Bölüm 2: Pozitif

77 9 13
                                    

Ateş, Orhan'ı ilk defa bu kadar sinirli görüyordu. "İstifa mı, hem de böyle bir dönemde ya?!"

"Sen de bilirsin ki Orhan hocam," dedi Ateş. "Koronavirüs immünolojinin direkt ilgi alanı değildir, dolaylı olarak ilgi alanıdır... asıl enfeksiyoncular muhataptır koronavirüsle."

Orhan, Ateş'in "enfeksiyon"dan "konfeksiyon" gibi bahsetmesiyle, bir an eskisi gibi sırıtacak olduysa da, ciddileşti hemen. "Farz edelim ki Zeynep hocama bu dönemde ihtiyacımız yok, çocuk oyuncağı mı bu ya? Burası Valide Atik Kreşi mi Ateş hocam, daha önce istifa etmişti zaten, daha bir yıl bile olmadı! Aynı yıl içinde iki kere istifanın eşiğinden dönüyor, eminim bundan da vazgeçecek! Hanımefendiyi çok iyi bir doktor olarak bilirdik, oysa kendine eğlence arıyormuş sadece!"

"Pandemi sürecinde her hekimin meslekten çekilme hakkı vardır doktor, bunu sen de biliyorsun. Bu itibarını zedeleyebilir, ama sonuçta kendi tercihi... Zeynep 33 yaşında bir kadın, belki buradan istifa eder, başka bir yerde başlar...?"

"O da ihtimal dâhilinde tabii," diyen Orhan, kötü kesilmiş sakallarını kaşıdı. "Bir tantuni söylüyorum ben bu haberin üzerine."

"N'oluyor, kutlama mı var?"

"Tam tersine, o kadar sinirliyim ki, şu anda beni sadece tantuninin paklayabileceğini düşünüyorum!"

"Amma yaptın Orhan hocam ha, ben de senin yanına Zeynep'i nasıl ikna edebileceğimizi danışmaya gelmiştim..."

"Sen... sen Ateş Hekimoğlu ve danışmak...?"

"Takıldığın yer burası olmasa gerek?"

"Doğru, sen Ateş ve Zeynep... neden sürekli onun peşinde koşuyorsun sen? Bırak, ne hali varsa görsün! Artık doktorluğu mu bırakıyor, kendisine Valide Atik'ten güzel hastane mi buluyor, görelim! Alo?" diyen Orhan'ın, telefonu düşmüştü. "Valide Atik Hastanesi'ne iki tantuni lütfen, biri acılı, ikisi de soğansız. İki de ayran, kolay gelsin."

"Sana afiyet olsun Orhan hocam..." diyen Ateş, yüzündeki maskeyi düzelttikten sonra bastonuna dayandı.

"N'oldu, sen tantuniyi ret mi ediyorsun?"

"Hiç iştahım yok bu öğle vakti. Ben bir eve kadar uğrayacağım..."

"Eve... sen...? Bu saatte?"

"Kendi evime değil doktor, daha önce ikna etmek için ayaklarına kadar gittiğim kişinin evine..."

"Madem öyle, niye bana iki porsiyon söylettin Ateş? Hu, kime diyorum! Bu herif bana hesap kilitlemeye bayılıyor ya!" diyen Orhan, Ateş'in peşinden bakakalmıştı...

*****

O dakikalarda, başka bir ikilinin dertleşmesi daha başarılı geçiyordu.

Mehmet Ali ve Emre, birbirlerini çok iyi anlarlardı. Üstelik de böyle zamanlarda... "Ben negatifim..." diyordu Emre.

"Sen sonuçları aldığına göre, Zeynep'inki de çıkmıştır?"

"O yüzden mi gelmedi acaba?"

Bu cümle bana ait olmalıydı, diye düşündü Mehmet Ali... "Çıkışta yanına uğrayacak mısın?"

"Gidebilsem şimdi giderdim."

"Gidebilseydin giderdin," diyen Mehmet Ali, kantinin önünden geçen bir kapüşonluyu gösterdi. Topallamasından, Ateş hocaları olduğu anlaşılıyordu. Ateş, kapüşonu gözlerine indirdiği gibi bastonunu da montu içinde yok etmişti ve hastanenin her personalinden kaçabilirdi, ama Mehmet Ali'yle Emre'den asla.

"Bak, o bile gidebiliyor, ama sen buradasın Emre."

"Zeynep de böyle olsun isterdi..."

"Zeynep de böyle mi isterdi? Hımmm..." diyen Mehmet Ali, hamburgerinden bir ısırık aldı. Emre, dalgın gözlerle onun hamburgerinin salçasının, dudağının kenarına, bıyıklarının üzerine yapışmasını izliyordu.

"Bu testlerin sonucunun yanlış çıkması ihtimali var di mi?" diye sordu Mehmet Ali.

"Doktor değil misin, sen de bilmiyorsun da sanki Memoli ya..."

Mehmet Ali güldü. Ateş, Memoli lakabını kullanma huyunu, Emre'ye de bulaştırmıştı. Mehmet Ali o an, Memoli olmaktan hiç rahatsız olmadığını düşündü. Emre söyledikçe, Memoli olmak hoşuna gidiyordu sanki... Korkuyordu ki yakında Emre de ona Dolapdere demeye başlayacaktı.

"İştahsızsın oğlum bak, korkuyorum! Al bi' ısırık şundan!"

"Ya ben ısırırım da, hakikaten testler yanlış ve hakikaten pozitif filansam, sana da geçmesin!"

"Öyle bulaş olmaz, bunu sen de biliyorsun. Pandemi döneminde herkes ekstra pimpirikli oldu ya!"

Emre, Mehmet Ali'nin hamburgerini elinden çekip, etrafına şöyle bir göz atarak bir ısırık aldığında, iki doktor olarak aynı hamburgeri paylaşarak, bu pandemi günlerinde ne de kötü örnek olduklarını ayıplayan birileri var mı yok mu kolaçan ediyordu aslında...

🎗️Kırmızı Kurdele🎗️Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz