{{-3 ay sonra-}}
Siyah saçlarım salık bir şekilde oturuyordum. Tam üç ay geçmişti. Jungkook'un yokluğunu üç ay boyunca yaşamıştım. Öyle bir erkek için ağlayacak bir kız değildim. Elbette üzülmüştüm ama bu beni yıkamazdı. Hayatın sonu değildi.
Jungkook gittikten sonra çok düşünmüştüm ve hep aynı kapıya rastlamıştım. Yine olsa yine hayır derdim çünkü Jungkook'un vereceği tepkiyi biliyordum. Jennie unnie ile kavga edecek ardından küseceklerdi. Ya Jennie unnieyle Jongin oppanın arasını bozacak ya da bir daha Jennie unnieyle konuşmayacaktı. Bunu göze alamazdım.
Hem bu konuda haklı olan bendim. En yakın arkadaşım bunu söylemememi istiyordu. Nasıl ona gerçeği söyleyebilirdim ki? Beni de anlaması gerekiyordu.
Yine de Jungkook'un gidişi bende büyük etki bırakmıştı. Eskisi gibi mutlu değildim. Sarı saçlarım sinirimi bozuyordu ve bazen insanların beni Barbie'ye benzetmeleri sinir bozucu olmaya başlamıştı. Bu sorunu kökten çözmek için saçlarımı siyaha boyatmıştım. Artık kimse beni Barbie'ye benzetemezdi.
Eski düzenim devam ediyordu. Çiçekçiye gidip çalışıyordum. Jennie unnieyle vakit geçiriyordum. Çikolata yiyip dizi izliyordum. Yeni bir kişiyle görüşmüyordum. Zaten ilişkilerde pek başarılı olamıyordum. İlk sevgilim ve son sevgilimden, yani Jungkook, belli olmuştur.
Eskisi gibi ilerliyordu hayatım ama ben o ay ışığının altında kucağında oturduğum Jungkook ile öpüştüğümüz anda kalmıştım. Aklıma geldikçe utanıyor, mutlu oluyor ve üzülüyordum. Bütün duyguları bir anda yaşatmayı başarıyordu bana.
"Noona, iyi misin?" Lucas'ın sesiyle kendime geldim. "Hmhm," dedim kafamla onu onaylayarak. "Dalmışım sadece." Gülümsedi ve elini bana uzattı. "Bu dansı kardeşine lütfetmek ister misin?" Gülümseyerek elinden tuttum. "Elbette."
Lucas'ın arkadaşının doğum günündeydik. Aslında neden burada olduğuma dair bir fikrim yoktu. Lucas buraya gelmemi çok istemişti. Onu kıramamıştım ama tek gelmek de istememiştim. Bu yüzden Jennie unnieyi çağırmıştım. Jennie unnieyi çağırdığımda otomatikman Jongin oppa da gelmişti.
Dans pistine yürüyüp slow şarkıya uygun bir şekilde salınmaya başladık. "Noona, aslında ben bir şey diyecektim ama kızma olur mu?" dedi Lucas çekingence. "Söyle bakalım, nedir derdin?" diye sordum. "Ben aslında birinden hoşlanıyorum." dediğinde gülümsemem genişledi.
"Uuu, kim bakalım bu şanslı kız?" diye sordum. Başıyla çaprazımızı işaret etti. Oldukça güzel bir kız bir erkekle dans ediyordu. "Dans ettiği kişi kim?" diye sordum. "Abisi." diye cevapladı. Şimdi anlamıştım olayı.
"Hmm, o zaman biraz onlara doğru yaklaşalım. Bana bırak tamam mı?" dedim ona göz kırparak. Başıyla beni onayladı ve yavaşça onlara doğru yaklaştık. Yanlarına geldiğimizde kıza "Biraz yakışıklıları değiştirmeye ne dersin?" diye sormuştum.
Kız emin olmayan bakışlarla abisine baktı ama abisi ona gülümseyerek başıyla onayladı. Tabi buldu benim gibi kızı, bırakır mı hiç? Kız Lucas'a geçerken ben de abisinin karşısına geçtim. Bir elini belime attığına ben de omzuna attım. Diğer elimizi tutuşturduk.
"Adınızı öğrenebilir miyim acaba?" diye sordu gülümseyerek. "Elbette. Lalisa Manoban. Sizinkini öğrenmek istesem?" dedim ben de. "Jackson Wang." dedi. "Uu, demek Çinlisiniz." dedim Çince. "Ah, siz de mi Çince biliyorsunuz?" diye sordu.
Üvey babam Çinli, annem Taylandlı olduğu için bu dilleri de biliyordum. Kore'de yaşadığımız için de Korece öğrenmiş bulunmaktaydım. "Bir süre orada yaşadım." dedim Çince. "Çok hoş bir yer." Gülümsedi. "Öyledir ama sizin bulunmanızla Kore de oldukça güzel bir yer."
