Bugünün adı acının intiharı, belki tadı kalmayan sigaramı her çekişimde içimde ölen o kelebeklerin mezarına uğramayan insanlar yakıyordur canımı. Ben bugünde yıkılışımı tramvay camlarındaki bitkin yüzden öğrendiğim istasyondayım. Sağa sola istemsizce savrulmalarım topuklu ayakkabılarımın ritimsiz tıngırdaması , içimde ki o avarenin yavaştan ortaya çıkışı, kuklası olduğum o insancıklar, hayatımın bozulmuş bütünlüğü ve varoluşunu sorgulayan yıkık beden. Elbette her göz yaş döker, kimi annesini hiç tanımadan kaybedenler gibi kimi annesini yaşarken tanımamazlıktan gelenler gibi. Her acı annenin ölümüne benzer.
Şimdi benim sesimi bu dipsiz kuyu kısar, haykırışlarımda saklı bazı ölümler. Her ağlayışım da aklıma kaldırımda çiçek satan çingene çocuğun gülümsemesi gelir , ben beni sorgular gibiyim. İçimizde yatışmak bilmeyen her duygu için adımıza takılan deli lakabı canlanır zihnimde. En çokta sesimizi kısmaya çalışan o insanlara kırgınım.