmaya devam etti Yalnızlık... Kelimenin bittiği yerde başladı; Kelime söylenemeden önce başladı. Kelimeler, Yalnızlığı unutturdu ve Yalnızlık, Kelimeyle birlikte yaşadı insanın içinde. Kelimeler, Yalnızlığı anlattı ve Yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız Kelimeler acıyı dindirdi ve Kelimeler insanın aklına geldikçe, Yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.
~ Oğuz Atay, Tutunamayanlar.
Korku. Bizi birbirimize bağlayan şey. Basit bir algıdan ibaret olan duygunun eylemlerimize işlemesi ne kadarda ilginç.
Yalan söylemek, kaçmak ve öldürmek.
Hepsinin nedeni çoğu zaman tek bir şeye bağlıydı. Korkularımıza.
Amigdala beynimizde duyularımızın ayrıştırıldığı noktadır. Duygularımızı çözer, tehdidi belirler. Korkuyu doğurur.
Hipotalamus ise bunun sonucunda ne yapmamız gerektiğine karar verir.
Kal ya da kaç.
Savaş ya da pes et.
Öldür ya da yaşat.
Tam bu noktada zamanın çizgisinde düşünebildiğim tek şey buydu. Savaş ya da pes et. Oysa tek yapmam gerekenin kaçmak olduğunu hepimiz biliyorduk.
Lanet inadım yine tutmuştu.
"Balkan!" Öksürüklerin arasında oturduğum yerden zorlukla doğrularak alevlerin sardığı duvarların arasında, dumandan yanan gözlerimi kırpıştırdım. "Balkan!"
İs kokusu sinmiş yüreğim yetmez gibi bedenimde kül olmak üzereydi. Buna rağmen kapıyı ayağımla iterken aklımdan geçen tek şey ölmemiş olmasıydı.
Lütfen ölmemiş ol seni korkak piç. Tüm plan sana bağlı.
Kapıyı açmam ile kızıl gölgelerin yer edindiği cehennem kadar sıcak oda yetersiz geliyormuş gibi daha büyük bir duman bulutu tenime akın etti. Alevlerin sardığı odaya adım atmak kesinlikle mümkün değildi. Kaliteli mobilyalar ateşe yardımcı olarak boydan perdeleri aleve vermiş perdelerdeki alevler bir virüs gibi ahşap tavana sıçramıştı. Dirseğimi bastırdığım dudaklarımdan çekip alnıma yapışan saçlarımı geri iterken kısılmış kirpiklerimin altındaki zehir yeşillerim odada herhangi bir yaşam belirtisi bulmak adına çaresizce gezindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ ŞEYTAN (+18)
Acción"Cenneti bekleme, biz oradan kovulalı çok oldu." Parmağına bulaşan kanım ile kaşları çatılır iken huysuz bir sesle devam etti. "Cennetin kapısından utançla çevrilecek kadar günaha batmış bedenlerimiz, Cehennemi söndürecek kadar kana bulanmış parmak...