Bir hanımefendiyle nasıl konuşulacağını oldukça iyi biliyor gibiydi. Bu hoşuma gitmişti. "Ah, çok tatlısınız." dedim gülümseyerek. "Sizin tatlılığınız." dediğinde kıpkırmızı kesilmemek için zor duruyordum. İltifat alınca hemen utanıyordum.
"Saçlarını siyaha boyatmışsın?" Duyduğum sesle olduğum yerde kalmıştım. Jackson'ı bırakıp yavaşça arkamı döndüm. Hayal kırıklığıyla bana bakıyordu. "Jungkook?" dedim sorarcasına. "Senin burda ne işin var?"
Ama o sorumu duymamış gibi yaptı ve "Neden saçlarını siyaha boyattın? Artık Barbie değil misin?" dedi hüzünle. Jackson gülümseyip bizi yalnız bıraktı. "Jungkook, neden buradasın dedim."
"Ben de neden saçlarını siyaha boyattın dedim." dedi o da. "Çünkü artık kimsenin Barbie'si değilim!" dedim sinirle. "Şimdi hiçbir şey olmamış gibi gelip bana bu soruyu soramazsın. Beni bırakıp gittin. Hem de ben haklıyken! Tanrı aşkına kim arkadaşının yapma dediği şeyi yapar!?"
Üç ay boyunca içimde biriken bütün siniri ona boşaltabilirdim şuan ama burada olmazdı. Birkaç bakış bize dönmüştü bile. "Burada konuşmayalım." demiş ve elinden tutup onu dışarı çıkarmıştım.
Dışarı çıktığımızda ona kaşlarım çatık bir şekilde bakıyordum.
"Neden geldin? Bunca zaman gelmedin bugün mü geldin cidden? Amacın ne ha? O aklında neler kuruyorsun?" dedim sinirle. İçimde o kadar birikmişlik vardı ki hepsini dökmek istiyordum.
"Daha deminki çocuk sevgilin mi?" diye sorduğunda daha da kaşlarımı çattım. "Sence ben ayrıldıktan hemen sonra sevgili bulan birine mi benziyorum? Beni bunla mı suçluyorsun!?" dedim sinirle.
Beni birden kendisine çekmesiyle şaşkınca ona bakmıştım. Yüzünü bana yaklaştırdığında kalbim atış hızını artırmıştı. "Geri geldim çünkü," dedi ve bana daha da yaklaştı. "Sen kırmaya kıyamadığım tek Barbie bebeğisin."
Dudaklarımızı birleştirdiğinde duyduğum şeyle ve yaptığı şeyle üç ayda içimde biriken bütün öfke erimiş yerini aşka bırakmıştı. Bir öpücüğüyle üç ayın verdiği üzüntüyü uçurmuştu.
∞∞
Ben 🤝 Her ficte Lisa ve Lucas'ı kardeş yapmak
Şimdi size bir itiraf yapacağım. Bu kırmaya kıyamadığım tek barbie bebeği sensin sözünü ben bu kitabı yayımlayacağımı duyuruda söylediğimde catnery söylemişti. Yani bana ait değil, bilin istedim. Bu arada ona teşekkür ederim bxbxbxbxbxbx onun aklına gelmese benim aklıma gram gelmezdi. Onun kurgularına da bakabilirsiniz. Oldukça kaliteli bir yazar 💚
Waoh, bir kurgunun sonu daha... Yazarken birazcık zorlandığım bir kurguydu çünkü Jungkook cidden çok dengesiz ya bxbxbxbxbxbxbx yine de oldukça eğlenerek yazdığım bir kurgu oldu.
Umarım siz de eğlenmişsinizdir!
Ama bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Lisa ve Jungkook birbirine çok ters düşüyorlar. Zıt kutuplar birbirini çeker bu doğru ama burdaki Liskook ikilisi cidden çok zıt. Şimdi denemeye başladılar ama bunun sonu ayrılıkla bitebilir. Yavaş yavaş birbirlerine olan tahammülleri bitecek ama aynı zamanda da birbirlerine alışacaklar. Gelecekte neler olur bilemeyiz ama şunu bilin ki onlar hep birbirini sevip tekrardan denemeye çalışacaklar.
Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler 💚 Beni takip etmeyi ve diğer kurgularıma bakmayı unutmayın!
Sizi oceanlıyorum 💚
Bayu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barbie Doll | Lisk∞k ✔
Fiksi PenggemarBilinmeyen Numara: Ablamın küçükken oynadığı Barbie bebeklerine benziyorsun. Ve ben o bebekleri hep kırardım. Lalisa Manoban x Jeon Jungkook [Texting] [Tamamlandı] Tüm hakları Ocean'ın Abis'inde saklıdır. Abis: Okyanuslarda güneş ışığının ulaşamadı...