⚜ 22. Bölüm ►Tamamını

446 14 1
                                    



The Rule'a devam etme zamanı gelmiş ti. Yorum yapmadan geçmeyin lütfen. Eski bir hikâye olduğu için bir geri okuyup gelmenizi tavsiye ederim.

Neyse iyi okumalar..

━━━━━━━━┛ ✠ ┗━━━━━━━━

Sıcaktan dolayı saç diplerim kaşınırken, huysuzlandım. Üzerimde yorgan ağırlığı hissetmiyorum ama neyin sıcaklığı olduğunu anlamadım. Düşünce yolu ile çözemeyince, gözlerimi kırpıştırarak açtım.
Odanın İçi yarı kapalı perdeden sızan ışık ile aydınlanırken nerede olduğumu yeni kavrayabildim, Klaus'un koynu.
Sıcaktan yapış yapış olmuşken sakince yerimden doğrulup oturur pozisyona geldim. İlk geldiğimizde inceleme şansı bulamadığım oda normal otel odasından farklıydı. 3+1 ev boyutundaydı ama bunları ayıran bir duvar yoktu, her şey açık plandı. Yatak basamaklar ile yüksekte dururken oturmak için bir alan, küçük bir ada mutfağı ve büyük camların önünde duran küvet. Tabi Klaus' dan beklenmiyecek şekilde her yer beyaz, kahverengi ve altın varaklıydı.
Klaus'u uyandırmadan sürtüne sürtüne yataktan çıktığımda girdiğimiz kapının tarafına ilerledim. Diğer otellerden farklı olmamasını şükür ederek, kapının yanındaki havalandırma panelinden odanın ısısını düşürdüm. Geri dönüp kendime büyük bir bardak soğuk su doldurup yatağa dönmeden önce aralık olan perdeye doğru ilerledim. Perdeyi araladığımda gecenin karanlığında parlayan sokak lambalarının dışında tek tük geçen arabaların far ışığından başka bişi yok gibiydi zaten olsa da 48. kattan göremezdim zaten.
Kendi kendime konuşup, kendimi yiyip bitirmeden önce yatağa dönerek eski yerimi alıp sızlayan vücudumu daha fazla yormadan gözlerimi yumdum.

