bambi bambi

all i got

yazarisko notisko: hARKADASLAR bu bir oneshot olduğu için olaylar hızlı ilerlemisko cünkü ONESHOT VE YAZMASI BU HALİYLE BİLE ASIRI UZUN SÜRDÜ BENİM BOYUN BEL VE BİLİMUM UZUVLARIM/VÜCUT KISIMLARIM FELC GECİRMİSKE

mantık aranmasın, kapaktaki foti düsünülerek olayların tadı cıkarılsın. tesekkürler de edilsin okuyanlara TESEKKÜRLER YANİ

hucam ben fic yazmayı unutmusum malsf 

***

"şaka mı yapıyorsun baek? hoşuma gitmeye şakalar bunlar."

en yakın arkadaşım ile tartışırken elimde tuttuğum viski görünümlü elma suyundan bir yudum daha aldım. hoşuma gitmeyen tat boğazımdan geçerken ve yanımda konuşup duran çocukluk arkadaşım bana rahat vermezken yüzümü buruşturmamak imkansız gibi bir şeydi.

"hayatım zamanım yok. herhangi bir yarışmaya katılacak ya da herhangi bir şeye ayıracak beş dakikam dahi yok inan."

normalde insanları kandırmakta oldukça başarılı olan ses tonum elbet mira'yı kandırmakta başarılı olamayacaktı, bunun farkındaydım fakat umursadığım da söylenemezdi. gecenin başından beri katılmam için tutturduğu yarışma hakkındaki ısrarları artarak devam ediyordu. araya giren şarkılar, alkışlarla sonlanan sahnelerimiz bile bitmişti fakat onun ısrarları asla bitmemişti, bitmiyordu.

katılmamı istediği şarkı yarışması dikkatimi çekmiyor değildi, en azından eğlence için olsa bile katılabilirdim böyle bir yarışmaya, AMA... her şeyde olduğu gibi bunun da bir aması vardı elbette, kendime göre benim amalarım da fazla güçlüydü işte. katılırım ama alacağım sonuçtan korkuyorum. katılırım ama kendimi yetersiz görmekten ürküyorum. katılırım ama sonundaki hayal kırıklığını yaşamak istemiyorum. çok fazla ama, her zamanki gibi "en fazla ama" ödülü yine byun baekhyun'a gidiyor.

"biliyorum boş zamanlarının olduğunu edepsiz adam, bana yalan söyleme bari." çatılmış kaşları yanımdaki çıtırı ürkütücü göstermekten en uzaktaydı, istemsizce kısılan gözleriyle oldukça sevimli görünüyordu ve gülümsememi tutamamıştım.

"meşgul bir insanım şekerim. yine de ağlamaya devam etme diye bu konuyu daha sonra konuşulmak üzere rafa kaldırıyorum."

"bana bak byun baekhyun-"

lafının kesilmesi üzerine, buna sebep olan olayın ne olduğuna bakmak için merakla gözlerimle baktığı yeri takip ettim. kapıdan acelesiz bir şekilde giriyor olan uzun boylu bedeni gördüğüm anda kaşlarım ilgi ve şaşkınlık ile havalanmıştı. böyle renkli bir tipin un village'da ne işi olduğunu sorgulayan kişiliğim, ağzının sularını akıtan kişiliğim tarafından tokatlanarak susturulduğu zaman dudaklarımı birbirine bastırma ihtiyacı duydum.

 "pembe saçlı ve mor ceketli birisi ile un village'ı bağdaştıramıyorum şu an, bu nasıl bir parça böyle ya?"

"uf yavrum deseydin bir de byun mira, gerçekten hayretler içerisindeyim."

"sus sen sus, yere bakan yürek yakan byun baekhyun. o bakışlar ne öyle?"

bütün duygularını bakışlarında yaşatan birisi olarak, duygularımın yakalanmasının suçluluğuyla gözlerimi mira'ya çevirmeden önce içeriye güçlü aurası ile giriş yapmış olan uzun çocukta birkaç saniye daha oyalandım.

"güzel olan her şeye bakmak beni bir suçlu değil, zevkli bir insan yapar." ukala bir şekilde konuşurken dibinde kalmış olan meyve suyunu yandaki sehpaya bıraktım. elimde bir şeyler tutmaktan hiç hoşlanmıyordum, beni huzursuz ediyordu.