Fikret üzerine şort ve beyaz bir tişört giyip ayaklılarına hemen postallarını geçirdi, sarı yağmurluğunu yanına aldı sırt çantasına sigarasını ve telefonu attı. Aşağı indi kısa bir beklemenin hemen ardından Deniz arabasıyla geldi ve Fikret arabaya bindi, Deniz yorgun ve bitkin görünüyordu ama buna rağmen gülümsedi
"hoş geldin"
"hoş bulduk"
Deniz acemi bir ergen gibi ne koşuşacağını bilemiyordu ama o anda arkadan gelen korna sesi onu kendisine getirdi
"İstanbul'da artık kimsenin tahammülü kalmadı en ufacık bir şeyde hemen öfke nöbeti geçiriyor insanlar"
Fikret'te başını salladı
"ben İspanya'da da ve dünyanın pek çok noktasında insanlarla özellikle erkekler çalışmak zorunda kaldım ama bizim en meşhur tarafımız ani gelişen öfkemiz galiba, bu öfkeyi başka hiç bir yerde görmedim"
Deniz başını salladı "bende biraz öyleyim galiba millete laf ediyorum ama kendimde öyleyim Karadeniz tarafım tutuyor bazen gözüm hiçbir şey görmüyor bugün mesela bir hasta yakınını ortalığı bir birine kattı, kadın bir doktor arkadaşımızı darp etmeye kalktı tabi müdahil olduk güvenlik geldi adama vurmamak için kendimi zor tuttum"
"evet hiç sorma bir doktora vurmayı nasıl aklından geçirebilirsin bir de kadına üstelik"
Deniz radyoda çalan müziğe ses verdi "en sevdiğim şarkılardan biri"
Fikret başını salladı "son yıllardır neredeyse hiç türk müziği dinlemedim desem"
"sen ciddi misin? Gerçi haklısın son yıllardır o kadar iyi şeyler çıkmadı en iyisi klasikler"
Fikret başını salladı
"ee şimdi nereye gidiyoruz, tekneye nereden bineceğiz"
"Ne teknesi"
Fikret şaşkınlıkla Denize baktı "balık tutmaya gitmiyor muyuz?"
Deniz güldü
"gidiyoruz Fikret ama balıkçı teknesiyle değil ha kışın onu da yaparız ama şimdi Galata'dan olta atacağız biliyorsun av yasağı var şimdi çıkamayız"
Fikret biraz hayal kırıklığına uğramıştı Deniz de balıkçılarla olacağı için heyecanlanmıştı
"hey moralini bozma o kadar huzurlu hissedeceksin ki"
Arabayı durdurdu ve park etti.
"evet geldik"
Beraber arabadan indiler arabanın bagajından Deniz olta takımlarını ve çantasını Fikret'e uzattı
"bunları taşıyabilirsin değil mi miço bende sandalyeleri alayım"
Fikret başını salladı ve Deniz'in uzattığı çantayı ve oltaları aldı
Deniz'de iki sandalyeyi ve büyük sırt çantasını sırtına yüklendi ve Deniz önde Fikret arkada ilerlediler köprüye geldiklerinde çok az sayıda insan vardı
"Sen bu kadar az olduğuna bakma bazı geceler burada olta atacak yer bulamayız ama bu gece şanslıyız"
Deniz hemen sandalyeleri açtı, Fikret'in elinden oltaları aldı
" sen geç ben oltaları atayım sonra bir şeyler içeriz"
Fikret gülümsedi ve katlanabilir sandalyenin arkasına yaslandı, Deniz'in kokusunu içine çekti gözlerini kapadı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çirkin Ördek Yavrusu
Ficción GeneralBen Fikret Zeynep Doğan adımı hayatını kaybetmiş iki küçük çocuktan aldım, bir adama aşık oldum, tamda kitaplarda, filmlerdeki gibi büyük aşklardan ama onu geçmişin laneti ve ön yargılar yüzünden kaybettim, yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda ihan...