━━━━━━・❪ ❁ ❫ ・━━━━━━

" Herin, uyanman gerekiyor artık" diyen Klaus'un mırıltısını duyunca uyanmamı gerektirecek bir sebep göremiyorum. Saçlarımı okşaması da hiç yardımcı olmuyordu. Mırıldanıp kafamı avuç içine bastırdığımda erkeksi kıkırtısını duydum.
" Güzelim öğlen oldu hem vücudunun daha fazla ağrımaması için yıkanma gerek." dediğinde yanaklarımı şişirdim.
" İstemiyorum" diye mırıldanıp kafamı iyice yastığa gömdüm. Yataktaki hareketlilikten kalktığını anladığımda bozulmuştum ne vardı yanımda yatsaydı. Bir kaç saniye sonra sakin bir su akışı sesi duyduğumda kaşlarım istemsizce çatıldı, umarım beni su ile ıslatmak gibi bir planı yoktur. Su sesi bir kaç dakika sürünce ne yaptığını iyice merak ettim ama bakamayacak kadar yorgundum ve ayrıca dün gece ısıyı fazla düşürmüş olabilirim çünkü yer yer boynum ve belim tutulmuşçasına ağrıyordu.
"Herin" diye seslenmesi ile kafamı iki yana salladım. Nemli elini yüzümde hissedince oluşan ürpertiyi saklayamamıştım. Üzerimdeki pikeyi açınca gözlerimi çok azıcık araladım ve içimi kıpır kıpır eden manzara ile karşı karşıya kaldım. Dağılmış saçlar ve nemli çıplak bir vücut. Elleri tişörtümün eteklerini tutunca vücudum ona karşı tepki vermiş, ürpermiştim. Tişörtü nazikçe çıkarmış ve göğüslerimi ortaya çıkarmıştı, eğilerek uçlarına minik bir buse kondururken kilodumu da yavaşça çıkarmıştı. Vücudum kasılırken sesli tepki veremiyordum.
Beni bacaklarım ve sırtımdan kavrayarak kucağına aldığında dudağıma küçük buseler koyarak beni taşımaya başladı. Büyük bir adım atıp yere doğru alçalınca ılık suyu hissetmiştim.
" Klaus" diye seslendim. Hızlı bir şekilde alt dudağımı emip geri çekildi. Sırtımı göğsüne yaslayıp beni kucağına oturtturdu. Klaus'un dokunşları yeterince gevşetmiyormuş gibi bir de göğüs hizama gelen ılık su ile yumuşacık olmuştum.
" Dün gece doya doya dokunmadım sana bırak seveyim seni, her zerreni daha fazla ezberleyeyim." derken bacaklarımı okşuyordu. Kafamı salayarak onayladım onu.
Bacaklarımı elinin tersi ile okşarken sol elini göğsüme çıkarıp sol göğsümü avuçladı. Kıkırdamasını hissetmiştim
" Avucumdan taşıyorlar " dedi. Gülümseyip kafamı ger çevirdim ve alt dudağını öptüm, geri çekileceken dudağımı emmeye başladığında inlememi serbest bıraktım.
Dudaklarında kaybolurken sol göğsümü yoğurma ya arada bir de ucunu çekiştiriyor, Sağ eli ise bacaklarımı, belimi, karnımı yani dolaşabileceği bölgelerimi okşuyordu. Kısık kısık inlerkek vajinamda elini hissedinca adını mırıldandım ağzına doğru.
" O kadar ıslanmışsın ki su da bile yoğunluğundan hissediliyor" dedi. Yüzüm ona doğruiken gözlerimi araladığımda koyulaşan yeşil irisler ile bana bakıyordu. Vajınamı yavaş şekilde okşarken zevkten dolayı göz kapaklarım ağırlaşıyor ve dudaklarım hafifçe aralık kalmıştı.
" Dilini çıkar" dediği anda anlamsız gelse de dediğini yapmış çıkarmıştım. Dilimi ağzının içine alıp emmeye başladığında vajınamdaki eline kendimi daha fazla bastırmaya çalışmıştım. Sol elindeki göğsümün ucunu sert şekilde sıkınca kafayı yemek üzereydim.
Kalçalarıma hafif bir eğim verip penisine sürtünmeye başlayınca dilimi serbest bırakıp küfür mırıldanmıştı. Kulağımın arkasına öpücükler bırakmaya başlamışken sağ eli yavaşça aşağı inerken işaret parmağını içime itince göz bebeklerim yukarı doğru kayarken adını inledim. Kalçam ile ona sürtünürken sırtıma kadar büyüdüğünü ve sertleştiğini hissetmiştim. İkinci parmağını da içime soktuğunda zorlamaya parmakları canımı acıtmaya başlamıştı ama bir önemi yoktu hatta daha fazlasını istiyordum.
"Klaus" diye mırıldandım. Boynuma doğru kayan dudakları öpücük arasında konuştu.
" Hayır Herin içine girmeyeceğim dün geceden sonra canın çok acır." dediğinde içimi panik kaplamıştı. " Sadece seni tatmin edeceğim"
" Hayır, seni istiyorum" dedim inlemelerim arasında, eli o kader yavaş hareket ediyordu ki sinirden gerilemeye başlamıştım.
" Bu dediğine ne kadar sevinsemde, olmaz" dediğinde, hırladım.
Kalçamı hafif kaldırınca sırtımı arkasında kalan penisi öne doğru gitmişti ama o kadar sertleşmişti ki tamamen düşmemiş vajinama yakın yerde duruyordu. Sağ elimi ile penisini tuttuğumda vücudu gerilmişti.
" Yavrum yapma, çok ağrın olacak. Bırak seni parmaklarıma boşalayım. " dediğinde kıkırdadım. Penisinde aşağı yukarı haraket ederken baş parmağımda ki tırnağımı da sürtüyordum.
" Birincisi bu yavaşlıkla bana sadece eziyet edersin. İkincisi dün beni çok iyi hazırladın Klaus, ağrıyı bırak çok fazla kanamam dahi olmadı. Bırak da parmaklarına değil içimde ki sana doğru boşalayım" derken parmaklarını içimden çıkartıp, penisini girişime sürtürmeye başladım.
" Hayır" dedi sertleşmiş sesi ile. Dudaklarımı büküp kafamı ona çevirdim. Dili her ne kadar istemese de vücudu kasılmıştı. Boynunu geriye atmış aralık dudaklarından kısık kısık nefes alıyordu.
"Klaus, sana ihtiyacım var. Parmaklarına değil" derken, suyun etkisi ile daha da kayganlaşan vajinamın girişine penisini hızlı şekilde sürtünmeye başladım. Adımı haykırdığında dilimi ısırdım.
"Beni doldurmanı istiyorum. " dediğimde, adımı inledi, penisinin başını çok küçük miktarlarda içime sokup sokup çıkardım.
" Senin için hazırım şu an bile boşaltmaya hazırken sana doğu akmama izin ver " dediğimde boşta kalan sağ elini de, boşta kalan göğüsümü tutup serçe yoğurdu.
Zevkten dört köşe olmuşken dayanamayacağımı anlayınca penisini sertçe ve bir anda içime ittim.
"Siktir" diye bağırdığında ben kaskatı kesilmiştim. Geçte olsa anladığım bir şey vardı dün gece tüm penisini beni zorlamamak için sokmamıştı. Şu an tüm penisini içime almışken kasıklarıma kadar baskı yapıyor içimi param parça ediyordu.
"Herin iyi misin" diye sormuştu zorlanarak. Kalçamı hareketlendirmeye başlamam ile duvarlarıma o kadar sert baskı yapıyordu ki sanki içimde bir boy daha büyüyordu. Acının geçen seferkine kıyasla daha çabuk geçmesi ile kafamı geri atmış göz bebeklerim ise zevkten geriye doğru kaymıştı.
" Klaus çok büyüksün ama bu çok güzel" dedim tebessümle bir yanda da hareketlerimi daha büyüterek penisinin sonuna gelip aşağı doğru kayıyondum.
" Sen çok darsın yavrum kendini çok kasıyorsun otamatik olarak da beni de sıkıştırıyorsun bu kadar kasma kendini gevşe biraz yoksa erken boşalacağım" dediğinde bir tık daha hızlandım. Sırıtarak ona baktım.
" Sertliğinin tek boşalmada gideceğini zanletmiyorum zaten" dediğimde gözlerini bana çevirdi. Ellerinden birini kaldırıp boynumu tutup dudaklarını dudaklarıma yaklaştırtı.
" Seni tüm gün sikmemi mi istiyorsun Herin" dediğinde, şu an sadece benim haraket etmem sinirlerimi bozuyordu. Hâlâ kışkırtılmaya ihtiyaçı vardı.
" Tüm gün mü bilmem ama içimden taşıcak kadar boşalmanı istiyorum." dediğinde, iblis gibi gülümsemişti.
" İsteğin benim için emirdir, yavrum" dediği anda belimden tutup kaldırdı. Penisi içimden çıkınca boşluğa düşmüştüm. Beni kendine çevirip tekrardan içime girdiğimde adını haykırarak inledim.
" Küvete tutun" dediğini ikiletmeden yapınca birazcık yükselmek zorunda kalmıştım. Sağ göğsümün ucunu ağzına alıp emmesi ile içimde deli bir hızda haraket etmeye başlamıştı. Anlaşılan beni bu gün param parça etmeye çalışacaktı ve bende bunu istiyordum.

