DELPHİ #7
-Rose'un Gözünden-
(Rose bir öğle vakti en sevdiği mağazalardan birinde alışveriş yapıyordu. Alışveriş yapıyordu ama, aklı o gördüğü adamda ve aldığı mesajdaydı. Rose'un başka kimsede olmayan bir gücü vardı ve birileri bunu biliyordu. Acaba ona ne yapacaklardı? Mesajda "çok az kaldı." yazıyordu. Neye çok az kalmış olabilirdi ki? Ona bir şey mi yapacaklardı? Tavandaki yanıp sönen ışığa baktı. Bugüne kadar gücü hep sinirlendiğinde veya üzüldüğünde ortaya çıkmıştı. Sadece arada bilerek yaptığı zamanlar oluyordu. Düşüncelere dalmış giderken bir ses duydu.)
"Heey, sen! Hukuk fakültesindeki kız!"
(Rose arkasını dönüp baktığında yüzme yarışmasında gördüğü kızıl saçlı kızı gördü. Şu an en görmek istemediği insan o olabilirdi. Gözlerini devirdi. Daha sonra yüzüne bir gülümseme yerleştirip zorla merhaba dedi.)
Sarah: Ee şey, adını hiç öğrenemedim. Neydi?
Rose: Rose. Rose Hannigan.
Sarah: Sarah Black bende.
Rose: Peki Sarah, seni gördüğüme sevindim. Şimdi gitmem gerek.
Sarah: Aa, oturup bir şeyler içebiliriz diye düşünmüştüm. Bilirsin, dedikodu falan.
(Kahkaha attı. Rose "bu kızın başka işi yok mu?" diye düşündü. Tanımadığı biriyle neden bu kadar ilgileniyor olabilirdi ki?)
Rose: Ee peki tamam. Olur.
(Zorla gülümsedi.
Birlikte bir kafeye gittiler. Oturdular ve içecek bir şeyler söylediler.)
Sarah: Eee anlat bakalım. Ne var ne yok? Erkek arkadaşın nasıl?
Rose: İyi. Seninki?
(İstemeyerek sorduğunu belli etmemek için gülümsedi.)
Sarah: Aslında şey, biz ayrıldık.
Rose: Neden? Porche'unu sana tercih mi etti?
(Rose bu sefer gerçekten güldü. Laf sokmak iyi gelmişti.)
Sarah: Porche'u olduğunu nerden biliyorsun?
Rose: Sizi binerken görmüştüm. Ayrıca öyle erkekleri bilirim. Tek düşündükleri böyle şeyler olur.
(Sarah garip bir şekilde kafasını salladı.)
Sarah: Ayrılmamızın sebebi o değildi.
Kendini büyücü sanıyor. Her neyse ya. Bunu konuşmayalım.
Rose: Bir dakika bir dakika. Büyücü mü?
Sarah: Hayır aslında. Ya gerçekten bilmek istemezsin.
Rose: Emin ol isterim. Büyücü derken? Yani ne yaptı ki? Veya ne dedi?
Sarah: Film izliyorduk. Olmasından emin olduğum bir şey olmadı. Chris'te bunu kendi yaptığını iddia etti. Zaten saçmalıklarından bıkmıştım. Bende onu terk ettim.
(Bunları anlatırken Sarah'ın gözleri dolmuştu. Rose ise meraklanmıştı. Onun gibi bir genç daha olabilir miydi?)
Rose: Şey, erkek arkadaşının, pardon, eski erkek arkadaşının numarasını alabilir miyim?
Sarah: Neden sen mi yavşıyacaksın?
(Rose "salak mısın" der gibi bir bakış attı. Ama tabiki Sarah'a "salak mısın" demedi.)
Rose: Hayır, şu iddia ettiği şey hakkında konuşmak istiyorum.
Sarah: Ciddi misiniz ya? Bu aralar herkese noldu? Herkes bir güç meraklısı. Kantinde otururken de bir kız gelip böyle bir şeylerden bahsetti zaten. Noluyor herkese ya?
(Masadan kalktı.)
Sarah: Senin aklı başında bir kız olmanı beklemiştim.
(Yürüyerek uzaklaştı.
Rose ise şoktaydı. Onun gibi başka gençler de olabilirdi. Bunu mutlaka öğrenmesi gerekiyordu. Mutlaka.)
---
Daniel hala şoktaydı. Jordan gitmişti. Ailesi,arkadaşı,dostu,herşeyi.. Jordan'ı öldürseler de Daniel onun ismini vermeyeceğini biliyordu. Ama polis 2.bir kişinin olduğunu biliyordu ve onun peşine düşeceklerdi. Daniel ağlamaya başladı. Hayatında 2.kez bu kadar çaresiz hissediyordu. İlkinde gerçek ailesini kaybetmişti. Bu sefer de Jordan'ı..
---
Christopher odasında derin düşüncelere dalmış bir şekilde oturuyordu. Scarlett'ın anlattıklarını düşünüyordu. MacBook'unu açıp arama motoruna "Delphi" yazdı. Delphi ile ilgili hiçbir bilgiden söz edilmemişti. Sadece bazı haberler vardı. "Ailenin ölümü Delphi tarafından araştırılacak. Polis Departmanı bu cinayeti araştırmayacak." Christopher "demek ki bu cinayet benim gibi güçleri olan insanlarla ilgiliymiş. Delphi de normal insanların bunu bilmesini istemiyor olabilir."
---
-Delphi'nin Gözünden-
Lily: Efendim çocuklar keşfetmeye başladı. Daha fazla bekleyemeyiz.
Gerard: Çok fazla beklemeyeceğiz zaten. Onlara 3-4 gün daha ver.
(Lily pek razı olmamış bir şekilde "tamam" dedi ve iç geçirdi.)Devam edecek...