namjoon: yoksa cennette en şaşalı ağaçların birinde asılacak mıyım?
namjoon: her neyse, yolun sonu hep aynı. ve gözüküyor soo, son bana gözüküyor.
namjoon: seninle tanıştığımda asla o sonu göremeyeceğimi düşünmüştüm.
namjoon: yanılmak doğamda var anlaşılan.
namjoon: çok üzgünüm, çok üzgünüm! tanrı bana yukarıdan lanet okuyor, beni, beklemekten sıkılmış anlaşılan ama ben, ölmek için çok üzgünüm jisoo.
namjoon: bileklerimi kesersem akacak olan şeyin kan değil de, senin kahkahaların olmasından çok korkuyorum.
namjoon: ya da her zaman öptüğün boynumun saracağı halatın, öptüğün yerleri silmesinden korkuyorum.
namjoon: ilaç içtiğimde, bana yaptığın yemeklerin onunla beraber zehirlenmesinden korkuyorum.
namjoon: on yıl öncesinde, gitmeden yaptığın çürümüş ve buz tutmuş pirinç kekleri hâlâ dolapta.
namjoon: on yıl, şaka gibi ama on yıl jisoo. bu kadar silik bir hata mıydım senin için?
namjoon: çok üzgünüm ve biraz iyi hissetmeye ihtiyacım var.
namjoon: lakin ne zaman seni, kızını ve kocanı gördüğümü hatırlasam bir öncekinden daha fazlası için ağlıyorum.
namjoon: benim için hiç üzülmedin mi?
namjoon: giderken baş ucuma bir not bile bırakmamıştın.
namjoon: ama ben öleceğim zaman bile sana haber veriyorum.
namjoon: kötü kalplisin, çok kötü.
namjoon: aslında biliyor musun? bende ki tüm izlerinin gitmesi için, elimden geleni yapacağım.
namjoon: her yerde izin var ama jisoo. bunları bırakırken, hiç acımadın mı bana? hiç mi düşünmedin beni?
namjoon: seninle hiç karşılaşmamayı diliyorum.
namjoon: üzgünüm sooya, ölüm bile mutlu edemez artık beni.
namjoon: ancak gitmeliyim, bir kez de ben gideyim. bir kez de senin canın yansın istiyorum. lakin konu ben olunca yanar mı?.. orası makul.
namjoon: bir günlüğüne sevmeyi bıraktım seni ki kırgın ölmeyeyim.
namjoon: seni hep sevdim.
namjoon: umarım öldükten sonra seni sevdiğim için cezamı yanarak alırım.
namjoon: daisy'i aksatma. yemeği iyi yediğinden emin ol. havalar soğumaya başladı, sıkı giyinin ikinizde. ve lütfen onu çok sev, sev ki beni öldürdüğüne değsin.
namjoon: bu mesajları sileceğim, ve öldüğümü bilmeden mesaj atmanı dileyeceğim.
namjoon: böylece öldüğümü sanıp üzülmezsin, küs olduğumu sanırsın.
namjoon: hoşçakal jis, bu şehir bile terk etti beni.
