Jung Hoseok bedenini yorgun bir şekilde sarışın oğlanın yanına bıraktığında bedenleri terle kaplıydı. Göğüsleri nefes nefese inip kalkarken Yoongi başını kendisine çevrilmiş bir çift göze çevirdi.Bir süre birbirlerini izlediler sessizce. Birbirlerinin bakışlarından anlamaya çalışıyorlardı olan biteni.
Jung Hoseok'un gözü oğlanın boynuna kaydı, irili ufaklı ısırıklar ve emdiği bölgeler hızla morarmıştı. Daha sonrasında daha aşağılara, oğlanın göğsüne kaydı bakışları. Yoongi kendisine sert davranmasını istediği için bedeninin kalan kısımları da lekeler ve izlerle doluydu.
Gözleri tekrar Yoongi'nin gözlerini bulduğunda elini oğlanın yanağına uzattı.
"Canın acımıyor mu?"
Yoongi gülümseyerek başını iki yana salladığında Jung Hoseok oğlanın yanağını okşamaya başladı. Sarışının gözleri ağır ağır kapanmaya başladığında Hoseok doğrularak oğlanın dudaklarına ufak bir buse kondurdu.
"Ben duş alacağım, çok sürmez."
Yoongi mırıltıyla onaylayıp yatakta kıvrıldığında Hoseok yataktan kalkarak oğlanın üzerini örttü. Kıyafetlerini alıp odadan çıktığında Yoongi gözleri kapalı biraz daha bekledi. Bekledi bekledi, sonunda gözlerini aralayarak odanın boş olduğunu kontrol ederek sessizce yataktan indi.
Yaptığı ilk şey boxerını bulup altına geçirmekti kalçasında büyük bir sızı hissetse de. Odadan çıkmak için kapıya ilerledi.
Odanın kapısını yavaşça araladı, başını kapı aralığından çıkararak etrafa baktı önce. Odasına yakın sayılan ortak banyodan gelen su sesleri üzerine adımları hızlıca merdivenlere yöneldi.
Bay Jung'dan şüphelenmek için elinde bir sürü sebep vardı, iki gündür çalışma odasına girmek için doğru zamanı bekliyordu. Çekimine kapıldığı bu adamın masum olmasını diledi.
Alt kata indiğinde Jung Hoseok'un hastalarını ağırladığı büyük odanın önüne gelmişti oyalanmadan. Kapı koluna uzandığında daha öncesinde Bay Jung'un kapıyı hep kilitli tuttuğunu hatırlamıştı.
"Siktir..."
Bay Jung'un odasına çıkmak ve anahtarını almak için vakti vardı, merdivenlere yöneleceği sırada onu bir his durdurdu. Kimine göre 6.hissi kuvvetliydi, kimine göre ihtimalleri dinliyordu.
Tekrar kapıya dönerek kapı kolunu indirmeyi denedi. Kapı sorunsuz bir şekilde aralandığında Yoongi tereddütle iki yanına baktı.
Tuzak?
Sarışın içeri girerek kapıyı ardından sessizce kapattı. Yaklaşık dört ya da beş dakikası vardı kafasındaki plana göre.
Önce odayı gözden geçirdi, iki tekli koltuk masanın önünde, bir adet hasta yatağı, yanı başında bir sandalye. Çalışma masasının başına gelerek çekmecelerde kilit var mı
diye gözden geçirdi çekmeceleri. Gözü kitaplığa ilişti, önemli şeyleri kitapların arasında saklardı Yoongi.Çalışma masasını es geçerek kitaplığa yürüdü, kitapları inceledi tek tek. Yapısında problem olan, çizik ya da lekeli kitapları çekip çıkarıyordu.
"Bu değil, bu da değil, bu da..."
En az on beş yirmi kitabı eledi Yoongi, sonunda koyu yeşil kapaklı, diğerlerine göre daha eskimiş bir kitap gözüne ilişti. Kalın kitabı dikkatlice yerinden çıkarttığında sayfaların aralarına iliştirilmiş ufak kağıtlar fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dancy, the killer • sope
FanfictionMin Yoongi, Dancy'nin öldürmekten duyduğu zevki ve hazzı anlamaya başladığında bunun sebebi, kendini bir katilin yerine kafa karıştırıcı bir kusursuzlukla koyabilmesiydi. Jung Hoseok ise Yoongi'nin koruyucusuydu, şimdi ve sonsuza kadar...