Bölüm 8

55 3 0
                                    

Ne yapacağımı şaşırmıştım. Yavaşca doğruldum ve gözlerimi sildim. Kapıyı araladım. İşte karşımda duruyordu. Hayatımın hayal köşesinde kral koltuğunda yaşattığım olağanüstü şahıs.

Soran gözlerle bakıyordu. Anlatacak mıydım? Ona da rezil olmayı göze alamam. Sınıfta utanç verici bir şekilde günlüğümü ve özel yazılarımı okudular. Rezillikten öldüm. diyemezdim sonuçta.

-"Ders başlıyor, girmeyecek misin?" diye sordum gözlerimi gözlerinden kaçırarak.

-"Ya sen? Sen dersi boşu boşuna asmıyorsun herhalde?" işte en korktuğum şey başıma geldi, açıklayamayacağım sorular altında eziliyordum. Gözlerimin tekrar dolduğunu hissettim, suratım yanıyordu, esmer olmama rağmen kızardığımı hissettim. "Bir sorun varsa,-" sözünü kestim.

-"Yok, yani, önemli değil, yani önemli de, çözülecek biçimde değil, yani aslında, boşver, gereksiz kişiler, eğlence adına başkalarının hayatını hiç etmeye bayılıyorlar. Tek çare cinayet, o kadarı da benin elimden gelmiyor. Yani takma boşver."

-"Senin bu kadar üzen o gereksiz kişinin kim olduğunu bilmek isterim hanımefendi. Bileyim ki o kişi bir daha seni hiç üzmesin." buruk bir gülümseme kaçtı ifademden. Tam da gözlerine baktım.

-"Bir olsa çaresine bakardım. Şu hayatta gereksiz gördüğüm o kadar çok insan var ki.."

-"O zaman bu konuya daha fazla üzülme. Sen dedin 'gereksiz kişiler'. Onlar için üzülmek de gereksiz olsa gerek." senin o gülümseyen ağzını beşamel sosla yerim. Sen gülme. Dünya bu kadar tatlılığa alışık değil.

-"Teşekkür ederim." utancımdan artık yüzüne bakamaz hale gelmiştim gözlerimi yere çevirmiş öylece duruyordum.

-"Asıl ben teşekkür ederim" dedi. Anlamaz bir şekilde suratına baktım. Kafasıyla sınıfı işaret etti. "Süeda Hoca" minik bir kahkaha kaçtı ağzımdan. "Hep böyle gül işte, hatta benim halime de gül, kızlar tuvaletindeyim el insaf." sessiz gülmekten nefes alamaz hale gelmiştim. "Gel kantine inelim madem dersi kaynatıyoruz, tam kaynatalım" bu teklife nasıl hayır derim.

"Harika." dedim küçük bir gülücük eşliğinde.

*-*-*-*-*

-"Bence iki derslik bir konuşma yapalım, öğrenciler derslerini kaynattığımız için bizi seçerlerrr!" olabilir aslında bakışıyla Ahmeti birleştirince vays, Allahım sana geliyorum, yerimi ayır oralardan. "İyice saçmaladım değil mi :/"

-"E biraz." diye güldü. "Ama hiç de bir şey yok yapacak," duraksadı "konser mi versek okul bahçesinde?"

-"Bedava yaparız okul çıkışı, beğeni toplar mı dersin?"

-"Bana uyar çıkış saatleri. Beğeni de toplar bence. Tüm öğrencilerin hayat felsefesi nerede beleş oraya yerleş." kahvesinden bir yudum alıp arkasına yaslandı.

-"Ben Umutla konuşayım. Olmadı haftasonu Kızılayda stüdyoya da gideriz. Ama bir temel oluşturup şarkı listesi yapmamız gerekiyor." Umut lafı geçince ortam biraz gerildi.

-"Dediğim gibi, bana her türlü uyar." dedi. Dalgın dalgın kantinin penceresinden bakarken. Uzun bir sessizlik sonrası zilin çalmasıyla irkildik. "Daha iyisin umarım" dedi tatlı sesiyle. Gözlerimi yumup evet anlamında başımı salladım ve aynanda ayağa kalktık. Bu onunla o günkü son konuşmamızdı.

*-*-*-*-*-*

Saçlarımı dağınık topuz bile denemeyecek bir dağınıklıkla bir tel tokaya tutturdum ve nesküüklü süt kasemi alarak Tv karşısındaki kanepeye kuruldum. Ey Kumandaaaaaa.. Neden yorganımla iyicene bütünleştiğim anda karşı koltukta beliriyorsun? O üşengeçlikle 1 saat boyunca 5 kavanoz 100 lira reklamlarını izledim. En sonunda sürünerek kumandaya ulaştım. Zap, zap, zap.. Sanırım en eğlencelisi bal reklamları. Televizyony kapatıp sehpadan telefonuma uzandım. Mesaj, yok, bildirim, yok, cevapsız arama, zaten kim arar, yok.. Birden interneti kapalı olduğunu farkettim. Heyecanla interneti açıp mesaj gelmesini bekledim. Gelmedi, vay vay vay, nedir bu çektiğim?! Titredim, vallaha titredim, bildirim, yok arkadaşlık isteği, lan aboovvv, Ahmet la, yav senin arkadaşlık isteği gönderen parmaklarına kurbaaaaan ♥ kabul et kabul et hemen şimdi yuppiiiiii! Kanepenin üzerinde 3 kere zıpla iki koltul arasında uçarak dans et, göbek attt, çıglık atarak evi 4 kez turla. Tamamdır. Daha demin kumandayı almaya üşeniyordun be yavrum. Geberip gitçen bu halin yüzünden. Tamam kendimdeyim.

Saat daha 8 yav, bubsaatte yatılmaz ama uykum var. Geceleri dizi izlersen böyle oluuur. Göcölörö dözö özlörsön böylö ölör. Çoh biliyon sen. Lanet iç ses. Telefonum titredi. Titredi cidden. Akşamları kafam güzel kusura bakmayıverin.
Umut_1907: Napiyon la mal. Hani şarkı listesini atacaktın
Aşırımitevaziharikavarlık(bu benim kullanıcı adım oluyor): Abo fış aney. Unuttum la ben onu. Neyse sen takıl kafana göre, uykum var yatcam ben.
Umut_1907: Saçmalama ben uğraşamam. Yarın yazarsın öğlen ve 6. Derste çalışma var unutma.
Aşırımitevaziharikavarlık: taam lan alzaymırız sanki. Ben yatıyom bıye. İyi geceler bestlerin bestüü.
Umut_1907: İyi geceler piremses hanım :D

Alarmı sabah 5 e ve 6 ya kurdum, once 5 te kalkayim sonra ohh daha var diyip mutlu olayım, tekrar uyuyayım. İntelicınt ;).

Uyumadan önce gün boyu olanları düşünüp mal mal sırıtma faslı, seni de unutmadık.
Sınav haftasına kadar yardırayım, sonra bir süre yazmayayım, sonra tekrar yazarım, okuyan herkes olaraktan harikasınız. Kendinize iyi bakın :))

Deli - InsaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin