{Jin}
"Merhaba?"
"Namjoon!!"
"Jin"
"Dinle, konuşacak çok zamanım yok, karakoldayım lütfen gel, sana ihtiyacım var! Burada her şeyi açıklayacağım."
"Şimdi orada olacağım! Bekle!"
Dakikalar sonra bir memur bana geldi ve dedi ki:
"Şimdi gidebilirsiniz, sizin için ücretlerinizi ödeyen bir aile var, sizi dışarıda bekliyor."
İlk başta ailem sandım ve istemedim ama sonra fark ettim ki, o aile dedi, bu da demek oluyor ki ailem değil, biz o aile kategorisinde değiliz.
Namjoon yüzümü görünce yanıma gelip çenemi tutarak konuştu
"İyi misin, seni çok incitti mi?!""Hayır..." Dedim aşağıya bakınca çenemi tekrar tuttu.
"Hey, bana bak. Endişelenme, buradayım." Beni kendine çekip kucakladı yemin ederim kalbim şimdi patlayacak.
"Sevimli değiller mi?" Dedi görüş alanıma giren Bayan Kim cıyaklayarak
"Oğlum bir erkek." Bay Kim cevapladı.
"Sence birbirlerini seviyorlar mı?"
"Bilmiyorum ama eğer öyleyse bu onlara kalmış."
***
Eve gidiyorduk benim onlarla kalmama karar verdiler, utanıyordum ama aynı zamanda da minnettardım, eve geldiğimiz de Bay Kim yanıma geldi ve şunları söyledi:"İstersen bundan sonra burası senin evin ve biz de senin ailen oluruz. Babanın eyleminin sorumluluğunu üstlenme, olanlar senin hatan değil, o evden çıkıp gelmeni çok isterim bizimle kal, orada kalmak sadece seni mahvedecek, ne dersin?"
"Peki ya babam size tekrar bir şey yapmaya çalışırsa?"
"Belli ki olacak, ama bu sefer hazırım." Bana nazikça gülümsedi, ben de ona gülümsedim. Güzel bir aileye sahip olmak böyle mi hissettiriyor?
Akşam yemeği zamanıydı ve Bayan Kim bizi çağırdı, yemekler servis edildi ve fazladan yemek olan bir tane tabak daha vardı. Hepsi kendi yerlerine oturdular ve ben sadece garip bir şekilde ayaktaydım.
"Oturmayacak mısın?" Dedi Bayan Kim gülümseyerek.
"Umm evet ama..."
"Çok yediğini biliyoruz, bu yüzden bir tabak fazla."
"Size çok fazla yemek pişirttiğim için üzgünüm hanımefendi." Dedim aşağıya bakarak.
"Canım, özür dileme. Namjoon senin için fazladan porsiyon yapmam gerektiğini söyleyen kişiydi." Namjoon sahip olduğu gamzeyi göstererek bana gülümsedi.
Öğle yemeğini bitirdik ve Namjoon ile odasına gittik, cumaydı, bu yüzden yarın okulumuz yoktu kendini yatağa attı ona baktım ve sordum:
"Başka battaniyen ve yastığın var mı, yerde yatarım."
"Bu yatak ikimiz için de yeterli değil mi? Bence yeterli" Yüzüm kızardı, kalp atışlarımın arttığını hissettim ve yemin ederim kalbimi boğazımda hissediyorum.
"Hadi uyumayacak mısın?"
"E-evet."
Birkaç dakika sonra ikimiz de yatakta yatıyorduk, tavana bakıyordum ve o telefonunu kullanıyordu. Birkaç dakika sonra, bir elin belime geldiğini ve bir başın omzumda durduğunu hissettim.
"Bunu seninle yapmayı ne kadar özlediğimi bilmiyorsun."
"AH" Başım tekrar ağrımaya başladı, bu sefer fazla semptom yoktu, sadece ağrı vardı.
"Jin, sorun ne!?"
"Benim b-ba başı-" Dedim ve bayıldım, bu yüzüncü bayılmamdı.
~~~
"Hyung! Hyung!! Bak sana ne aldım." Dedi 7 yaşındaki Namjoon Jin'e Mario peluş oyuncağını vererek."Namjoon-ah, benim için bir şeyler almayı bırak kendin için bir şeyler al, ve teşekkürler bunu seviyorum!!! Sayende her zaman istediğim o koleksiyona sahibim." Küçük olan Jin'e genişçe gülümsedi
"Ama sana bir şeyler almayı seviyorum çünkü senden hoşlanıyorum, annem bir insandan hoşlandığında onu geri sevmesi için ona sevimli şeyler aldığını söyledi." Namjoon yine gülümsedi.
"Ama bu hyung'un seni zaten seviyor Namjoon-ah, kendini düşün tamam mı?" Dedi çocuğun kafasını okşayarak.
"Ama hyung, seni düşünmek beni mutlu ediyor!!!" Namjoon neredeyse öfke nöbetine hazırdı.
Jin gülümsedi ve burnunu çimdikledi
"Tamam o zaman, hadi annenle kurabiye yapalım."Karışımı hazırlamayı bitirdiler ve kurabiyeler fırındaydı, son derece meraklı bir çocuk olarak Namjoon, sadece fırının yanına kurabiyeleri kontrol etmek için gitmişti ama yanlışlıkla parmağını yaktı
"Ahhhh!!!!" Namjoon çığlık atıyordu ve ağlıyordu.
"Namjoon-ah ne oldu?!" Jin ve Bayan Kim endişeliydi
Bayan Kim Namjoon'un parmağına bakmak üzereydi ama Jin konuşarak annesine engel oldu:
"Hayır!! Jin hyung yapacak!!""Şey, Jin bu sadece küçük bir yanık, pek bir şey değil, bu yüzden sadece bunu parmağına uygula ve kendisini daha iyi hissedecek." Bayan Kim ona krem uzatarak konuştu.
Jin Namjoon'u kollarında taşıdı ve onu mutfağın tezgahına yerleştirdi. Parmağını tutup kremi yanık yere uyguladı. Namjoon ona hayranlıkla bakıyordu Jin aniden dudaklarında bir şey hissetti.
Namjoon onun dudaklarını öptü,
Namjoon'un onu yanağından öpmesine alışkındı ama o az önce ne yaptı?!!"Annem bunu hep babamla yapıyor!" Hiçbir şeymiş gibi gülümseyerek konuştu.
"Ama Namjoon-"
"Annem bunu sevdiğin kişiyle yapıldığını söylüyor."
"Ama Namjoon-"
"Büyüdüğümüzde, anne ve baba gibi olabilir miyiz? Yani, böyle olmaması gerektiğini duydum ama sadece seni istiyorum." Gülümsemesini yüzünden asla eksik etmeden söyledi.
"Yaşlanınca beni asla terk etmeyeceksin, değil mi? Yoksa beni unutacak mısın?" Dedi gülümsemesi kaybolup ve sesi de uzaklaşıyorken.
"Jin? Jin?! JİN?!?"
___________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Anksiyete" || 𝐍𝐚𝐦𝐣𝐢𝐧 [TR]
FanficSosyal anksiyete, diğer insanlar tarafından olumsuz yargılanma ve değerlendirilme korkusudur, yetersizlik, aşağılanma, utanç, ve depresyon duygularına yol açar. "Lütfen benim gibi birinden uzak dur" Dedi Jin. "Hayır." Dedi Namjoon çocuğa sarılarak