•┈┈┈••✦ 🍭 ✦••┈┈┈•

"Çocuk gibi bana bunu yaptığına inanamıyorum, Klaus." dedim memnun değilmiş gibi.
Hava karamaya başlayınca zar zor durmuştuk ve ilk başta kendisi yıkanıp beni duşa sokmuştu. Duştan çıkınca sipariş ettiği yemeğe aşk ile bakmam ve direkt oturup yemek yemeye başlamıştım. Çarşafların değişmesi ve ertesi gün hapının masanın öbür ucunda olması neden ilk yıkandığının açıklamasıydı.
Saçımı kurutmadan masaya oturmama kızmış ve tepemde kurutma makinası ile durmasına sebep olmuştum.
"Sanki memnun değilmiş gibi devranma yavrum." dediğinde boynumu geriye atıp ona gülümsedim. Hemen eğilerek dudaklarımdan öptü. Önüme döndüğümde birazcık daha saçımı kurutup işini bitirdi ve yanıma oturup yemek yemeğe başlamıştı.
Saçma konular konuşarak yarım saati devirdiğimizde en başından beri bildirim sesini umursamadığı telefonu küfür ederek eline almış ve bakmak zorunda kalmıştı.
Bir kaç saniye sonra ise kast katı kesilmiş telefonu tutan elleri sıkmaktan beyazlamış, kanı çekilmişti.
" Ne oldu" diye sorsam da cevap vermemişti. Merakıma yenik düşüp telefonuna baktığımda tepki vermemek için dudağımı ısırdım.
Bilinmeyen numaradan WhatsApp üzerinden mesaj atılmış, mesajda ise muhtemelen dün gece kalktığımda çekilmiş olan bir fotoğraf vardı. Üzerimde sadece bir tişört ve elimde büyük bardak bir su. Ve gelen tek mesaj.
" Gerçekten de değer verdiğin biri daha ha?" yazılıydı.
" Niklaus bu ne" dedim sakince. Derin bir nefes alarak gözlerini yumdu.
" Şu ihale mevzusu, kız kardeşimi güvenli bir yere geçirince demek ki benim peşime takılmışlar." dediğinde kafamı salladım anlamışçasına " Özür dilerim Herin, bunu yaşadığına."
" Sorun değil, gerçektende. Sadece şimdi ne yapacağız ?" diye sorduğumda yüzüne baktım. Kapalı olan gözlerini biraz zaman sonra yavaşça açtı.
" Uzun zamandır istediğin Prag gezisini yapmaya ne dersin?" diye sorduğunda yapabildiğim hızla gözlerimi kırpıştırmak oldu...

━━━━━━━━┓ ✠ ┏━━━━━━━━


Eski okuyucularım ufak çaplı bir şok geçirdi biliyorum. Şoku atlatın ve yorumları gelin canlar, olmuştur diye umuyorum. Neyse umarım en kısa zamanda görüşürüz 👋🏻

Şevval CNG

The Rule ♱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin