• 9 •

1.3K 109 12
                                    

S E R K A N

Eda beni Denize bir şey ispat etmek için öptüğünde şok geçirmiştim.
Ama o sadece masum bir öpücüktü.

Ve o an ne düşündüm bilmiyorum ama sadece onu öpmek istedim.
Gerçekten öpmek istedim. Masum bir öpücük falan değil yanı.

Onu kendime çektiğimde öpmüştüm.
Biraz gerildi tabi şok geçirdi, ama bu herife bir şey ispat etmek için karşılık verdi.  Tutkulu bir öpücüktü ve benim içimde bir şey koptu sanki.

En sonda geri çekildiğimde, hafif aralık dudaklarla, soran gözlerle Eda bana baktı.

Bunu beklemiyordu ve ne yalan söyleyim, bende beklemiyordum.

Sonra Deniz'e döndü. Ve ona bir adım attı.

E: aldın mı cevabını?

Deniz hiç bir şey demedi, sadece gitti. Bende orda hala bekliyordum.
Deniz gittikten sonra Eda bana döndü ve yavaş yavaş bana yaklaştı.

Sonra tokat attı.
Hafif gülümsedim, bunu aslında bekliyordum.

S: ben şey yanı. İnandırıcı olsun diye..

Eda bir yan gülümsedi sonra diğer taraftan tokat attı. 

E: inandırıcı olsun diye.

Ve başka bir şey demeden, gitti.

E D A

Bu ne cürret yahu?
Beni öpmüştü. Resmen öptü.

Tamam, ben ilk şey yapmış olabilirim ama beni öptü. ÖPTÜ. Gerçekten öptü. Yanı gerçek bir öpücük!!

Sinirden yerimde duramıyorum ya. Nasıl cesaret edebilir böyle bir şeye??
Bu ne cürret??

Hemen ordan uzaklaştım ve kendimi işe verdim. Çalışıyordum ta ki babam yanıma gelene kadar.

Must: kızım, nasıl gidiyor?

E: iyi baba. Çalışıyorum.

Must: sen nasılsın peki?

E: daha iyiyim. Çalışmak bana iyi geliyor merak etme sen.

Must: bak şey diyeceğım kızım. Serkan bugün başlıyor, şimdiye kadar gelmesi gerek. Sana ayırdığım projelerde birlikte çalışın istiyorum. Onun deneğimi var, sana çok yardımcı olabilir.

Hayır. Hayır. Hayır.

E: ya baba ne gerek var, ben kendim şey yaparım. Ona başka işler ver. Bir sürü işimiz var yanı. Ben kendim halledebilirim gerçekten.

Must: yok yok. Sen daha yeni başladın. Serkan bence sana çok yardım edebilir. Ondan çok şey öğrenebilirsin.

E: ben senden de çok şey öğrenebilirim. Boşver Serkanı. Sen bana yardım edersin.

Must: hayrolla? Bir sorun mu var aranızda, anlamıyorum? Neden onunla çalışmak istemiyorsun?

E: yok ya sorun falan. Ne sorunu olabilir ki?

Must: e o zaman, bu halin ne?

E:  yok bir şey baba. Pek tanımıyorum da ondan herhalde şey yaptım.

Must: tanırsın işte kızım. Hem bana iyi birine benziyor. Seni eve kadar getirdi, kolyeni geri vermek için şirkete kadar geldi. Şans ver çoçuğa yanı.

Biraz fazla iyi birine benzemiyor muydu? Birden karşıma çıktı, ben nerdeyse apartmanı yakarken karşıma çıktı, şimdi burda iş yerinde karşıma çıkıyor. Beni öpüyor.

İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin