-20-

24 5 0
                                    


                                                                 -20-

( Barkın'ın Anlatımıyla )

( iki gün önce )

Bodrum'da ne işim vardı benim? Sırf kedicikle konuşmak için buraya kadar gelmiştim. Yaptığım şerefsizlikti evet. Selen beni hep kullanmıştı. Ve ben kullanılma duygusunun ne olduğunu bile bile bunu bir kıza yaşatmıştım. Beni önemseyen bir kıza yaşatmıştım hemde. Bunu yaptığımdan beri içimde açıklayamadığım bir his vardı. Kediciği öpmek farklı hissettiriyordu. Ve ben bunu söyleyecek cesareti kendimde bulamıyordum. Selen'i bunca sene sevmişken bulunduğum yerden sapmak beni korkutuyordu. Kedicik gibi birini sevmek beni korkutuyordu.

Arkamdan hışırtılar gelince hızla kafamı çevirdim. Kimdi bunlar? Gayet resmi giyinmiş iki adam görünce ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Neden beni takip ediyorlardı?

"Delikanlı bir bak bakalım. Seni tanıyorum sanırım."

Bir bok vardı. Bodrum'a ilk defa gelmiştim. Beni tanımaları imkansızdı.

"Kusura bakmayın ama beni tanımanız imkansız. Biriyle karıştırmış olmalısınız."

Bana doğru bir adım attı diğerine göre daha uzun boylu adam. Sonra konuştu.

"Barkındı değil mi? Sen Barkın değil misin?"

Beni nereden tanıyorlardı?

"Evet."

Kısa bir cevapla kestirip atmak sandığım gibi olmamıştı. Hızlı bir hamleyle kenarı çekildim. Burdan sonrası zaten silik silikti. İlk seferde yüzüme bir yumruk yediğimi hatırlıyorum. Birkaç kere üst üste. Sonra gözlerim kapandı yavaş yavaş. Gözlerimi tekrar açtığımda nerede olduğumu bilmiyordum. Ne adamlar vardı başımda, ne de başka biri. Sadece yerde uzanıyordum. Kolumu kaldıracak halim yoktu. Her yerim acıyordu. Gözlerimi açık tutamıyordum.

"Pantercik!"

Duyduğum sesi doğrulamak istedim. Hareket edemiyordum. Vücuduma ne oluyordu?

Kedicik burada mıydı? Beni nasıl bulmuştu? Kafamı kucağına koydu. Ağlıyor muydu? Neden ağlıyordu?

"Anıl bir şey yap!"

Bağırışları kulağımda yankılanıyordu. Beni savurduğu boş sözleri duydum sonra.

"Seni ben öldüreceğim bak! Sakın kapama gözlerini!"

Gülümsemeye çalıştım. Canım yanmıştı.

"Beni duyuyorsan elimi sık tamam mı?!"

Elimi tuttuğunda vücudumda son kalan güçle olabildiğince sıkı sıkı tuttum elini. Ağlamamasını diliyordum. Benim aptal davranışlarım onu yeterince ağlatmıştı zaten. Çevremdeki görüntü ve sesler tamamen silikleştiğinde bir cümle duymuştum sadece.

"Lütfen! Lütfen dikkat edin! Canı çok yanıyor!"

Kalbini defalarca kırdığım kız, daha da incinmeyeyim diye çığlık atıyordu.

*Bir kaç saat sonra*

Konuşma kabiliyetim hala bende değildi sanırım. Dudağımı bile kıpırdatamıyordum. Saçımda hissettiğim el sayesinde başım ve hala uğuldayan kulaklarım ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yine duyabileceğim en naif seviyedeki sesi duydum. Cümleleri yine kesik kesikti.

"Aptalım. Aptal bir kediciğim."

Kedicik olduğunu kabul etmişti.

"Çok özür dilerim pantercik."

Küçük KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin