Ali Ezo onu terasta dizlerini kendine çekmiş, başını dizlerine yaslamış şekilde bulduğunda kurulda bugün konuşulanları ve sevdiği herkesin onu öylece bıraktığını düşünüyordu. Daha dün demişti Ferman Hoca, sen benim kardeşim değilsin diye. Ali ona ben yaşayamam böyle derken doğruyu söylüyordu. Bunu bile bile Ferman abisi neden Tanju hoca'nın söylediklerine maruz kalırken tek bir kere ona bakmamıştı? Nazlı'nın soğuk bakışlarını hatırladı. Adil Hoca'nın kaskatı suratını... Nedense, hepsi canını çok yaksa da en çok Ferman Hoca'nın yaptığı dokunmuştu Ali'ye. Daha birkaç gün önce ona uçakta 'sen benim kardeşimsin oğlum' demişti şimdi böyle yapıyor olması canını çok yakıyordu. Abi, diye geçirdi içinden. Abi ben sana ne yaptım? Ezo yavaşça yanına yürürken aklından bütün bunlar geçiyordu.
"Merhaba Alişko."
"Merhaba Ezo." Ali hafifçe başını kaldırdı, Ezo da yavaşça yanına oturdu. Ali tekrar önüne bakışlarına başladı. Kısa bir süre karşılıklı sessiz kaldılar.
"Yemeğini yememişsin." Dedi Ezo.
"Aç değilim." Ali parmaklarıyla oynamaya devam etti. Ezo dönüp onu biraz seyretti.
"Ali," dedi en sonunda. "Ne yapacaksın?"
"Sen ne yapardın?" Diye sordu Ali birden. "Söylesene senin bütün sevdiklerin seni bırakıp gitseler, yüzüne bile bakmasalar ve sürekli azarlayıp ceza verseler sen ne yapardın? Nasıl davranırdın?"
Ezo'nun gözlerinde Ali için hüzün ve tuhaf bir anlayış duygusu vardı.
"Giderdim herhalde." Dedi. Ali de ona bakmadan kafasını salladı.
"Giderdin." Gözleri doluydu ama göz yaşı akmıyordu. "Giderdin."
Ezo derin bir iç çekti, Ali'ye ve onu bu hâle getirenlere ne diyeceğini bilmiyordu. Bildiği tek şey, Ali onun arkadaşıydı, tek arkadaşıydı ve Ali haklıydı. Ve arkadaşı olarak da Ezo onun yanında olmalıydı.
"Gidecek misin peki?" diye sordu Ezo ona. Ali bu sefer ona baktı.
"Burada kalmam için bir sebep yok. İnsan ait olmadığı yerde kalmamalı,gitmeli."dedi Ali.
"Ya cerrahlık hayalin? O ne olacak peki?"
"Abim bile beni başasistan seçmedi, üstelik beni kayırmasını değil sadece beni hak ettiğim için seçmesini, farklılığım yüzünden beni görmezden gelmemesini, bana... abilik yapmasını istedim ya. Abilik yapmasını istedim, abim olsun istedim her yerde, bu kadar zor mu ya benim abim olmak, beni her yerde sevmek neden bu kadar zor onlar için, ben bu kadar mı kötü bir şey istedim Ezo, onlar dediler, biz seni seviyoruz ailen oluruz dediler şimdi neden böyle yapıyorlar. Neden anlamıyorum neden?" Ali'nin gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı en sonunda, kendini tutmak istememişti. Ezo'nun da gözleri dolmuştu şimdi, dokunmak ve onu teselli etmek istiyordu ama olduğu yerde kaldı ona bakarken. Ali başını ellerinin arasına aldı ve hıçkırmaya başladı.
"Ben otizmli olmasaydım ne Nazlı beni terk ederdi, ne Ferman abim bana kardeşim değilsin derdi, ne de arkadaşlarım, Adil hocam, herkes... bana bunu yapardı. Hepsi onlar gibi normal değil otizmli olduğum için! Neden otizmliyim ben!"
"Ali..."Ezo'nun gözleri dolu doluydu. "Ali bak, ben buradayım. Ben senin yanındayım ve ben senin arkadaşınım, evet abin değilim, sevgilin değilim, baban değilim ama arkadaşınım ve ben seni olduğun gibi seviyorum, tamam mı? Hem de her yerde. Onlar da seni olduğun gibi seviyorlar, evet bunu gösteremiyorlar ve seni incitiyorlar ama seni çok seviyorlar Ali. Otizmli olman sana olan sevgilerini değiştirmez. Ben de farklıyım, bak. Sen beni bipolar olmasam daha mı çok sevecektin? Kendine bunu yapma Ali."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Çok Abim Severdi Beni
FanfictionBu hikaye 46.bölümdeki kurul sahnesinden ve Ali'nin bankta tek başına kaldığı sahneden sonra geçmektedir. Ali kendini çok zor bir karar vermek zorunda bulur ve uzaklara gitmeye karar verir. Ferman Ali'yi bulacak mıdır ve kendini affettirip onu geri...